Haber-Yorum: Bugün taşkömürünü bulan Uzun Mehmet anılacak Kestaneci’deki çevresi tabelalarla işgal edilmiş anıtında. İlk maden şehidi de olan Uzun Mehmet’in taşkömürünü bulmadığına dönük safsata üretenlerin yalanıyla ilgili olarak konuştuğumuz Kestaneci’de 15 yıl muhtarlık yapan Mehmet Ali Altay çok çarpıcı bir tespit yaptı.

Altay, Uzun Mehmet’in kömürü bulmadığına dönük iddialarda bulunanlarla ilgili olarak Uzun Mehmet’in öldürülüşüne vurgu yaparak “1829 yılından bu yana kadar vardı da, uzun Mehmet şimdi mi efsane olmuş?” dedi.

76 yaşındaki eski muhtar Altay olayla ilgili görüşlerini şöyle ifade etti:

 

BİZ DE AKRABASIYIZ

Bizim sülale Pençes köyüne kadar gidiyor. Altaylar. Sonra Abalı köyünde var gene akrabalar. Uzun Mehmet’in torunu diye. Kestaneci de gene mezarlar var. Kübra Akar Uzun Mehmet’in torunu Mehmet Altay Pençes’te Uzun Mehmet’in torunu birde Abalı köyünde var ağa. Bunlar kardeşler Uzun Mehmet’in torunlarından gelmeler.

 

Biz de bunların akrabasıyız.

 

Kestaneci köyünde kuyu var orada kuyunun olduğu yerde Uzun Mehmet’in evi vardı. Babam ve babamın dedesi bize bu şekilde anlatırlardı. Sonra devlet bize kömür verdi.  Kaç sene boyunca EKİ. Okula kömür verdi. Sonra biz o kömürü okula verilsin dedik. Talebeler yararlansın dedik. Sonra direk başı verdiler. Biz onları da okula bağışladık.

 

UZUN MEHMET İÇİN KÖMÜR VERİLDİ

Benim muhtarlığımdan önce yani 15 yıl önce kömür bize veriliyordu. Vesile Uyucu vardı vefat etti. O da gene Uzun Mehmet’in torunu. Kübra Akar ondan sonra Korubaşında Pençes köyünde Mehmet Altay var. Bunlar Uzun Mehmet’in torunları. Bizler de büyüklerimizden akraba oluyoruz yani. Aynı evden dağılmayız. Uzun Mehmet’in eski evini de gösterebilirim yani. O eski evden dağılmayız biz. Babam bir tarafa yapmış dedem bir tarafa yapmış. Vesile Uyucu o da bir tarafa ev yapmış. Gene abim Mehmet Altay benim amcam o da bir tarafa ev yapmış.

 

ASKERLERE TAMİLAT

Uzun Mehmet İstanbul’da bahriye olarak askerliğini yapıyor donanmada. Başındaki komutan askerlere gösteriyor bu kömürdür diye. Memleketinize gittiğiniz zamanda böyle siyah taş parçaları gördüğünüz zaman onları yakın bir deneyin eğer bunun gibi yanarsa gelin bize haber verin diye askerlere talimat veriyor. Hani memleketlerinde izine gittikleri zamanda gittiğiniz yerlerde böyle siyah taş görürseniz bunlara bakın yakın yanıyorsa bize haber verin diye bir talimat veriyor. Zannediyorum Abdülmecit zamanlarında oluyor bu 1828 -1829 yılları arasında oluyor.

 

ANNESİ DEĞİRMENE GÖNDERİYOR

Geliyor buraya evine geliyor Uzun Mehmet’e annesi oğul git diyor şurada zahireler var diyor. Bunları değirmene götür un yaptır getir diyor. Tabi delikanlı o zamanlarda. Yani bize babamların dedemlerin anlattığına göre. Orada yaşamış evi orada. Akrabaları var. Hatta benim ismimi de onun ismini koymuşlar Mehmet olarak. Zahireyi alıyor Köseağzı’na gidiyor. Orada sırasını beklerken şöyle değirmenin etrafında geziniyor Köseağzı’nda. Bakıyor ki ince bir suyun akışında o siyah taşları görüyor. Böyle suyun yüzeyine çıkmışlar. Bunları gidiyor ateş yakıyor sonra üzerine siyah taş parçalarını atıyor ve görüyor ki yanıyor. Çıra gibi yanıyor. Hemen o sevinçle biraz topluyor tabi. Mendiline sarmış öyle götürüyor eve.

 

KOMUTANINA GİDİYOR

Ondan sonra anlattıklarına göre Uzun Mehmet Köseağzı’nda zahiresini de unutuyor sevincinden. Doğru geliyor evine. Anne ben gidiyorum diyor iznini de yapmadan doğru gidiyor İstanbul’a askerlik yaptığı yere. Komutanım diyor gösteriyor elindeki taş parçalarını komutanına veriyor.  Komutanı bakıyor yakıyor yanıyor. Ondan sonra orası bu haberi alınca o zamanın araştırmacıları geliyor Köseağzı’na bakıyorlar ki orada kömür var. Bildiğimiz en eski değirmen Köseağzı değirmeni o nedenle uzun Mehmet oraya gitmiş. Bilemiyorum yani. Belki de o zamanlar Beyçayırı’nda su yoktu. Belki de Köseağzı’nda ki değirmenden sonra yapılmıştır. Tabi burada olsaydı buraya giderdi yakın mesafede.

 

İZİ KAYBOLSUN İSTEYENLER

Uzun Mehmet’in İstanbul’da zehirlendiği öldürüldüğü söyleniyor. Uzun Mehmet kömürü bulmamıştır diyenler belki de onu öldürenlerin tarafındadır. İsmail ağa tarafındadır belki akrabasıdır.  Benim aklıma o geliyor yani. O zaman Uzun Mehmet’i öldürenler bunun izi kaybolsun bu bir daha anılmasın diye düşünmüş olabilirler. Bu durumdan rahatsız da olabilirler. Kaç sene olmuş 1829 yılından bu yana kadar vardı da, uzun Mehmet şimdi mi efsane olmuş?