Madensahası4

Bölge halkının çevre konusundaki sorunlarını dile getiren ve kamuoyuna sürekli bilgi veren KDz. Ereğli Çevre Platformu (KERÇEP) Kandilli Alacaağzı’nda yaşanan havuz çökmesi ile ilgili olarak bir açıklama yayımladı. KERÇEP, Kandilli’deki bu havuzun çökmesi ile hazine arazisine mi çöküldüğüne de vurgu yapan  değerlendirmesinde, Ermaden ve Borcam’ın patronlarına seslendi. 

Kdz. Ereğli’nin Kandilli Beldesi alanları içinde bulunan Alacaağzı’nda kuvars kumu üretimi yapılıyor. Üretilen kuvars kumu da tırlarla Düzce’ye fay hattı üzerinde kurulu bulunan com fabrikasına taşınıyor. Kandilli’de üretilen ve Ereğli’ne nihai ürüne dönüşmeyen kuvars kumunun üretiminin yapıldığı Alacaağzı’nda kısa bir zaman önce havuz çökmesi yaşandı ve büyük bir doğa katliamı yaşandı. Daha önce de doğayı ve Alacağzı denizini kirlettiği yönünde bir çok şikayetlerin yapıldığı bölgedeki son olaydan sonra, KERÇEP harekete geçmiş ve konuda dikkat çekmişti. KERÇEP son yayımladığı açıklamada bu kez patronları uyarırken, konuyla ilgili çok ayrıntılı bir değerlendirme yaptı.

Üretime başlayışından bu güne geçen süreci de anlatan KERÇEP açıklamasının tamamı şöyle: :

HAVUZ BİRKAÇ KEZ ÇÖKTÜ

Tesisin üretime geçtiği Haziran 2010’dan bu yana kapasitesi artırılmış, hammadde sağladığı maden sahası genişletilmiştir. Yaklaşık 30 dönümlük alanın 80 dönüme çıktığı ifade edilmektedir. Tesis kuvars üretiminden geri kalan kimyasal maddeler içeren atığı çökertme havuzlarına almakta, çöken atığı vidanjörler ile maden sahası yanındaki atık depolama havuzuna göndermektedir. Sıvı olan fazlalığın büyük bölümü ise çeşitli yöntemlerle gerekli arıtma işlemlerinden geçirilmeden, gece saatlerinde – yağışlı havalarda – plajın kullanılmadığı zamanlarda denize bırakıldığı ifade edilmiştir. Katı atığın bir bölümünün son zamanlarda kekleştirme işleminden sonra bölge dışındaki tesislere satıldığı bilinmektedir. Teyit edilmesi gerekmekle birlikte son birkaç yıldır kuvars üretiminde kimyasal madde kullanılmadığı yönünde bilgiler elde edilmiştir.

Maden sahası yanında bulunan çökertme havuzu ise gerekli önlemler yeteri kadar alınmadığından, dolan havuzun boşalmasına imkân sağladığından da bir kaç kez çökmüş, düzenlemeler yapılarak tekrar işletime alınmıştır.

KİMYASAL ATIKLAR!

3 Ağustos 2024 tarihinde Borcam’ın 14 senedir atıklarını depolandığı havuz çökmüştür. Çökme ile çok büyük alan içerisinde kimyasal maddeler olan atıkların etkisiyle bir ekokırım yaşanmıştır. Atıklar kayma sonucu tas gölünün ayağını teşkil eden dereye kadar uzanmış aynı yolla denize kadar ulaşmıştır. Çökme nedeniyle araç yolu tamamen kapanmış, şans eseri yıkımın olduğu bölgede insan bulunmadığı için can kaybı yaşanmamış ancak sahilde bulunan insanlar bir müddet plajda mahsur kalmışlardır.

Üzerinde önemle durulması gereken önemli bir konu Kandilli’de 3-4 yıl önce taş kömürü madeninin işletmesini satın alan OYAK Grubu bünyesindeki Ermaden’in Borcam kuvars tesisi alanı dışındaki büyük alanı da TTK’dan devir almış olmasıdır. Tarafımıza ifade edildiğine göre 1 Ocak 2023 tarihinden itibaren Borcam’ın kuvars hammaddesini temin ettiği maden ve atıkların depolandığı havuz alanı Ermaden’in sorumluluğna geçmiş olduğudur.

