Durmaz; Eski Tastan, Günay; Kadın Sığınma Evinden Söz Etti
Bir süredir gündeme getirdiğimiz ve zaman zaman görüşlerini açıklamak isteyenlerin düşüncelerini okurlarımızla paylaştığınız “nasıl bir yerel yönetim?” konusundaki sorusuna yanıtlayanlar çok farklı görüşler ortaya atıyorlar. Yerel yönetimin “yerel olmayı unutmaması” gerektiğine vurgu yapılan açıklamalardan umarım ki, aday olanlar veya olabilenler de yararlanır da, göreve geldiklerinde toplumun beklentilerine dönük hizmetler ortaya koyarlar. Kdz. Ereğli Kışla Sanayi esnaflarından Mustafa Durmaz’a da “Nasıl bir yerel yönetim istiyorsun?” sorusunu yönelttik. Durmaz, Kışla sanayinin sürekli sel baskınıyla karşı karşıya kalmasını derelerin islah edilmemesine bağlarken, konuşmamızı isteyen Selahattin Günay birden bire söze atılıp öyle önemli konuyu konuştu ki, bir an durakladık. Selahattin Günay, sokaklarda kalmış yüzlerce kadının bakıma muhtaç yaşadığını belirtirken, “KADIN SIĞINMA EVİ”nden söz etti.
EN GARİP BİZİZ! SEÇİM BİTER ESKİ TAS ESKİ HAMAM!
Mustafa Durmaz ve sonrasında da Selahattin Günay ile aramızda geçen konuşma şöyle gerçekleşti.
Bektaş: Mustafa Usta sen Ereğli’nin önemli esnaflarından birisisin. 31 Mart’ta seçimler var. Seçimler bitecek kim kazanırsa kazansın belediye meclisi de değişecek. Bu yeni oluşacak belediye yönetiminden ne bekliyorsun?
- Durmaz: Hiçbir beklentim yok. Güvenmiyorum ki yok. Verilen vaatlerin hiç biri tutulmadı ki.
Bektaş: Ne istersin peki?
- Durmaz: Neler istemem
Bektaş: Örneğin?
- Durmaz: Örneğin sabah yine konuştuk burada Zonguldak’ın en iyi yerinde biz varız. Ama en garip adam biziz kardeşim bizim çocuğumuz dışarıya gidiyor neden gidiyor? İşsizlikten gidiyor. Önceden bavulunu alan Zonguldak’a Ereğli’ye geliyordu şimdi Ereğli’yi terk ediyorlar. Sahibi yok. Milletvekili olarak sahibi yok, belediye başkanlığı olarak sahibi yok.
Bektaş: Bu kışlayı ikide bir sel basıyor değil mi?
- Durmaz: Evet.
Bektaş: Nasıl çözüm ne olur?
- Durmaz: Dereler duruyor yine aynı eski tas eski hamam. Değişen bir şey yok. Bakım yok. Kimse kimseyi kandırmasın bakım yok. Seçim biter her şey eskiye döner. Şimdi bir sürü siyasetçiler gelecek bir sürü vaatlerde bulunacaklar hiç biri sözünde durmuyor.
Mustafa Durmaz ile söyleşimiz devam ederken, birlikte çalıştığı Selahattin Günay bir anda patladı ve:
- Günay: Sokakta gezen kadınlar var bir sürü yapsalar ya bir barınak Alaplı gibi bir yerde kadın sığınma evi var Ereğli’ye de yapsalar ya. Seçimde geliyorlar atıyorlar ondan sonra bitti mi tamam hiçbir şey yok.
Bektaş: Kadın sığınma evi mi istiyorsunuz? Var mı çevrenizde bu şekilde barınmaya ihtiyacı olan kadın?
- Günay: Çok yüzlerce kadın var. Yüzlerce kadın bakım ve barınma istiyor bu nedenle sosyal belediyecilik. İstiyoruz ama yapılacak mı lafta kalacak hepsi abi. Geliyorlar festivale harcıyorlar dünya kadar parayı ama bir vatandaş sığınacak bir yeri yok. Orada burada sığınıyorlar. Yarma’da da var işte ötekinin berikinin yanında sığınıyor.
- Durmaz: Sayın Bektaş, bize şu dışarıdan gelen mültecilere verilen değerin yüzde birini bize verseler Türk vatandaşı olarak biz mutlu oluruz tamam mı? Verilmiyor kardeşim biz bu memleketin üvey evladıyız. 2 kere 2 4 ben 51 yıllık esnafım bu memlekette 51 yıllık sanatkârım yani o mültecilere verilen değer bize verilmiyor. Hiç kimse kimseyi kandırmasın.
Bektaş: Peki, biz görüşlerinizi yayınlayalım okuyan okusun dinleyen dinlesin.
- Durmaz: Biz kimseden bir şey beklemiyoruz yaş olmuş 73. Bu saatten sonra akşam oldu ama geleceğimize biz karamsar bakıyoruz. Göremiyoruz yani geleceğimizi inanmıyoruz yani hep aynı laflar klişeleşmiş aynı şeyler söyleniyor seçim bitiyor o işler de bitiyor. Şimdi göreceğiz 1 ay sonra her partili buraya gelecek bir sürü vaatler seçim biter o işler de biter o kadar basit.
Haber: Eyüp Bektaş