İSTANBUL (AA) - HALİL İBRAHİM MEDET - Bağımlılıktan kurtulduktan sonra mücadelesini başkalarına da rehberliğe adayan Fatih Budak, kurduğu dayanışma gruplarıyla yüzlerce kişiye alkol, uyuşturucu ve kumarı bırakma sürecinde destek oluyor.
Budak, 13 yaşında başladığı uyuşturucu madde bağımlılığını, 17 senelik zorlu bir sürecin ardından bıraktıktan sonra kendini bağımlılıkla mücadeleye adadı.
Uzun yıllar uyuşturucu bağımlısı olarak yaşayıp sokaklara düştükten sonra ölümden dönen ve ardından uyuşturucuyu bırakan Budak, yaşadığı zorlu süreçten sonra adeta bağımlılığa savaş açtı.
Tamamı kendisi gibi bağımlılıktan kurtulmuş uzman ve gönüllülerden oluşan, ilaçsız ve ücretsiz dayanışma gruplarıyla bağımlılara destek veren Budak, Pusula Ayık Yaşam Derneğini kurarak binlerce kişiye umut ışığı oluyor.
Pusula Ayık Yaşam Derneği Onursal Başkanı Budak, bağımlılıkla geçen zorlu yaşamını ve uyuşturucu bağımlılarının tedavisinde ilaçsız ve ücretsiz dayanışma gruplarıyla yaptıkları çalışmaları AA muhabirine anlattı.
- Annesi ölüm döşeğindeyken yoksunluk krizi yaşıyordu
Budak, 13 yaşında başladığı uyuşturucu bağımlılığından 17 yıl sonra kurtulabildiğini hatırlatarak, "Her şeyimi derken basit görünmesin, gerçekten her şeyimi kaybettim. Annem, babam, abim, ablam ve kız kardeşim öldü. Bunlar ölürken ben bağımlılıktan dolayı farkında bile değildim. Birçoğunun ölümüne böyle ramak kala yetiştim, bazılarına da mezarlıkta yetişebildim. Annem son nefesini verirken madde kullanıp ancak yanına gidebildim. Eski eşim beni terk etti, sokaklara düştüm." diye konuştu.
Pek çok bağımlı gibi kendisinin de aile ve toplum içerisinde kendisini ifade edememek ve bir sosyallik arayışı içerisindeyken uyuşturucu bağımlılığına yakalandığını anlatan Budak, yine pek çok bağımlı gibi toplumda "esrar" olarak bilinen maddenin tüketimiyle uyuşturucu kullanımına başladığını ifade etti.
Budak, esrarın ardından çeşitli uyuşturucu maddeler kullanması sonucu aile ve iş hayatında ciddi problemler yaşamaya başladığını belirterek, "Uyuşturucu bütün benliğimi ele geçirmişti. Kız kardeşim annemin öldüğünü haber vermek için arayıp 'Annem ölüyor' dediğinde ben ona yoksunluk çektiğim için 'Para var mı?' diye soruyordum. Ondan parayı alıp madde kullandıktan sonra ancak annemin yanına gidebildim. O bana son nefesini verirken ancak uyuşturucuyu bırakırsam hakkını helal edeceğini söylemişti. Çok şükür bıraktık." dedi.
Eski oturduğu mahalleden tanıdıklarının kendisini sokakta perişan bir vaziyette görmesinin ardından yardım eli uzatarak bağımlılıktan kurtulmasına vesile olduğunu anlatan Budak, bir dernek vasıtasıyla ilaçsız ve ücretsiz tedaviyle bağımlılıktan kurtulmanın mümkün olduğunu görmesinin ardından hayatını uyuşturucu bataklığına düşen gençleri kurtarmaya adadığını söyledi.
- "Metruk mekanlarda uyuşturucu kullanıyorduk"
Budak, uyuşturucu bağımlılığından kurtulmadan önce sokaklarda yaşamaya başladığını ve bu dönemde hayatının para bulmak, uyuşturucu madde almak ve sokakta yatmak üçgeninden ibaret olduğunu anlatarak, şöyle devam etti:
"Trafik ışıklarında gördüğünüz saçı sakalı birbirine karışmış, bir deri bir kemik hale gelmiş insanlar var ya onlardan birisi olmuştum. Metruk mekanlarda uyuşturucu kullanıyorduk. Birinde yanımızda bağımlılardan birisi uyuşturucu kullanırken öldü, biz hiçbir şey yapamadık. Koca bir toplum kurtaramamış, biz ne yapabiliriz? Ambulans geldi, cesedini götürdü. O öldükten sonra arkadaşı ondan kalan maddeyi kullanmaya devam etti. Ben de çok soğuk bir kış gününde hipotermi geçirmemek için iki üç defa uyuşturucu vurdum, sonra madde kullandığımız metruk binaya kendimi attım. Orada 'Öleceğim' diye düşünüyordum ama Allah'ın takdiri, 3 köpek ayaklarımı, kafamı, gövdemi sararak beni kurtarmış."