HAYVANLAR ÖLMEKTE, ALACAAĞZI KULLANILAMAZ HALE GELMEKTE

Fotoğraflardan görüleceği üzere kuvars üretimi için bölgedeki orman alanında büyük bir ağaç kıyımı yaşanmaktadır. Ağaçların kesilmesi yanı sıra ağaçların altında milyonarca yılda oluşan verimli toprak sıyrılıp, atık haline getirilmektedir. Yaşayan hayvanlar ölmekte ya da başka yerlere göçmektedir. Açık madencilik ile 60 -70 metre derinliğe kadar dağ kazılmakta, çıkan malzeme kamyonlara yüklenmekte, tesise götürülmekte, atık malzemesi de yine maden sahası yanındaki havuza dökülmektedir. Tüm bu işlemlerden dolayı büyük bir hava kirliliği ortaya çıkmaktadır. Ağır tonajlı kamyonlardan dolayı da yollar zarar görmekte, tozlaşma bölgeye yayılmaktadır. Karadeniz’in en güzel koylarından biri olan Alacaağzı kullanılamaz hale gelmekte, tarım ve hayvancılıkta verim hızla düşmekte, bölgede hastalıklar artmaktadır.

Diğer taraftan maden sahasına çok yakın yerlerde de yoğun ağaç kesiminin yaşandığı, kuvars – kömür ve altın madeni için sondajlar yapıldığı görülmektedir.

Kanunların verdiği yetki ve sorumluluklara sahip, topluma hizmet için var olan ve atanmış mülki amirlere Zonguldak Valilisi ve Kdz. Ereğli Kaymakamı’na, topluma hizmet için seçimlere girip seçilen KDZ. EREĞLİ VE KANDİLLİ BELEDİYE BAŞKANLARI’NA, TBMM’YE SEÇİLEN MİLLETİN VEKİLLERİNE, BELEDİYE MECLİS ÜYELERİNE, ÇEVRE ŞEHİRCİLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ MÜDÜRÜ’NE SORUYORUZ:

1-      2010 yılında yaklaşık 30 dönümlük bir arazide faaliyet gösteren Borcam’ın hammadde sağladığı maden sahasının genişletilmesi hangi koşullarda gerçekleştirilmiştir, bugün kullandığı alan kaç dönümdür ve havuzun çökmesi ile kaç dönüm arazi tarumar olmuştur?

2-      Ermaden ve Borcam’ın kullanım hakları olan bölgede çevre ve halk sağlığının korunması için yükümlü oldukları kurallar ve yükümlülükler nelerdir?

3-      Kuvars üretiminden geri kalan kimyasal madde içerikli atıkların nasıl değerlendirildiğini yahut hangi alanlarda depolandığını ve depolama işlemlerinin yapıldığı bölgede kurallara uyulup uyulmadığını denetleyen, raporlayan kontrol birimleri mevcut mudur? Durumdan haberdar olması gereken kurumlar hangi sıklıkla denetleme yapmaktadır? Yapılan denetlemeler raporlanmakta mıdır?

4-      Özellikle izlenmesinin zor olduğu yağışlı havalarda ve gece geç saatlerinde denize bırakıldığı ifade edilen ayrıştırma havuzlarındaki atık malzemenin niteliği nedir? Farklı yöntemlerle çevreye bırakılan atıkların takibini yapan çevre birimi mevcut mudur? Orman içine akıtılan atıkların oluşturduğu bataklıklar çevre birimleri tarafından biliniyor mu? Denize kadar ulaştığı, denizin renginden kolayca anlaşılabilen atık maddelerin deniz canlılarına olumsuz etkisinin neler olabileceği bilinmekte midir?

5-      İçinde kimyasal maddelerin de olduğu bildirilen kayan atıklardan, dere ve deniz suyundan numune alınıp, analiz yapıldı mı? Kayan toprağın çevrede yaşayanlar, çalışanlar ve bölgede denize girenler için zararlı olup, olmadığı belirlendi mi?

6-      Daha önce de kaydığı belli olan ve her kaydığında bölgedeki ağaçları da devirerek, tas gölünün ayağı olan dereye ulaşıp, oradan da denize kadar uzanan atık madde yığını ile ilgili olarak doğaya verilen zarar hesaplandı mı? Bölge ile ilgili bilimsel araştırma yapan bir kurum var mıdır?

Kastamonu'da 22 ayrı suçtan 7 yıl 8 ay hapis cezası bulunan firari hükümlü yakalandı Kastamonu'da 22 ayrı suçtan 7 yıl 8 ay hapis cezası bulunan firari hükümlü yakalandı

7-      3 Ağustos 2024 tarihinde gerçekleşen çökme ve çok ağır çevre felaketine karşı Ermaden ve Borcam tarafından gerekli önlemlerin alınması neden sağlanmadı? Böyle bir toprak kayması oluşup biriken atığın yayılmasına zemin hazırlanmasına göz mü yumuldu?

8-      Çökmenin ardından çökme nedenleri raporlandı mı? Yeniden aynı felaketlerle karşılaşmamak adına gerek Borcam ve Ermaden gerekse denetlemek zorunda olan kurumlar tarafından alınacak önlemler belirlendi mi? Atıklar toplanacak mı? Zarar gören orman rehabilite edilecek mi? Kıyıma uğrayan ağaçların yerine ağaç dikilecek mi?

