Değerli arkadaşlarım,
24. Dönemde Genel Kurul arka sıralarında “Yayla” dediğimiz yerde sohbetlerimiz olurdu. Bu sohbetlerde bazen fikrimizi mesleğimiz ile birleştirerek ifade ederdim. Bu sohbetlerde, bazı arkadaşlarımız “Malzeme bilimi ve Toplum” ile ilgili yaptığım yorumları yazmamızı tavsiye etmişlerdi. Aşağıda yazımı sunuyorum, Aslında yazıyı şekiller ile anlatmak çok daha anlaşılabilir kılardı fakat WhatsApp mesajlarında bu çok zor olması nedeniyle yazı ile ifade etmeye çalıştım.
Saygılarımla…
MALZEME BİLİMİ VE TOPLUM
İletkenlik ve dedikodu
Madde atomlardan oluşur ve atomların çekirdeği ile çekirdek etrafındaki elektron sayıları ve dizilimleri elementleri oluşturur. Periyodik tabloda 118 element vardır ve bu elementlerin bağlanma şekli ve dizilişi, Allah’ın belirlediği kanun çerçevesinde, dünyadaki tüm canlı ve cansızları meydana getirir. Bilindiği üzere, metaller elektriği ve ısıyı iletirken taş veya cam gibi malzemelerin iletimi yoktur veya sınırlıdır. Bunun sebebi atomun çekirdeği etrafındaki elektron dağılımlarıdır. Metali oluşturan atomların en dış yörüngesinde zayıf bağlı elektronlar küçük bir etki ile serbest hale gelirler bunlara başıboş elektron denilir. İletkenlikten başıboş elektronlar sorumludur. Taş veya cam gibi malzemelerde başıboş elektron yoktur, ya tam bağlıdır ya da ortak bağlıdır. Başıboş elektronlar metallerin şekillendirilmesini sağlar, ister balta isterse otomobil parçası yapılabilir. Yani dış güç kullanılarak istenilen şekle dönüştürülebilir. Benzer durum toplumlar için de geçerlidir. Toplumda boş fert (aylak) sayısına bağlı olarak dedikodu ve manüplasyon yani iletkenlik artar, bu tür toplumları dış güçler olarak şekillendirmek oldukça kolaydır.
Mukavemet ve alaşımlama
Metallerin saf halleri genelde kolay şekillenebilir fakat mukavemetleri düşüktür. Metallere doğru miktarda ve doğru elementler ilave edilerek alaşımlandırılır ise mukavemetleri artar. Toplum ile ilişkilendirecek olursak, homojen (saf) olan toplumlar göç almış toplumlara nazaran daha az gelişmiştir. Türkiye örneğinde İstanbul’un Yozgat’tan daha fazla geliştiği, Dünya örneğinde ise Amerika’nın diğer ülkelerden daha fazla gelişmiş olması gibi.
Çökeltiler ve mukavemet
Bazı metallerde bulunan alaşım elementleri, örneğin, Alüminyum’da bulunan Silis ve Magnezyum yapıda küçük topluluklar oluşturarak çökeltileri meydana getirirler. Bu çökeltiler aluminyuma alaşımın ötesinde ilave mukavemet sağlar. Oluşan çökeltiler metale uygulanan kuvvet sırasında atomların birbiri üzerinden kaymasını engelleyerek mukavemet artışına neden olur. Yalnız burada da çökeltinin miktarları ve boyutları çok önemlidir. Çökelti belli boyutun üzerine çıkarsa tersi etki yaparak iç gerginliği arttırır ve mukavemeti azaltır. Benzer durum topluluklarda için de geçerlidir. Kanaat önderleri, STK’lar vb. ve onlara bağlı topluluklar da toplumlarda çökelti görevi yaparlar. Hayatın akışı sırasında veya herhangi bir dış müdahale sırasında toplulukların yanlış yöne gitmesini engelleyerek toplumsal mukavemeti sağlarlar. Fakat bu tür yapıların kontrolsüz büyümeleri aynen metallerde olduğu gibi toplumlarda gerginlik oluşturarak stres meydana getirirler. Diğer bir örnek ise; Metropol şehirlerde belli etnik kökenden, bölgeden vb. gelenlerin çoğunluğu oluşturduğu yerlerde (metallerdeki çökeltiler gibi) gettolaşma problemleri olarak verilebilir.
Alaşım denge diyagramı ve toplumsal denge
Malzemelerde denge diyagramları, elementlerin bir biri ile oluşturacakları bileşiklerin/fazların ne olacağını ve oranlarını gösterir. Örneğin, demir metali saf halde iken oldukça yumuşak ve mukavemeti düşük iken içerisine karbon ilave edilerek çelik haline dönüştürülür. Denge diyagramı çelik için karbon miktarını max %2 olarak öngörür. Bunun üzerindeki oranlarda malzeme gerginleşir ve darbelere karşı dayanıksız hale gelir. Aynı zamanda kaynak yapmakta güçleşir. Çünkü karbon atomları kendileri ayrı bir topluluk oluşturur ve demir atomları kümeleri arasındaki bağları engeller. Toplumlarda da benzer durum söz konusudur. Belli bir orana kadar yabancıların yer alması tıpkı karbonun demiri çelik haline dönüştürmesi gibi topluma ilave değer katar iken, belli seviyenin üzerine çıkması durumunda gevrek ve kırılgan yapabileceği ve kaynakla birleştirmeyi de engelleyeği öngörülebilir.
Tane sınırları ve güvenlik
Malzemelerde özellikle metallerde atomlar belli kümeler halinde sıralanırlar. Sıralama şekillerinin değiştiği diğer taraflarda atomlar farklı yöne doğru sıralanır ve farklı taneleri oluşturarak malzemeyi meydana getirirler. Her bir tanenin diğer tane ile birleştiği yere tane sınırı adı verilir. Tane içlerinde atomlar belli düzen halinde sıralanırken, tane sınırlarında düzenli dizilme yerini düzensizliğe bırakır. Metallere şekil verirken (dış müdahele) ilk deformasyon haraketi bu düzensizliğin olduğu tane sınırlarından başlar. Ülkeler arasında da sınırlar vardır. Tıpkı metallerdeki tane sınırlarında olduğu gibi ülke sınırlarında da düzen ülke içinde olduğu gibi tam olmaz. Kaçakçılığın ve terörün yoğun olduğu yerler genelde ülke sınırlarında yoğunlaşır.
Peki, malzemeciler tane sınırı problemini nasıl çözüyor? Sorarlarsa söyleriz…
Ercan Candan
24. Dönem Zonguldak