Ne oldu ne?
Ne oldu da, bu takım bir anda sihirli el/eller değmiş gibi şehirle de birleşerek 9’da 9 yaparak kararlı adımlarla şampiyonluğa gidiyor?
Sebep; erbap mı?
Eskiler boşuna mı “Erbabı bilir!” diye not düşmüşler tarihe.
Erbap çıktı meydana ve dolu dizgin iyi işler yaparak Ereğlispor’umuzu hedefe doğru koşturuyor.
Helal olsun!
SİNOP MAÇI
Maça gelir isek, son 10 dakikaya kadar açıkça ecel telleri döktük. Kimse kendini kardırmasın daha Taşköprü ve Eflani maçları gibi içimizden hepimiz de “Yusuf Yusuf!” dedik.
O maçları kazandık kazanmasına da, bir kaza kurşunu kapıda bekliyordu. Allah’tan böyle bir kurşun yemedik de, 9’da 9 yapma şansını yakaladık.
Sinop maçı da öyle değil mi?
İlk tehlikeleri Sinop yarattı. Ta ki takımın tartışılmaz santraforu Orhan Yüksel’in kalecinin solundan fol yaptığı penaltı ile devreye 1-0 önde kapattık.
Ya ikinci yarı?
Sinop sürekli ısırdı. Sinop tehlikeli atakları ile adeta “geliyorum” derken, önceki korkular öne çıktı yine. Afaganlar basıp sürekli dürtüp dururken, maçın son anlarında biri uzatmadaki iki pozisyonu gole çevirerek, şampiyonluk türküsüne tavan yaptırdı oyuncularımız.
Bir kez daha belirtmek istiyorum ki, bu şampiyonluk yolundaki en büyük tehlike gerginlik. 8’da 8 yapmış ve 9’da 9’a koşarken, ne gerek var hırlaşmaya. Rakip oyuncunun gazına gelme zamanı değil şimdi. Tam aksine sakin kalarak ve bu tür tahrik yemlemelerini yutmaz isek üç puan üç puan ilerleriz. Teknik kadronun bu konuya özel önem vermesi ve hakem ile rakiple boğuşmak yerine, yeteneklerimizi ortaya koyarak maçı kotarmamız gerektiğini sık sık hatırlatmasında yarar var.
TRİBÜN VE ÇÖZÜM
Yönetim bildiğini okurken, sporseverlerin çektiği sıkıntıları da dikkate almalı. Şampiyonluk heyecanını her hafta artarak devam ederken, seyirci patlaması yaşandığını herkes görüyor. Bu heyecanı artırmak için daha önce de belirttiğim gibi, yan tribünlerde (protokol tribün yanları) şu pankartları 70-80 santim aşağına indirmek çok mu zor.
Stadın fiziki yapısı tam bir felaket. Ereğli’nin tünelin öbür ucunda kalmasından herkes şikayet ediyor. Bunun bir örneği de, Ereğli gibi bir ilçede böyle bir stadın var olması. Kaçıncı yüzyıldayız?
Ankara Ankara duy sesimizi.
Karadeniz’in Ereğli’sinin de canı var.
Tribün konusunda geçici de olsa bir çözüm önerimi anlatmak isterim. Deplasman tribünleri boş. Bu tribünler Ereğli seyircisine açılsa da, deplasman tribünü skorbordun bulunduğu kale arkasına yapılsa. Belediyenin bayramlarda kullandığı seyyar tribünler bu alana yerleştirilerek futbolseverlere hizmet sunulsa?
İzin mizin işleri halledilebilir gibi geldiği için, hariçten gazel okuyayım dedim.
Bilmem konuyla ilgili olanların ilgisini çeker mi?
ÇÖP VE ÇÖPÇÜLÜK
Tribünlerde bol bol çekirdek yiyenler maç sonrası gittiklerinde artlarında çöplük bırakıyorlar. Bu konuda da eğitim amaçları, anonslar ve boş yatan bayan-erkek zabıtaları da görevlendirerek “çöpünü de al git” kampanyası düzenlenemez mi?
Bilmem!
Liyakat sahibi yöneticilerin dikkatine sunayım dedim.
Kemal DOĞRUCU