Veteriner Hekim Celil Turan, Kandilli Beldesi'nde bir köpeğe çarptığı olay ile ilgili aile fertlerinin iddialarının gerçeği yansıtmadığını, sosyal medya ve her türlü mecrada şahsı, işyeri ve mesleğine yapılan yanlış ve hakaret içeren her türlü paylaşım için suç duyurusunda bulunacağını açıkladı. Ailenin iddialarına tek tek yanıt veren Veteriner Hekim Turan, elinden gelen her türlü çabayı ortaya koyduğuna dikkati çekerek şu bilgileri paylaştı: "11.03.2023 tarihinde sosyal medyada yayınlanan şahsımı, kliniğimi ve mesleğimi hedef alarak gerçeği çarpıtarak, iftira, yalan ve hakarete dayanan paylaşımlara istinaden tarafımdan yapılan bilgilendirme mesajıdır.
"GÖRMEM MÜMKÜN DEĞİLDİ"
Haberde belirtildiği gibi 06.03.2023 tarihinde saat 21:15 civarında Kandilli Beldesi Geyikbeli Mahallesinde bir hasta muayenesi sonrası başka bir hasta için hareket halinde iken Kandilli Beldesi Şehit Metin Köksal Sokak’ta daha sonra Damla KAYABAŞI’na ait olduğunu öğrendiğim ve hemen yol kenarındaki evin civarında trafik akışının gerektirdiği sınırlar içinde hareket halindeyken, siyah renkli bir köpek hemen arabamın önünden koşarak ev tarafından yolun karşı tarafına geçtiğini net bir şekilde gördüm. Hemen akabinde arabamın sağ ön lastiğinin hemen ön kısmından, yani araçlarda kör nokta olarak tabir edilen bölümden olması, evin duvarının yol ile sınır teşkil etmesi ve araçtan indiğimde bahçenin yol seviyesinden aşağıda olduğunu gördüğüm ve ilk köpeğinde o bölgeden yukarı çıktığını gördüğüm; her iki hayvanı da hem yolla bahçe arasındaki kot farkından, hem de evin yola sıfır konumundaki evin duvarından dolayı aracı görmeleri mümkün olmadığı gibi benimde hayvanları yol seviyesine çıkmadan görmem mümkün değildi.
"EVİN ÖNÜNE İNDİM"
Nitekim yoldan geçen siyah renkli ilk hayvanı net bir şekilde gördüm. Akabinde aracımın tarif ettiğim bölümünden gelen (içgüdüsel olarak diğer hayvanı takip ettiğini düşündüğüm başka bir hayvana ait ) çarpma sesini ve buna bağlı olarak bir köpeğin sesini duydum ve hemen fren yaparak durdum. Veteriner Hekim olmamın dışında insani sorumluluk gereği ve hayvana yardım etmek amacıyla 5-10 metre geri gelerek köpeğin hemen yanında durdum. Bu sırada hayvan canı yandığı için içgüdüsel olarak koşarak evin önüne gitti. Bende merdivenlerden inerek evin önüne gidip o sırada evin önüne çıkan aile bireylerine “geçmiş olsun” diyerek evin önüne indim. Bu sırada Damla KAYABAŞI’nın babası; “Size kaç kere söyledim bu hayvanı başıboş bırakmayın. Bu kaçıncı oldu.” Diye serzenişte bulunuyordu.Bende; “ Veteriner Hekim olduğumu ve hayvanı muayene edeceğimi söyledim. İlk bakıda hayvanın burnunda meydana gelen kanamayı gördüm aileden istediğim bir peçete yardımıyla sildim. Daha sonra arabamdan getirdiğim muayene çantamdaki ekipmanlarımla hayvanın genel muayenesini (steteskopla kalp, akciğerler ve karın boşluğu muayenesi, ışık kaynağı ile kafa, ağız-burun boşluğu ve göz ile pupilla refleksi muayenesi) yaptım. Hayvanda burun kanaması dışında genel muayenesinde herhangi bir sorun tespit etmediğimi kendilerine söyledim.
