Başımdan geçen gerçek bir olayı anlatayım mı size bugün?
Evet mi hayır mı?
Peki!..
Bunca ısrara dayanamıyorum ve başlıyorum anlatmaya.
Efendim geçmiş günlerden birinde ve bir akşamüstü dostlarımdan birini büyük telaş içinde görünce şaşırarak ?ne oldu bir sorun mu var?? diye doğal olarak sordum.
Yüzünde renk menk kalmamış dostum bir durdu bir şeyler söylemek istedi ama ?bir şey yok derken? adeta ?yangınlardayım? mesajı verdi.
İnsanoğlu gerçekten ruhsal durumunu ele veriyor yüz haliyle.
Üstüne gittim ?ya söyle, yapacağımız ne var??.
Yutkundu ve bir dosta derdini söyleyerek boşalıp rahatlamak ister gibi başladı anlatmaya:
-Ya benim telefondan önemli bir makamdaki birinin eşini aramışlar.
Nasıl yani? Senin telefonu başkası mı kullanıyor?
-Yok ya, ne bileyim. Hattıma girdiler sanıyorum ki peşimdeler.
Allah Allah!.. Nasıl peşindeler?
-Telefon geldi istihbarattan. Tespit etmişler ve beni arıyorlar.
Senin peşinde olan telefon edip de ?seni yakaladık? mı diyor? Böyle şey olur mu?
-Valla telefon geldi Eyüp. İşi kapatmaya çalışıyoruz.
Neyi nasıl kapatacaksın. Senin telefonundan etkin makamdaki birinin eşini aranıp taciz edilecek ve bu olay sana telefonla bildirilecek ha! Tuhaf değil mi?
-Ya olabilir! Ne bileyim. Teknoloji uçtu gitti. Benim hattıma girmiştir birisi. Puştluk yapmıştır. Şimdi durduk yerde ben böyle bir olayı kime nasıl anlatayım. En iyisi bir şekilde olayı duyulmadan kapatabilmek.
Saçmalama lütfen!.. Sen aklı başında birisin böyle bir numarayı yutma. Seni bir daha arayınca ?gel buluşalım de!. Adres olarak da emniyetin önünü ver. Gelsin alsınlar seni. Ben de bir kenara sineyim ve fotoğraflayayım bu olayı. Olur mu öyle şey.
-Ya gürültüler geliyordu telsiz sesleri falan. Ben devletten korkarım arkadaş. Bu işin şakası olmaz.
Peki nasıl önleyeceksin böyle çok önemli bir rezaleti?
-Vereceğiz bir şeyler.
Ne vereceksin?
-Kontör vereceğim. Bana şu kadar kontör verirsen bu dosyayı kapatırız dediler. Yollayayım da kurtarayım ya. Elaleme rezil olacağım yoksa.
Offf!.. Ben de seni akıllı bilirdim. Sen bizim gazeteye geliyorsun ve orada dinleme telsizi ile adli olayları takip ettiğimizi de görüyorsun. Ortamı düşünsene. Sana numara yapıyorlar. Sazanlık yapma!.. Gönderme kontör montör?
Dostumla cebelleşmemiz uzun süre devam etti.
Kontör dolandırıcılarının tuzağına düşüp oltaya takıldığını anlattım saatlerce. Saatine baktı sık sık. Sokak ortasında konuştuğumuz için yanımızdan gelip geçen polis araçlarından tedirgin olmaya başladığını hissetmeye başladığımda biraz daha deştim.
Sen bunlara bir şey kaptırdın mı gerçekten?
-Ya verdim biraz kontör.
Gerçekten mi?
-Dışarıdan davulun sesi hoş gelir. Yuvam yıkılır ya!.. Sen bilmiyor musun benim hatunu. Anamdan emdiğim süt burnumdan gelir. Dünyayı dar eder bana. Böyle bir şeyin şakasının Ş?sini bile kaldıramaz.
Ben konuşurum eşinle. Olayı ayrıntıları ile anlatır, Türkiye?nin dört bir yanında yaşanan bu dolandırıcılı örneklemeleri ile anlatırım.
-Yapar mısın bunu gerçekten. Sana inanır çünkü?
?Yaparım kardeşim ya? diye diretince bir nefes aldı sanki.
Sanıyorum bir anda kendini güçlü hissetti.
Sonrasında yemeğe gittik ve iki tek ve o stresli ortamdan uzaklaşmasını diğer dostlarla birlikte sağladık.
Olayı eşine arkadaşlarımızla birlikte çoğul olarak aktarınca, hiç tepki vermedi.
Kızmadı da!..
Tam aksine, böyle bir tuzağa tam düşmediği için bize de teşekkür etti.
Konunun özüne geldiğimde, dolandırıcılığın sınırı yok ki.
Götüren götürüyor.
Yeni kuşaklar bilmez ama, saf vatandaşlara boğaz köprüsünü satan bile çıkıyor.
Aldatma yeteneği olanlar bu işi iyi kıvırır.
Adı üstünde dolandırıcılık!..
Kimi vatandaşı, kimi de devleti dolandırır.
Önemli olan bu dolandırıcılık numaralarına düşmemek de.
Herhangi bir konuyu kendi içinde saklamadan yakın dostlarla paylaşarak strateji belirlemekte.
İşte o an daha objektif bakabilir olay ve konulara insan.
Siz siz olun, her telefona inanmayın.
Size telefon açık da şuh bir ses ile ?aşkım? diyen de olabilir.
İnanmayın..,
Vereceğiniz olumlu bir tepki ile de size şantaj yapabilirler.
Yani, sazanlığın lüzumu yok!..