9-      Yaşanan toprak kaymasına rağmen tesiste üretimin yapılması, kuvarsın üretilip Düzce’ye gönderilmesi çevre, halk sağlığı, işçi güvenliği kurallarına uygun mudur?

10-  Atıkların ormana yayılması, ağaç – bitki ve toprağın aşırı kirlenmesi nedeniyle oluşan felaketin bedeli Ermaden ve Borcam’a ödetildi mi? Tedbirsizlik veya usulsüzlüğe neden olanlara gereken cezalar verildi mi?

11-  Kurulduğu dönemden beri katma değeri çok yüksek olduğu bilinen, ormanların tahrip edilmesi, içinde yaşayan canlıların yok edilmesi, toprağın, suyun  ve havanın kirlenmesi, tarım alanlarının ve hayvancılığın olumsuz etkilenmesi pahasına gerçekleştirilen camın ana maddesi kuvars üretimi faaliyetlerinin, bölge halkının yaşamına ve refahına katkısı nedir? Tarımsal alanda verimin düşmesine neden olan bu tür faaliyetlerden olumsuz etkilenen çevre insanlarının, hastalıklarla boğuşmaması – tarım ve hayvancılığın desteklenmesi için şirketler ve şirket faaliyetlerine olur veren yetkililer üzerlerine düşeni yapmakta mıdır? Bugüne gelinceye dek bu kuruluşların, çevre konusunda kayda geçen bir çalışması var mıdır?

ERMADEN VE BORCAM PATRONLARINA VE ŞİRKET YÖNETİCİLERİNE SORUYORUZ;

1-      Kuvars üretimi sürecinde oluşan özellikle 3 Ağustos 2024 tarihinde gerçekleşen havuz çökmesine engel olacak önlemleri neden almadınız?

2-      Çevre ve halk sağlığına zarar veren çökmenin yarattığı ağır zararı nasıl karşılayacaksınız? Hiç olmamış gibi davranıp, işlerinizi aynı şekilde sürdürmeye devam mı edeceksiniz?

3-      Benzer çökme ve çevre felaketlerinin olmaması için geçen yaklaşık bir aylık sürede ne tür tedbirler aldınız? Çevreye verilen zararın bir an önce ortadan kalkması için neler yapacaksınız? Kayan toprak ile kullanılmaz hale gelip, atıklarla dolan alanı tekrar düzenleyip, rehabilite edip, orman haline getirecek misiniz ya da atık alanı kabul edip, el koymuş hale mi geleceksiniz?

4-      Kuvars üretim sürecinde çevre ve halk sağlığına zarar veren kimyasal madde kullanıyor musunuz? Kullanıyorsanız kimyasal maddeli atıkları ne yapıyorsunuz? Geçmişte kullanılan kimyasal maddeli atıkların ber tarafını nasıl gerçekleştirdiniz?

5-      Kapasitesi ve üretimi sürekli artan kuvars için önümüzdeki dönemde kıyımı planlanan orman alanının büyüklüğü nedir?

6-      Kurulduğu dönemden beri katma değeri çok yüksek olduğu bilinen, ormanların tahrip edilmesi, içinde yaşayan canlıların yok edilmesi, toprağın, suyun ve havanın kirlenmesi, tarım alanlarının ve hayvancılığın olumsuz etkilenmesi pahasına gerçekleştirilen camın ana maddesi kuvars üretimi faaliyetlerinin, şirketlerinize aşırı kar sağlamanın yanında bölge halkının yaşamına ve refahına katkısı ne olmuştur? Kuvars üretiminden olumsuz etkilenen çevre insanlarının, hastalıklarla boğuşmaması – verimi düşen tarım ve hayvancılığın desteklenmesi için herhangi bir şey yaptınız mı?

DİRENMEYE DAVET!

Yakın gelecekte Ermaden tarafından çok daha fazla kuvars çıkarılarak cam üretiminin yapılacağı konuşulmaktadır. Borcam’ın yarattığı çevre felaketlerinin yaşanmaması için tüm tedbirlerin alınmasını önemle talep ediyor, tüm yerel mülki, yerel ve merkezi yönetimi birimlerini sorumluk ve yükümlüklerini yerine getirmeye davet ediyoruz.

T.C. Anayasasının 56 maddesi olan “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.” ifadesini tüm bölge halkına hatırlatıyoruz. Bölge halkını çevre ve halk sağlığını bozan ve zarar veren gelişme ve oluşumlara karşı anayasal haklara dayanarak demokratik dayanışmaya, direnmeye ve mücadeleye davet ediyoruz.

MadensahasıMaden Sahası2Maden Sahası1

Muhabir: Mustafa Kemal Bektaş