Kdz. Ereğli Çevre Platformu (KERÇEP) Erzincan İliç Çöpler Altın Madeninde 13 Şubat günü, siyanürlü yığın iliç sahasındaki çökme sonucu oluşan göçük altında sadece işçilerin değil siyasi iktidarın da kaldığını öne sürdü.
KERÇEP Kdz. Ereğli Atatürk Anıtı önünde yaptığı basın açıklamasında Ekoloji örgütleri, odalar, sendikalar, barolar, siyasi partiler olarak İliç’teki Anagold Madenciliğe ait Çöpler Kompleks Madeninin kapatılması için yıllardır siyasi iktidarın uyarıldığına dikkat çekerek görüşlerini şöyle sıraladı:
“Uzmanlarımız maden çalıştığı sürece bu felaketlerin kaçınılmaz olduğunu onlarca kez raporladı. Ancak her seferinde iktidar, işbirliği yaptığı Anagold’un ortakları olan Kanadalı SSR Mining ve yerli Çalık Holdingden yana tutum aldı. Yaşanılan siyanür sızıntılarına rağmen geçici kapatma ve göstermelik para cezaları dışında ciddi bir yaptırımda bulunulmadı.
Siyasi iktidar ÇED olumlu kararları, kapasite artışının kabulü, milyonlarca dolar vergi indirimi ile SSR Mining ve ortağı Çalık Grubunun vahşi madenciliği sürdürmesine göz yumdu!
Anagold Türkiye’nin en büyük ikinci altın madeni olan Çöpler Kompleks Madeninde, Yukarı Fırat Su Havzası ve birinci derece fay hattı üzerinde bulunmasına rağmen, Avrupa’da yasaklanmış olan siyanür liçi uygulamaktadır. Tonlarca siyanür, sülfürik asit ve çok sayıda zehirli kimyasal kullanılan madende, yüzlerce futbol sahası büyüklüğünde açık atık havuzu, yığın liç alanı, pasa dağları ile bölgede erken ölümlere ve hastalıklara neden oldu. Madenin etkileri yüzünden zehirlenmeler ve ölümlerde artış her seferinde örtbas edildi! Dönemin Erzincan Savcısı İlhan Cihaner’in iddianamesinden öğrendiğimize göre şirket, bölgede bulunan tüm bürokratları rüşvetle susturdu!
Madenin üç katı büyütülmesi için son kapasite artışı talebine, ekoloji hareketlerinin itirazlarına rağmen “ÇED olumlu” kararı dönemin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum tarafından verildi. İliç’teki katliama yol açan kararın sorumlusu Murat Kurum ise şimdi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı ile ödüllendirildi.
Açtığımız davalarla engellemeye çalıştığımız ve savrulan tüm tehditlere rağmen vazgeçmediğimiz mücadele ne yazık ki göçük altında kalan canları kurtarmaya yetmedi. Zehirli kimyasallar içeren milyonlarca ton atığın çökmesi sonucu çalışan işçiler göçük altında kaldı. Kaç canın göçük altında olduğunu, ne kadar alanın zehirlendiğini bilmiyoruz. Siyanür ve toksik kimyasallarla koca bir Fırat havzası ve Fırat’ın ulaştığı tüm uluslararası sular tehdit altında. Ekokırıma yol açan facianın sonuçları, kamu yararı gözetmesi gereken kurum ve temsilcilerince ısrarla halktan gizleniyor.
Sabırlı Deresi üzerindeki menfezleri kapatmak zehirli atığın Fırat Nehri’ne ulaşmasını durdurabilecek mi? Yeraltı sularına karışması bu yolla engellenebilecek mi?
Bu süreçte buharlaşarak havaya karışan hidrojen siyanürün, ölümlere yol açması önlenecek mi? Şimdiye kadar yalan beyanlarla ÇED raporları hazırlatan şirket ya da bu raporlara rant ortaklığı sebebiyle göz yuman siyasi iktidar, bu sorulara doğru yanıtları verecek mi?
Ekoloji hareketinin yanıtı açıktır: Yaşanılan tartışmasız ekokırım olup doğaya, tüm canlılara ve insanlığa karşı kasıtlı olarak işlenmiş bir suçtur. Çöpler Altın Madeni ve Anagold şirketi acilen kapatılmalıdır. Suça ortak olan tüm kamu görevlileri ve şirket yetkilileri hakkında soruşturma açılmalı ve yurtdışına çıkış yasağı getirilmelidir. Siyanür liçli madencilik yasaklanmalıdır.
Ekokırım alanı, bağımsız gözlemcilerin denetimine açılmalı, delillerin karartılmasının önüne geçilmeli, süreç kamuoyuna açık biçimde yürütülmelidir. İnceleme heyetlerimizle suç mahallinde olacak ve bu süreci yakından takip ederek sorumlularının kanun önünde hesap vermelerini sağlayacağız. Ülke genelindeki eylemlerimizle bu suçu unutturmayacağız.