Ereğli halkından ister araç sahibi ister ise yaya olsun herkesin halk otobüslerinden şikayet ettiğini dinler dururuz.
Herkes dertli.
Örnekler ise çok.
Daha yakın zamana kadar Meydanbaşı yokuşunu ördek yolcu kapabilmek için 10 km hızla çıkan halk otobüsleri şoförlerinin o keyfi çalışmaları unutulmuyor.
100 civarındaki halk otobüsçü Ereğli’nin yollarını teslim aldı.
Sanıyorlar ki, belediyenin otobüs duraklarına tahsis edilmiş.
Oysa o duraklar yolcu durağı.
İlçe halkı istediği durakta durur ve çağırdığı taksiye de biner veya bir başka araca da.
Ama…
Bir tek taksi otobüs durağında yolcu çağırmasına rağmen duramaz.
Maazallah.
Bela kapıdadır.
Ereğli’nin en merkezinde terminal alanı tahil olmak üzere her köşe bucağı işgal eden ve trafiği içinden çıkılmaz hale getiren halk otobüsçüler devletin çıkardığı yasaları bile iplemez ve engelliler ile 65 yaş üstünü ücretsiz taşımazlar.
Niye?
Dayılık mı bunun adı şimdi?
Nerede devlet nerede yönetenler?
Desen de yokturlar.
Onlar ‘izindeler’ hep.
Oysa otobüsçülerin hepsi de eşimiz dostumuz arkadaşımız.
Çoğunu tanırız.
Ereğli ne ki, Bağlık Karakolu ile Bozhane arasındadır ve küçük bir kasabadır.
Siz bakmayın ‘Avrupa’ yutturmalarına.
Avrupa da hiç korna çalınır mı?
Kaymakamlığın yanında b… kokusu duyulur mu?
Hesaplar hiç saklanır mı?
Neyse…
Gelen giden meselesi.
Ne olursa vatandaşa olur çünkü,..
Otobüsçülerden söz ediyorum.
Otobüsçü dostum ile konuştum bu toplumun yaka silktiği olayı.
“Haklısın” dedi ve başladı anlatmaya.
“Abi biz eskiden ………duraktan çalışıyorduk. Bizi belediye aldı kooperatif adı altında bir harmanladı ki karmakarış etti. İş yapmayan duraklar ile biz karışınca bir de üstüne üstlük büyük otobüs aldırdılar ki şehre sığmıyor bu araçlar. Yakıtı çok. Biz eski küçük minibüslerimizle çalışmaya devam etseydik Allaha şükür mis gibi işimiz vardı. Bizi bozan belediyenin kararları oldu.”
Sustum !
Ve sordum “Sizin otobüslerin fiyatı ne?” diye.
150 bin liranın üzerinde olduğunu söyledi.
Dedim ki, “Duraklı kaç para?”.
700 bin liraya gidiyormuş bir otobüs.
Yani, belediyenin tekelci anlayışa bıraktığı duraklı bir minibüs ile havadan 500 bin lira kazanmak mümkün.
Sektör!
Bu kez ben sordum “çözüm ne?” diye.
Çözümü eskiye ve küçük minibüslerde gördü otobüsçü arkadaş.
Düşündüm.
Belediye çarşı merkezindeki otobüs duraklarını kaldırıp yeniden minibüsçülüğe dönse de, şu anda otobüsçülerin kullandıkları alanı otopark olarak hizmete sunsa, acaba günlük ne kadar gelir sağlanır ve merkezde otopark sorunu kalır mı?
Otobüsçüler pardon minibüsçüler sürekli ring seferler yaparak çarşı merkezini işgal etmeden hizmet sunmaya başlasalar ne olur?
Otobüsçüler de bu durumdan rahatsız ise köklü çözümü kim bulacak?
Bulmalı?