18 Mayıs Müzeler Günü nedeniyle açıklamada bulunan Karadeniz Ereğli Müze Müdürü Ahmet Mercan, tarihi eserlere her zaman gerekli değeri verip kaçırılmasına veya tahrip edilmesine engel olunması gerektiğine vurgu yaptı.
Dünya Kültür Mirasının koruması ve Müzeciliğin tanıtılması amacıyla Uluslararası Müzeler Konseyi (İCOM) tarafından tüm dünyada “18 Mayıs Müzeler Günü” çeşitli etkinliklerle kutlandığını, ICOM Milletlerarası Müzeler Konseyince 2024 yılı için ana tema “Müzelerde Eğitim ve Araştırma” olarak belirlendiğini açıklayan Mercan, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
"ÖNAYAK OLUNMAKTA"
"Bu bağlamda Kdz. Ereğli Müzesi’de Müze ve Örenyerlerini ziyarete gelen öğrenci ve turistlere gerekli tanıtımı yaparak tarihi eserin eğitim faaliyetlerini yürütmektedir. Yine Müzede araştırma yapmak isteyen bilim insanlarına da gerekli kolaylık gösterilerek bilginin tüm bilim çevrelerini ve meraklılarınca ulaşmasına önayak olunmaktadır. Tarihi eserler bir ülkenin kimliğidir. Kimliğimize ne kadar sahip çıkarsak dünya ülkeleri arasında o kadar itibarımız artacaktır. Tarihi eserlerimizi ve Müzelerimizi sadece turizm ve ekonomi açısından düşünmek yanlış olur. Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ün dediği gibi “ Geçmişini Bilmeyen Milletler Geleceğini Kuramazlar.”
BÜYÜK GELİRLERE SAHİP OLDULAR
Avrupa tarihi eserin önemini çok önceden keşfetmiş olup, kendi ülkelerindeki tarihi eserlerine sahip çıktıktan sonra dünya üzerinde derin tarihi geçmişi olan Türkiye, Yunanistan İtalya, Suriye, Irak gibi ülkelere 1700’lü yıllarda seyyah ve gezgin adıyla birilerini göndererek bu ülkelerde tespit ettikleri tarihi eserleri çeşitli yollardan kendi ülkelerine kazandırmışlardır. Böylelikle dünyaca ünlü British Museum, Paris Louvre gibi Müzeleri meydana getirmişler ve Müzeler sayesinde oldukça büyük gelirlere sahip olmuşlar ve diğer ülkelerin tarihi konusunda söz sahibi olmuşlardır. Ne yazık ki ülkemizde tarihi eser bilinci geç oluşmuş ve bu süre zarfında birçok tarihi eserimiz yurt dışına kaçırılmıştır. Bugün yurt dışına kaçırılan Truva Hazineleri, Zeus Sunağı gibi tüm dünyaca tanınan eserlerimiz ülkemizde olsaydı o zaman ülkemiz kültür turizmi açısından çok daha ileri bir durumda olacak ve ekonomiye katkısı da o denli yüksek olacaktı. Bu bilgiler ışığında tarihi eserlerimize her zaman gerekli değeri verip kaçırılmasına veya tahrip edilmesine engel olmalıyız."
(Haber Merkezi)