Bağımlıların toplumdan dışlanmasının onu tamamen uyuşturucu madde kullanımı üzerine kurulu bir hayat yaşamaya ittiğini aktaran Budak, uyuşturucu maddelerin bir süre sonra bağımlı için keyif verici olma özelliğini yitirdiğini, bağımlının normal insan gibi yürüme, konuşma, yemek yeme gibi temel şeyleri yapmaktan aciz duruma geldiğini ve bu basit şeyleri yapabilmek için uyuşturucu maddeyi kullanmak zorunda hissettiğini ifade etti.
Budak, bağımlılığın sadece bir irade meselesi olmadığını ve bilimsel olarak da hastalık kabul edildiğini anlatarak, "Annem ölürken ben yoksunluk kriziyle para bulmaya çalışıyordum. Normal koşullarda kim böyle bir hayat tercih eder? Bunun hastalık olduğu buradan bile belli." diye konuştu.
- Tedaviyi beklerken hayatını kaybedenler var
Sokakta bağımlı hayatı sürerken eski mahallesinden bir teyzenin kendisini fark edip tedavisine destek olmasıyla bağımlılıktan kurtuluş hikayesinin başladığını, bu süreçte "Suzan anne" diye hitap ettiği kadının kendisine maddi ve manevi büyük destek olduğunu bildiren Budak, pek çok hastanede tedavi almaya çalışmasına rağmen buradaki yöntemlerin kendisi için çözüm olmadığını söyledi.
Budak, ilk önce uyuşturucu bağımlılığından kurtulmasına vesile olan dernekte 5 sene hizmet verdikten sonra Pusula Ayık Yaşam Derneği'ni kurmaya karar verdiklerini ve 2 seneyi aşkın süredir bu dernek çatısı altında faaliyet yürüttüklerini belirterek, "Pusula, yaklaşık 2 bin kişinin tedavi olmasına vesile oldu. Bu kişilerin bağımlılıktan kurtulduktan sonra ayık kalıp kalmadığını ölçmek için takibat ve tahlillerimiz devam ediyor. Elde ettiğimiz istatistiklere göre bu kişilerin yüzde 80'i ayık kalmayı başarıyor." dedi.
Uyuşturucuya başlama yaşının 13-14 gibi çok erken yaşlara kadar gerilediğini ve bununla beraber 60 yaşındaki bir kişinin de bağımlı olabildiğine dikkati çeken Budak, bağımlılığın toplumun her kesimini ilgilendiren bir risk ve sorun olduğunu, bu nedenle başta bağımlıların aileleri olmak üzere toplumun tamamına yönelik farkındalık çalışmaları yapılması gerektiğinin altını çizdi.
Budak, bağımlının yoksunluk hallerinde çok ciddi acılar çektiğini, uyuşturucu kullanımının kişinin hem psikolojisine hem de bedenine çok ciddi zarar verdiğini anlatarak, sözlerini şöyle tamamladı:
"Ben sokakta yaşarken boyum 1.90 ama 45-50 kilolara düşmüştüm. Öncesinde annemi de kaybettiğim için ciddi bir depresyon hali vardı ve toplumsal dışlanma neticesinde tamamen böyle bir hayata itildik. Bu yönüyle bağımlıya yaklaşım çok önemli. Kişiyi tamamen dışlamak onu hem daha fazla madde kullanımına hem de bu maddeyi kullanabilecek parayı bulması için suça teşvik ediyor. Bizim uyguladığımız yöntem de hem modern psikoloji, hem maneviyat, hem de sosyal çevre düzenlemesi var. Çünkü kişinin bağımlılıktan kurtulması için bu üçünün bir arada olması gerektiğini gördük.
Biz aslında hiçbir cemaate, tarikate veya siyasi ideolojiye bağlı olmadan sadece bağımlılara destek olmaya çalışan ve tamamı eski bağımlılardan oluşan bir yardımlaşma grubuyuz. Tabii ki bu süreçte kişisel olarak zorlandığımız oluyor. Bu yüzden ben hala düzenli olarak psikolojik destek alıyorum. Ayrıca çok trajik durumlarla karşılaşıyoruz. Kapasitemiz şu anda sınırlı, bağımlılıktan kurtulmak için bize başvuran 500 kişi sıra bekliyor. Bu süreçte bir kişinin tedavisi tamamlandığında, kontenjan açıldığında başka birisini arıyoruz. Bazen aradığımız kişiler tedaviyi beklerken ölmüş oluyor. Çok üzücü bir durum."