"BENİ ARAMALARINI SÖYLEDİM"
Fakat; hayvanı kapalı bir alanda gözetim altında tutmalarını ve oluşabilecek herhangi bir sorunda beni aramalarını söyledim. Onlarda hemen evlerinin girişinde bir oda olduğunu söyleyip kapısını açarak bana gösterdiler, bende buranın çok uygun olduğunu söyledim ve köpekte kendi isteğiyle yürüyerek bu odaya girdi. Bunun dışında evlerinin konumu nedeniyle bu tür kazaların tekrar yaşanabileceğini, bahçeden yola çıkılan kesimde bahçe kapısı ve çit olmadığını ve duvarın görüşü engellediğini, en azından bahçe kapısını yapmaları gerektiğini söyledim. O sırada daha öncede aynı köpeğin bir kazaya karıştığını söyleyen oldu. Daha sonra benim kontrol etmem gereken başka bir hayvan olduğunu belirttim ve kartvizitimi bıraktım. Bana teşekkür ettiler ve ben oradan arabamla ayrıldım .
"HAYVANIN VİDEOSUNU İSTEDİM"
Yaklaşık 30-40 dakika sonra Ereğli Pınarcık Köyünde olan hasta hayvanı muayene ettiğim sırada Damla KAYABAŞI beni telefonla arayarak köpeğin ayakta durmakta zorlandığını söyleyip kliniğime getirmek istediklerini söylediler. Bende hasta tedavisi yaptığımı ve tedavi biter bitmez kliniğe geçeceğimi, tedavi süresini ve köy ile klinik arasındaki mesafeyide düşünerek en geç 23:30 da klinikte olacağımı söyledim. Hayvanın videosunu WhatsApp yoluyla atmalarını istedim. Videoyu izledikten sonra tekrar arayarak kliniğimde bakabileceğimi söyledim, ama onlar hemen kliniğimi açmamı kendim açamıyorsam varsa başka bir hekime açtırmamı söylediler. Yanımda çalışan Veteriner Hekim arkadaşımın sağlık sebeplerinden dolayı izinli olduğunu söyledim ve onlarında kliniğe gelme sürelerini göz önünde bulundurarak 23:30 da bakabileceğimi yineledim. Onlar tanıdıkları başka bir Hekimin ismini zikrederek onu arayacaklarını söyleyip telefonu kapattılar. Daha sonra saat 22:22 de bana söylediklerinden farklı bir kliniğe gidiyoruz diye mesaj attılar. Bende “Peki tamam. Beni de bilgilendirirseniz memnun olurum. Geçmiş olsun tekrar.” Diyerek cevap yazdım.
"30 BİN LİRA ÖDEMEMİ İSTEDİLER"
Ertesi gün saat 11.15 civarına kadar beni arayan kimse olmayınca kliniğine gittikleri Hekim arkadaşımı arayarak bilgi aldım ve yapılan tetkikleri bana göndermesini rica ettim. Kendisi de tetkikleri bana gönderip değerlendirmesi hakkında bilgi verdi ve teşekkür ederek telefonu kapattım. Akabinde kısa bir süre sonra, adını bilmediğim (daha sonra öğrendiğim) bir şahıs beni arayarak “dün gece bir köpeğe çarptığımı ve 30.000TL operasyon masrafı olduğunu ve bunu ödeyip ödemeyeceğimi tehditvari ve saygısızca sordu. Bende bu tavır karşısında net bir teşhis yokken böyle bir parayı ödemeyeceğimi ve teşhis kesinleşirse onların ismini zikrettiği yerin dışında çok daha düşük maliyetlere bu operasyonun yapılabileceğini söylememe rağmen şahıs ille de 30.000TL ödemem gerektiğinde ısrar edince bu durumda ödeme yapmayacağımı belirttim ve konuşmayı bitirdik. Daha sonra kliniğime geçtim ve insani sebepler ve Hekimlik vasfımın bana verdiği sorumlulukla meslektaşımın göndermiş olduğu tetkikler ışığında, kliniğimde Veteriner hekim arkadaşımla birlikte tanıdığımız diğer şehirlerdeki, bir kısmı konusunda uzman Veteriner Fakültesinde Öğretim Görevlisi meslektaşlarımızla istişare ederek hayvanın tedavisini yapabilme konusunda görüşmeler yaptık. Eldeki tetkiklerin yetersiz olduğunu, mevcut şartlar dahilinde ek tetkikler yapmamızı kendilerine bildirmemizi istediler. Bu süreçte de hayvanın durumuyla ilgili ilk medikal tedavi şekillerini de değerlendik ve bu sonuçlar ışığında gerektiği takdirde operatif tedavisini de yapacaklarını bize bildirdiler. Bu tedavininde çok düşük maliyetlerde olacağını (ücretsiz operasyonunun yapılabileğine kadar) konuştuk. MR görüntülemesi içinde Ankara’daki arkadaşlarımızla görüşüp oradaki bir klininte yaptırma konusunda yardımlarını alarak sözleştik.
