Hema Kandilli Kömür İşletmesinde arkadaşlarının işten atıldığını belirten maden işçisi maden ocağına kendisini kilitledi. 450 Madenci sorun çözüme kavuşuncaya kadar eylemlerine devam edecek.

 

CHP İl, İlçe ve Belediye Başkanları ile işletmeye giderek maden işçilerinin eylemine ve ailelerine destek verdi. İl Başkanı Harun Akın, Kandilli’de insanlık dramı yaşandığını vurgulayarak, “Kandilli’den imdat diyoruz” dedi.

 

İşletme Müdürü Zeki Arslan, TTK yönetimini suçladı, modern tesislerde istihdam yaratmak isteyen işverene engel çıkartılmak istediğini vurguladı. Bölgede nitelik ve nicelik bakımından yeni kömür rezervleri bulunduğunun altını çizen Arslan, işletmenin adım adım kapanmaya gittiğini ancak buna Zonguldak’ın seyirci kaldığını söyledi.

 

Kandilli beldesinde, Hema Kömür İşletmelerinde çalışan madenciler, 60 arkadaşlarının iş akitlerinin feshedildiği gerekçesiyle başlattıkları ocaktan çıkmama eyleminde toplam 450 madenci katıldı. İşçilere destek ise CHP İl Başkan ve Yöneticilerinin yanı sıra ailelerinden geldi. Hema Kandilli Kömür İşletmelerinde 60 işçinin iş çıkışı verilmesine tepki gösteren diğer madenci arkadaşları ocaktan çıkmama kararı aldı. 350 ile başlayan bu sayı 450’ye ulaştı.

 

“İNSANLIK DRAMI YAŞANIYOR”

CHP Zonguldak İl Başkanı Harun Akın, İl Yönetim kurulu üyeleri, İlçe Başkanı Hayrettin Kartal, Kandilli Belediye Başkanı Mustafa Aydın ile birlikte işletme önünde açıklamada bulundu. Kandilli’de insanlık dramı yaşandığını belirten İl Başkanı Akın, “Ben bunca senedir böyle bir durum görmedim. Sabahleyin işten atılma korkusu ile arkadaşlarına sahip çıkan madencilerin büyük bir bölümü ocak içerisindeler, dışarıya çıkmıyorlar. Bu işçilerimizin, kardeşlerimizin bu ocaktan çıkması için grizu mu patlasın, yanmaları mı lazım. Enerji Bakanı gelip burada grizu patladı içeride şu kadar ceset var bu anonsu mu yapmaya gelecek?

 

“BEN UTANIYORUM”

Ben utanıyorum Zonguldak adına. İktidarın yetkili bir sesi, bakanlık bir şey söylesin. Böyle bir dram ile bugüne kadar karşılaşmadım. Bu bölgede çok kazalar, iş kazaları, grizular gördük ama böylesini ilk kez görüyoruz. İşçi arkadaşları atılıyor diye yüzlerce madenci yerin altında anne babaları da burada. Bu kent kömür kentidir. Maden kanununu çıkardılar 2004’de ben milletvekiliydim o gün söyledim yanlış yapıyorsunuz dedik ama biz şimdi haklı çıktık diye böbürlenecek halimiz yok gelip bu işi çözsünler. Bu şirketlere en azından durun sorunlarınıza bakacağız desinler. Zonguldak köylerinde mezar kazacak genç yok, biz madenci memleketindeyiz. Kandilli’den imdat diyoruz, böyle bir şey olabilir mi?”

 

“İŞVEREN BURAYI KAPATACAĞIM DEMİYOR”

Partililer daha sonra İşletme Müdürü Zeki Arslan ile görüştü, son gelişmelere ilişkin bilgi aldı. Arslan, işletmenin Zonguldak’ın en önemli, Türkiye’deki tek kuyu madenciliği yapan özel işletme olduğunu belirterek, “800 Civarında işçimiz çalışıyoruz ama son dönemlerde azaldı. Bizim işverenimiz, ‘ben burayı kapatacağım’ demiyor. Biliyorsunuz Soma olaylarından sonra madenciliğin yapısı değişti eskisi gibi değil hiçbir şey. Arkasından Ermenek olayı yaşandı. Bizim işverenimiz TTK’dan devir alınan bu maden ocağını daha modern bir işletmeye çevirmek istiyor. Gerekirse yeni bir kuyu daha modern bir işletme yapmak istediğini söylüyor. Başlangıçta bize Türkiye Taşkömürleri Kurumu’ndan (TTK) öngörülen rezervler çıkmadı, biz son anda bazı kömür oluşumlarına rastladık. Kimsenin bilmediği nitelik ve nicelik olarak da bir farklı bir kömür ile karşılaştık. İşletmenin geleceği de bu şekilde aşılmış olacaktı en büyük sorunumuz rezervdi. Bütün bunlardan sonra TTK’ya hazırlık süresi başvurusunda bulunduk ama buna olumlu yaklaşmadılar. Çıkardığınız kömür kadar rödevansını veriyorsunuz”

 

TTK’DA MEMUR ANLAYIŞI

Türkiye’deki bütün madenlerin daha modern hale gelmesinin konuşulduğunu da kaydeden Arslan, “Uydurma ocaklar olmasın diye bir tartışma var. Bizim TTK yönetimi akıl almaz biçimde buna karşı çıkması tam bir devlet memuru anlayışı içerisinde herşeyi mahkeme ile çözme, yaptırımlar mahkeme kanalı ile gelsin anlayış var. Hiçbir şekilde ‘taşın altına elimi sokmayayım’ diyor. Bu işi de çıkmaza sokan bu. Torba yasadaki madenlerin biliyorsunuz maliyetler bir anda yüzde 60-70’lere çıktı. 6 Saat gibi madencilik ile hiçbir şekilde bağdaşmayan kararlar alındı. Bizim bu konudaki başvurumuza uydurma gerekçe ile kapatma şekliyle karşılık verdi, iş müfettişleri geldi, bu iddiaların hepsini çürüttü hiçbir anlamı da kalmadı. Bizim işletmemiz havzada en modern yöntemler uygulayan bir işletme.

