Kdz. Ereğlili heykeltıraş Yaman Civan’ın Ereğli’nin tarihsel gelişimini anlatan rölyefi atölyesinde kaldı. 

 

CİVAN’ın SİTEMİ: İlgililere tarih lazım değil ki onlara siyaset lazım. Söylemek istediğim şu; sanatçı olmak kötü şey. Bulaşıyorsun ayrılamıyorsun. İlgi görmüyorsun. Kendi kendine kahroluyorsun.

 

Kdz. Ereğli’de bir çok eseri bulunan heykeltıraş Yaman Civan’ın Ereğli’nin tarihsel gelişimini anlatan bir de rölyef yaptı. Yıllar önce hazırladığı Uzun Mehmet heykeli de atölyede bir kenarda son üretim için bekletilirken bu kez son yaptığı rölyefe de kültür ve sanata destek olması gerekenlerin ilgi göstermemeleri sanatçının tüm heyecanını söndürdü.

 

Atelyesinde ziyaret ettiğimiz Yaman Civan Ereğli rölyefini anlatırken şöyle dedi:
Bu görmüş olduğunuz rölyef Karadeniz Ereğli’nin tarihsel bir sürecini kapsamakta. Örneğin Kdz. Ereğli dendiğini zaman ilk akla gelen üç tepemiz var. Bunlardan bir tanesi Göztepe, Kaletepe ve Çeştepe. Kaletepe ve Çeştepe’nin Ereğli’ye vermiş olduğu hazzın ve bunun içinde Ereğli’nin en önemli konularından bir tanesi de doğal limana sahip olmaları. Doğal limana sahip olmalarından dolayı Ereğli’nin tarihsel süreci daha da arttı ve daha da Animiusu gelişmeye başladık. Biz Ereğli’nin tarihini gezgincilerden öğreniyorduk. Bu milattan önce evvel 560’lar civarında idi. Fakat bu arada ilk Ereğli’de bilimsel kazıyı yapan Ereğlili Profesör Turan Efe İstanbul Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Ovacık Köyünde ilk tunç çağı milattan önce 2400 civarında ki buluntularıyla beraber Ereğli’nin kuruluşu milattan önce 560’a değil de 2500 e gelmiş oldu. Haliyle buraya ilk gelenler Maryanlar. Maryanlar’dan sonra Ereğli’ye gelen Korintler. Korintlerden sonra İyonlar ve İyonlarla beraber onların kültürü de geliyor. Örneğin mitolojiye girdiğimizde mitolojide Ereğli Cehennemağzı Mağaraları ve burada da Kelbourusun üç başlı ve yine mitolojiye değineceğim mitolojide isim olarak ilerleyen üç kardeş. Bunlardan bir tanesi Zeus tanrılar tanrısı. Bir tanesi yer altı tanrısı Hades, bir tanesi de deniz tanrısı. Bu üç başlı köpek Hades’in mağarası dediğimiz mağarada ölüler şehrinde ölülerin girmesine müsaade eden ve Animisun kimseyi dışarı bırakmaz. Bir zamanlarda da kâinat olarak kullanılmıştır. Sonradan buraya Harekles ismini alan Herkul gelmiş ve burada İranlı değil de Bolulularda yapılan savaşlarda çok yardımcı olduğundan dolayı yapılan savaşları da kazanmış ve Herkül’ün adı Heraklia olarak geçmiş Heraklia Pontika adı kalmış. Sonradan yapılan savaşlarda falan buranın tıranı deniz ve Büyük İskender’e sevdalısı ve Büyük İskender’e çok yardımcı olmuş. Büyük İskender İranlılardan Dore’yi yenince oradaki Dore’nin prenses ve prenslerini hep dağıtmış. Ve Denis Amastris ile evlenmiş ve burada Animşehri kurmuştur. Denis milattan evvel 302 lerde ölmüş. Öldükten sonra iki çocuğu olan ve Amastris 12 sene Ereğli’de kraliçelik yapmış netice olarak Amastrisbu 12 sene sonra buradan kendi askerleriyle beraber Amasra’ya gidiyor. Amasra’yı kuruyor. Kendi ismini veriyor. Veçocukları tarafından burada öldürülüyor. 

 

Biz gene geçelim öbür tarafa. Ereğli’nin bir de büyük gök bilimcisi var Heraklides. Milattan evvel 310’larda burada yaşamış. Ve dünyanın yuvarlak olduğunu ve kendi etrafında döndüğünü burada ispatlamaya çalışmış. Ve burada iki tane de yazarımız var. Mennu ve Nipes diye. Bunlar milattan önce 300’lerde Ereğli’yle olan Animusun bütün hareketlerini yazmışlar kitap geline getirmişler. Bugün Akdeniz Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’ndeki bir hocanın Mennu’nun kitaplarını Türkçeye çevirip yeniden kitap olarak bastıracağından bahsedildi. Ve bu kitap basıldıktan sonra da buraya geleceğini düşünüyorum. Ve Ereğli’nin ilk krallarından biri de Heraklides. Heraklides normal olarak Ereğli’de birçok hareketlerden sonra kendini tıran olarak kabul ettirmiş. Ve ilk olarak toprak reformunu yapmış ve ilk kütüphaneyi kuran kişilerden biri. Argon seferi malum. Yunanistan’dan kalkıp altın postu görmeye gidenler. Alemdar olayını biliyoruz. Ve Ereğli’de zeytincilik olayı. Ereğli’de zeytin fevkalade yetişmekteydi o zamanlar. Nikometra kralı kendi memleketindeki azılı mahkumları topluyor ve diyorki H erakliya’ya gideceksiniz oradaki tüm zeytin ağaçlarını keseceksiniz diyor ve ben de sizi affedeceğim diyor. Ve buraya geliyorlar bir gece tüm zeytin ağaçlarını kesiyorlar. Anpora Karadeniz’de iki yerde yapılıyor bir tanesi Ereğli’de bir tanesi de Sinop’ta. Ereğlide’ki anpora imalatı milattan sonra 1. Yüzyılda nedense son buluyor. Bunu da araştırıyorlar neden son bulduğunu. Çileğimizi biliyorsunuz. Ve Ereğli’de şarapçılık çok önemli üzüm, kömür, Uzunmehmet’in kömürü bulması bunun yanında, çiftçilik ve balıkçılık, kömürün bulunmasıyla madenciliğimiz ilerliyor madenci ailesi doğuyor. Madenci olayları gelişiyor. Fakat size şunu anlatmak isterim. Ereğli 1393’de Bizans kralı Manuel tarafından Yıldırım Beyazıd’a düko karşılığında satılıyor. Burada Erdemir’in ve madencilikle gösterilen öyle bir rölyef.

 

SİYASETÇİ SANATA İLGİSİZ
Bu rölyefi yapmamdaki amacım Ereğli’nin tarihini burada görmek ve göstermek. Baktığımız zaman Ereğli’yi yaşatabilmek unutulmasın diye. İlgi, ilgisizlerden buluyor. İlgililer uyuyor. Söylememize rağmen maalesef yetkililer uyudu. İlgililere tarih lazım değil ki onlara siyaset lazım. Söylemek istediğim şu sanatçı olmak kötü şey. Bulaşıyorsun ayrılamıyorsun. İlgi görmüyorsun. Kendi kendine kahroluyorsun. Araştırsan araştırmasan ilgi görmeyen şey ne olur. Unutulur. Hep ver hep ver. Maalesef Türkiye’deki sanatçıların durumu bu. Sadece burada değil tüm Türkiye’de bu böyle. 

 

(Haber Merkezi)