Dört nala uzak Asya’dan gelip Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan, bu topraklara yerleşmemizin üzerinden asırlar geçmiş. Yerleşmekle kalmamışız, bazen ayranımız kabarmış olmalı ki, ona buna atar gider yapmışız, okumuza yayımıza güvenmişiz kabımıza kalıbımıza sığmamışız, genişleyip yayılmışız.
Obalardan, çadırlardan, köşklere saraylara geçmekte de zaman kaybetmemişiz.
Nedense!
Sonrasında gerileyip daralmışız, küçülmüşüz un ufak olup yok olma noktasına gelmişiz ki kalemi kâğıdı eline alan sarı saçlı mavi gözlü dev, sınırlarımız budur herkes yerini, haddini hududunu bilsin, biz artık tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’yiz demiş.
Yedi düvelin ağaları tamam paşam eyvallah demesinin üzerinden koca bir yüz yıl geçti.
Hedef açıktı belliydi. Ülke batılı bir ülke, toplum çağdaş bir toplum olacaktı. Vatandaşlar, kendi özgür iradeleriyle yöneticilerini seçerek işbaşına getireceklerdi.
Tek parti dönemini bitince, ilk seçimler 1946 yılında açık oy gizli sayım sistemiyle yapıldı. Buna seçim demek ne kadar doğru olur bilemem ama bir sonraki seçimler yani 1950 seçimlerinde oylar gizli kullanıldı, sayımı herkesin gözü önünde yapıldı.
Yani 1950 seçimleri seçim gibi seçim oldu.
27 yıl sonra seçimlerle iktidardan düşen partinin lideri, ikinci adam veya milli şef olarakta tanınıp bilinen garp cephesi kumandanı İsmet İnönü’nün kaybettiği seçimlere verdiği tepki, söylediği sözler demokrasi adına çok önemlidir, çok kıymetlidir.
Bu seçim benim en büyük yenilgimdir, aynı zamanda en büyük zaferimdir.
Zaman zaman ülkemizde seçimlere girmeden, seçime ihtiyaç duymadan ülke yönetimine, iktidara gelenler oldu. Arkasına toplumu, partisini değilde topunu tüfeğini alarak sözde seçimlerde yüzde doksan iki oy aldım deyip devletin tepesine oturanlar oldu.
Seçimler bazen de Atı alanın Üsküdar’a geçmesiyle kazanıldı.
Seçimler öncesi seçimi kazanmak için bir oy fazla almak yeterlidir denildi, seçim kaybedilince de on üç bin oy farkı seçimi kazanmaya yetmez denilen zamanlarda oldu.
Seçimlerin öncesi de önemlidir sonrası da önemlidir.
Bu günlerde ülkenin geleceği için çok çok önemli bir seçimine gidiyoruz.
Görüyoruz, çağdaş batılı ülkelerde yapılan seçimler bizdeki gibi o ülke vatandaşlarının pek fazla ilgilerini çekmiyor.
Siz bunun nedeni için kardeşim Hukuk, Ekonomi, Eğitim, Sağlık, Bayındırlık sistemleri yıllardır yerli yerinde, iktidara kim gelirse gelsin bunlarla ilgili yasaların kuralların kılına bile dokunamaz derseniz sonuna kadar haklı olursunuz.
O ülkelerde yönetime kim gelirse gelsin, devletin dışta temsilinde, içte yönetilmesinde yerleşmiş kuralların yasaların dışına çıkamaz derseniz yine haklı olursunuz
Zihinsel olarak yenilenmek, gelişmek, çağın dışında kalmamak vatandaşlar için çok önemlidir, adeta vatandaşlık görevidir.
Bakın, şimdilerde yüz yaşına yaklaşmış eski bir siyasetçi, altmış yetmiş yıl öncesinde yaptıkları seçim propagandasında Garp cephesi kumandanı İsmet Paşa için, o asker kaçağıdır derdik halkta inanırdı dedi. Şimdiki hükümetin de bir Bakanı başkanımız aya 4 şeritli yol yapacağız dese halkımız inanır demişti.
Cumhuriyetin kurulmasının, ilerici çağdaş hedeflerin konulmasının üzerinden yüz yıl geçti. Şimdi yeni bir seçim yapıyoruz. O günlerden bu günlere ne değişti derseniz...
Çokta geriye gitmeden,
Ülkemizde 2013 yılında kişi başı milli gelir 13.000 usd iken, 2023 yılında 8.500 usd ye düşmüş.
2002 yılında bir usd 1.5 tl civarında iken, 2023 yılında 20 tl yi aşmış.
Ülkemiz 2013 yılında dünya ekonomileri arasında 17. sırada bulunurken 2023 yılında 20. sıraya gerilemiş.
Bu işin sonu ne olacak? dediğinizde,
Bayrak inmez diyorlar.
Bu çağda çocukların istismarı, kadınların katledişi, pazarın marketin durumu, hak hukuk adalet diyorsunuz...
Ezan susmaz, cevabını alıyorsunuz.
Bu darlıktan sıkıntıdan nasıl kurtulacağız? diye sorduğunuzda
Sen terörist misin? Vatan bölünmez diye azarlıyorlar.
O zaman da İsmet Paşa’nın asker kaçağı olduğunu söyleyen kişinin seçim kazanmak uğruna vatana yaptığı hizmet! akla geliyor.
İngiltere’nin önemli haber ajanslarında Reuters, şimdiki seçimlerimiz için ülkenin modern tarihi ve geleceği için bu seçimler en önemli seçim olacak derken, memleketin halini dışarıdan gören bir başka bir siyasi dergi Politico önümüzdeki seçimleri “soğanlar ve seccadeler” diye tanımlıyor.