"KLİNİĞE DAVET ETTİM"
Bu doğrultuda bende Damla KAYABAŞI’nı arayarak kendilerini kliniğime davet ettim. 07.03.2023 te saat 16.00 sularında Damla KAYABAŞI, annesi ve beni arayan şahıs olduğunu öğrendiğim Veteriner Fakültesi 3. Sınıf öğrencisi olan şahısla beraber geldiler. Kendilerini bilgilendirdik ve gerekli olan ek tetkikleri yaptık ve tekrar hayvanı muayene ederek bizden önce gittikleri hekim arkadaşımızın da başlamış olduğu tedaviye ek tedavi başlattık ve iki günlük tedavi sonucunda karar vereceğimizi ve gerek olursa operasyonunu çok daha uygun maliyetlerle Veteriner Fakültesindeki(Fakülte ismi vererek) Öğretim Görevlisi Hocalarımıza yaptırabileceğimizi söyledik. Veteriner Fakültesinde öğrenci olan şahıs tedavi protokolünü uygulyabileceğini söyleyince mahallinde uygulayabileceği şekilde hazırlayıp kendilerine teslim ettik. Tedaviyi uygulayamamaları veya hayvanın durumunda oluşabilecek farklı bir durumda kliniğime gelmeleri konusunda kendilerini bilgilendirdik. Olabilecek operasyonun yeri ve operasyon kararının verilebilmesi için öncesinde yapılması gereken görüntüleme tetkiklerini (MR) bu şartlarda kabul ettiklerini, tedaviyi yaptıracaklarını beyan ettiler tekrar görüşmek üzere klinğimden ayrıldılar.
"HAKKIMDA ŞİKAYETÇİ OLDULAR"
Biz bu minvalde durumun sonucunu beklerken, 08.03.2023 tarihinde Damla KAYABAŞI ve ailesinin hiçbir şekilde bana bilgi vermeden Kandilli Beldesi Jandarma Karakoluna giderek hakkımda şikayette bulunduklarını Karakol personelinden öğrendim. Beni arayan personelin telefondaki beyanı; belirtilen tarihte hayvana çarparak kaçtığımı, tedavi ettirmek istemediğimi ve hayvanı ölüme terk ettiğimi, bununda suç olduğunu söylemesi üzerine bende olayın akışını yukarıda yazdığım şekilde kendisine anlattıktan sonra evin önünde kamera kayıtlarının olduğunu, durmama rağmen hayvanla ilgilenmediğimi söylediklerini iletti. Bende bunun üzerine hayvanın kimlik tespitinin(çip uygulaması) yapılıp yapılmadığını sordum ve ifade vermek için karakola gelmek istediğimi söyledim. Saatin geç olması ve devriye görevine çıkması gerektiğini söyleyerek 09.03.2023 tarihinde beni arayarak ifadeye davet edeceklerini söyledi ve telefonu kapattık.
"ELİMDEN GELENİ YAPACAĞIM"
Başka bir karakol personelinin arayarak davet etmesi üzerine ifade için karakola gittiğim Kandilli Beldesi Jandarma Karakolunda 09.03.2023 tarihinde saat 20:00 de oradaki personelinde uzlaşmamız için bulunduğu telkinlere rağmen şahıs ve ailesi hayvanın operasyonu için benim kendilerine belirttiğim doğrultunun dışında, bütün sorumluluğu kabul ettiğime dair yazılı beyan imzalamamı aksi takdirde ille de operasyon ücreti olarak 30-40.000 TL ödemem şartını önüme koşarak uzlaşmak istemeyip hakkımda şikayetçi olacaklarını söylediler yaklaşık bir saat boyunca bir çok kez ben köpeğin tedavisi için elimden geleni yapacağımı, kliniğime geldiklerinde de bunu kendilerine söylediğimi ve kliniğimde kabul etmelerine karşın benim hakkımda neden şikayetçi olduklarını defalarca sormama rağmen her seferinde sorumluluğu kabul etmemi ve 30.000TL masrafı ödememi ve hatta Damla KAYABAŞI’nın annesi “Ne 30.000TL si bizim masraflarımız İstanbul’da harcadıklarımızla daha da fazla olur” diyecek kadar ileride gitti. Bende “O zaman şikayetçi olun ben yinede elimden geleni yapacağımı, haksız bulunursam zaten yapmak zorunda olduğumu” söyledim. Bunun üzerine babası ayağa kalkarak bağırıp çağırarak dışarı çıktı. Veteriner Fakültesinde öğrenci olan şahısda sen bu şartları kabul etmiyorsan “Ben bu köpeği bu akşam iğne yapıp öldüreceğim(Ötenazi).” Diyerek kapıdan dışarı çıktı.