 

“GALERİLER 50’Lİ YILLARDA AÇILMIŞ”

Galeriler, kuyularımız tabiki TTK’dan kalma 50’li yıllarda açılmış. Bunlar daha da iyi modern hale getirilebilir. Bu herkes için de bir kazanım olur. Burada önemli olan istihdamdır. Göz göre göre buranın yok olması karşısında Zonguldak siyaseti de anlaşılmaz bir şekilde duyarsız davranıyor biz bunu da anlamadık. Sanki hiç böyle bir şey olmuyor, kimse de kusura bakmasın. Ben sadece muhalefete demiyorum.  Zonguldak’ın üçüncü büyük bir işletmenin elden çıkmasının kime kazancı olacaktır. Hükümet tarafı tamamen sessiz. Bir tek 6 saat konusunda bir çalışma var maliyetler konusunda devlet hiçbir konuda adım atmıyor, bu da kaçak kömürcülüğü patlattı. Dün de Zonguldak’ta bir kişi öldü, son dönemlerde kaçak ocaklarda sürekli adam ölüyor çünkü kömür karaborsaya düştü Zonguldak’ta. Biz kömür çıkartmıyoruz birçok işletmede bizim gibi beklemede, ithal kömürcüler bile stoklarını erittiler artık kömür karaborsaya düştü kaçakçılık da patladı. Nereden nereye geldik Soma’dan sonra. Bu konuda adım atılmazsa bizim işyerimiz kapanma noktasına doğru gidiyor” dedi.

 

“AKIL MANTIK İLE BİR ALAKASI YOK”

Maden ocaklarındaki 6 saat çalıştırma uygulamasına da tepki gösteren Arslan, “Bu yanıltma 1.5 saatte giden 1.5 saatte gelen işçi 3 saat ocakta ne yapacak? Neden yerin dibine sokuyorsunuz bu adamı? Madem bu kadar iş güvenliği iş güvenliği diyorsunuz o zaman sokmayalım yerin altına. Bunun akıl ve mantık ile bir alakası yok. Nasıl oluyor da bu ülkeyi yönetenler yanıltılabiliyorlar, akıl alacak bir uygulama değil” ifadelerine yer verdi.

 

450 İŞÇİ MADEN OCAĞINDA

Genel Maden İşçileri Sendikası Armutçuk Şube Başkanı İsa Mutlu da, işletme önünde gazetecilere yaptığı açıklamasında, 16-24 vardiyasının da katılımı ile maden ocağında 450 işçinin bulunduğunu kaydederek, “İşçilerimiz şuanda yer altından çıkmamakta kararlılıkta, 16-24 vardiyası ve gece vardiyasına gelen işçilerimiz de bu eyleme ocağa inerek katılacaklardır. Madenciler dayanışma içerisinde eylemlerine devam edecekler ve sonuç alınıncaya kadar çıkmayacaklar, aileleri de gelerek destek vermeye başladılar” dedi.

 

“ARKADAŞLARIMIZ ÇIKMAYACAKLAR”

Yeraltında bekleyen maden işçilerinin yanından gelen maden işçisi Ergün Akyüz ise işçilerin ocak içerisinde bulunduğunu hatırlatarak şunları söyledi: “Arkadaşlarımız şuan içeride, aşağıda kalacaklar, çıkmayacaklar hiçbir şekilde, olay çözülene kadar orada duracaklar. Vardiyaya gelen işçiler de bunlara katılacaklar, somut bir adım atılana kadar bu eylemden dönüş yok, demokratik bütün haklarımızı kullandık son çare bu. İçerideki arkadaşlarımızın yemek içme işlemlerini de bir şekilde çözmeye çalışacağız”

 

“EKMEĞİMİZİ İŞİMİZİ ALMASINLAR”

2010 yılında eşinin kardeşini de maden ocağında yaşamını yitirdiğini belirten Selvi Kuş, 2 çocuğu ile büyük bir endişe içerisinde gelecek haberleri beklediklerini söyleyerek,, “Eşimin işten çıkarılmasını istemiyoruz. Başka ekmek getiren yok, 2 çocuğum var, okula gidiyor, kış ve soğuk. Bize haksızlık yapılıyor. Yetkililer seslerimizi duysunlar, elimizden ekmeğimizi ve işimizi almasınlar” dedi.

 

“NE YİYECEKLER BUNLAR?”

2 Çocuk babası Erdal Demirbaş’ın maden ocağından çıkmadığını belirten anne Ayşe Demirbaş da, “Sabah çocuğumu kuru ekmek ile gönderdim. Soğan ekmek ile gönderiyoruz oğlumu. Oğlum maden haricinde bir yerde iş bulamaz, 2 oğlu var. Ne yiyecekler bunlar”, çocuğu bulunmamasına rağmen ekmek teknesinin kapatılmamasını isteyen Durcan Demirbaş, “Burası ekmek teknemiz. Bu ekmek teknesini kaybetmek istemiyoruz. Büyüklerimiz yanımızda idiler, açarken yanımızdaydılar kapatırken neredeler?” sözleri ile konuştu.

Maden işçilerinin aileleri eylemin sona erinceye kadar işletme önünden ayrılmayacaklarını söylediler.

 

(Haber: Mustafa Kemal Bektaş)