"AİLE DİRETTİ"
Beni ifadeye davet eden personel son kez inat edilmemesi ve hayvanın tedavisi için “Bakın Celil Bey Veteriner Hekim, bizim ricamızı kırmaz bu hayvanın tedavisi için yardımcı olur.” Diyerek ricada bulundu. Bende kendisinin ricasını geri çevirmeyeceğimi, elimden geleni yapacağımı ve yarın sabah itibariyle Fakülteden konuştuğumuz hocalarımız ile irtibata geçeceğimi söylememe rağmen aile fertlerinin diretmeleri üzerine, görevli personel “Bakın sabah 9:00 da kliniğine gidin, Celil Bey’de gerekli aramaları yapsın. Eğer olmazsa siz yine gelin, ben hemen şikayet dilekçenizi alacağım.” Dedi. Ben de onaylamama rağmen şikayetçi olacaklarını beyan ettiler. Görevli Personelin Yönetmelik Esaslarını da anlatmasına rağmen geri adım atmayınca, Damla KAYABAŞI ve benim dışımdaki kişileri odanın dışına çıkarttılar. Görevli Personel son kez uzlaşmamız konusunda uyarıda bulunsa da, Damla KAYABAŞI şikayetçi olduğunu söyledi ve bundan sonra ayrı olarak ilk önce O’nun ifadesi alındı. Daha sonra ben ifademi verdim. İfademin bitiminde bana şikayetçi olup olmadığım soruldu. Bende bu ana kadar en başından beri vakıf olduğum fakat hayvanın sağlığı açısından ve ilk akşamki iyi niyetli yaklaşımlarından dolayı hiçbir şekilde dile getirmediğim “Hayvanları Koruma Kanunu”nun ilgili yönetmeliği gereği “Sahipli hayvanların belediye sınırları içinde ve meskun mahallerde Trafik güvenliğini ve/veya insan güvenliğini tehlikeye atacak şekilde tasmasız, zincirsiz ve kontrolsüz şekilde serbet bırakılmasının adli ve idari suç teşkil ettiğini” ve bizim karıştırığımız olayında bu minvalde gerçekleştiği için hayvandan değil ama sahibinden şikayetçi olduğumu belirttim. Ki bu yönetmelik kendilerine karakol personelince de birkaç kez tebliğ edilmesine rağmen şikayetçi oldular.
Şimdi bütün bunlar doğrultusunda;
1: Olay Damla KAYABAŞI’nın söylediği gibi ıssız, kimsenin geçmediği bir yolda değil, Kandilli Beldesinin, Belediye Binasının olduğu ve en işlek mahallelerini birbirine bağlayan, navigasyon uygulamasında bile birçok yön için ilk tercihte kullanılan hareketli bir bağlantı yolu olan Şehit Metin Köksal Sokak adı verilen bağlantı yoludur. Olay olduktan sonra eğer kaçacak olsam neden kişinin söylediği “kimse yokken” durup geri geleyim ve hiç tanımadığım insanların evinin önüne inerek hayvanı muayene etmeye çalışayım. Ki verecekleri tepkiden korkup olay yerinden uzaklaştım gibi kanunen geçerlilik taşıyan bir seçenek olmasına rağmen. Üstüne çıkarken kartvizitimi bırakarak.
2: Damla KAYABAŞI sosyal medyada kendi ifadesinde benim; “bizim kendisini kaçarken görmemiz üstüne korkudan geri dönüp hayvanı muayene ettiğimi” belirtiyor. Kesinlikle öyle olmadığı gibi, bunun yalan olduğu kendi beyanıyla fren sesini duyarak; aslında ben evin önüne indiğimde köpeğin sesini duydukları için dışarı çıktıklarını söylediklerinden anlaşılan ve ben muayenemi yapıp kendilerini bilgilendirdikten sonra kendi ifadesinde belirttiği gibi bana teşekkür ettiklerinden de anlaşılıyor. Keza dedikleri doğru olsaydı tepkileri çok farklı olurdu.
3: Bir süre sonra beni aradıklarında muayenesini yaptığım hastanın tedavisi bitince kliniğe geçip hayvanlarını tekrar muayene edeceğimi söylediğimi kendi ifadesinde de belirttiği görülüyor. Nitekim tedaviyi yarım bırakamazdım. Bunu da Pınarcık Köyü’ndeki hayvan sahinden doğruluğunu ıspatlayabilirim.
4: Durumdan bilgi vermelerini istememe rağmen beni aramamalarına da bakmadan diğer hekim arkadaşımı arayarak bilgi aldığımı, yani ilgisiz davranmadığımı hekim arkadaşımdan da herkes öğrenebilir.
5: Kesin teşhis konmadan ve tedavi protokolü belirlenmeden, bölgemizde olmayan gelişmiş görüntüleme tetkikleri yapılmadan sadece kişilerin beyanıyla yapılacağı kesin olmayan ve nerede yapılacağı belli bile olmayan bir operasyon için 30.000TL ödememin istenmesini kabul etmememin haklı olduğundan eminim.
6: Bizim araştırarak bulduğumuz uzman kişilerin, yapılan ve yapılacak olan tetkik ve protokoller sonucu eğer gerekli olursa çok çok düşük maliyetlerle operasyon yapılacak şartları sağlayarak, hayvan sahibini bilgilendirip kliniğimize davet ettim. Kendileri de kliniğimdeki kamera kayıtları ile de ıspatlayabileceğim şekilde yapılabilecek ek tetkikler ve protokoller yapılmış olup kendilerini bilgilendirdim, bunu kabul ettiklerini ve tedaviyi kabul ettiklerini söylemişlerdir. Buna rağmen bir gün sonra bana hiçbir bilgi vermeden şikayetçi olmuşlardır. Bunu bana karakol personeli iletmiştir. Bu da kişilerin samimiyetsizliğinin bir göstergesidir.
7: Karakolda uzlaşmaya yanaşmayan tarafta, ille de imzalı sözleşme diyerek sorumluluktan kaçanda Damla KAYABAŞI ve ailesi olmuştur. Bu da karakolda bulunan kamera kayıtlarında vardır. Daha önce bana telefonda söylenen Damla KAYABAŞI ve ailesinin evinin önündeki kameralara ait görüntüleri sorduğumda kameraların bozuk olduğu cevabı verildi. Bu da samimi olmadıklarının ayrı bir göstergesidir.
8: İfadeden sonra kliniğimde olup bitenlerin görüntülerini izlediğimde gördüm ki; ikinci gün benim davetim üzerine kliniğime geldiklerinde, geldiklerini haber bile vermeden araçlarını hemen kliniğin önüne parketmeyip, yan işyerinin önünde durarak araçlarından inerek dedektif gibi benim park halindeki aracımı inceledikleri ve sonra kliniğimin önüne araçlarını parkettikleri açıkça görülmekte olup, aslında o an bile tedaviden başka amaçlarla kliniğime geldikleri açıkça anlaşılmaktadır.
SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIM
Bütün bunların doğrultusunda bende hakkımda yapılan ve yapılacak olan bütün haberlerin tarafımca doğrulanmadıkça doğruluğunu kabul etmeyeceğimi bildirir, Sosyal Medya ve her türlü mecrada şahsım, işyerim ve mesleğimle alakalı yapılan yalan, yanlış ve hakaret içeren her türlü paylaşım için suç duyurusunda bulunacağım. Bundan sonra sürecin adli olarak ilerleyeceğini düşündüğümden dolayı bu açıklamayı yapmayı uygun gördüm. Bu doğrultuda hakkımda yapılan doğruluğu ispatlanmamış her türlü isnat için adli işlem başlatacağımı kamuoyuna bildirim. "