1 Nisan sabahı; tatlı dilli, güler yüzlü insanları seven, insanlara tepeden bakmayan bir belediye başkanı arzu ediyorum.
Üretime dönük çalışmalarını sosyal medya aracılığı ile tanıtan ve bu konuda kim her nerede yaşar ise yaşasın mutlaka üretebileceği bir şeyler olduğunu örnekleriyle ortaya koyan emekli Erdemir işçisi İsmet Koç’a da “Nasıl bir yerel yönetim istiyorsunuz?” sorusunu yönelttik.
Biliyorsunuz toplum konuşsun. Konuşsun ve düşüncelerini ortaya koysun ki, seçim döneminde projelerini de halkın istek ve taleplerine kulak vererek hazırlasın da, itilmiş-kakılmış olan yerel kültür, sanat ve ekonomi gerçek anlamda tartışılsın. Kdz. Ereğli’de bu konuda yayımladığımız haberlerin ne kadar değerli olduğunu okunma oranlarından çok iyi gözlemliyoruz. Bundan dolayıdır ki, görüşlerini ifade etmek isteyen herkese bu sayfalar açık. Buyurun söyleyin ve yayımlayalım.
İsmet Koç ile aramızda geçen konuşma şöyle gerçekleşti:
Merhabalar İsmet Koç, ben sana şunu soruyorum parti yok, sen üreten bir insansın Ereğli’nin Kışla Mahallesinde çok şey üretiyorsun, sosyal medyada da bunları tanıtıyorsun. Birçok kişiye örnek oluyorsun. Senin bu yönünü de ele alarak şunu sormak istiyorum. 31 Mart’ta seçimler yapılacak o ya ya bu artık kim seçilecekse bizi o ilgilendirmiyor, sen vatandaş İsmet Koç olarak nasıl bir yerel yönetim istiyorsun? Ne bekliyorsun?
Önce Ereğli’mize belediye başkan aday adayları ve belediye başkan adayları hayırlı uğurlu olsun. Allah’ım yollarını açık etsin. Ben nasıl bir belediye başkanı istiyorum. 1 Nisan sabahı; tatlı dilli, güler yüzlü insanları seven, insanlara tepeden bakmayan bir belediye başkanı arzu ediyorum. Ama bunun yanında belediye sadece böyle su yapar elektrik yapar yol yapar asfalt döker öyle bir belediye değil, üreten bir belediye istiyorum.
Bu nasıl olacak? Belediyenin park bahçeler bölümü var o insanları fazla çiçek böcekle falan değil de, bu insanlar artık mahallelerde ekip biçmesini arzu ediyorum. İnsanlar eksinler biçsinler üretsinler para kazanmaya başlasınlar. Diyeceksiniz ki herkesin yeri yok, herkesin tarlası yok tamam. Tarlası olmayan da böyle Erdemir var TTK var büyük sanayi kuruluşlarımız var burada tarhana gider, mantı gider, kesme makarna gider yumurta gider, köy tavuğu gider, süt, yoğurt gider, peynir gider. Yani insanlar üretip satacak, belediye buna destek olacak. O insanlar da evine para getirecek. İnsanlar evine para getirdiği zaman mutlu olacaklar. Belediye başkanının nasıl ki yüzü gülüyorsa, güler yüzlü bir belediye başkanıyla halkın da yüzü gülmesi lazım.
- Bir de ne istiyorum ben insanlar Düzce’den ve Akçakoca’dan veya Bolu’dan Ereğli’ye ziyarete geliyorlar belediyenin bir tane lokantası yok. Böyle bir şey olabilir mi ya? Bir sosyal tesisi yok. Ben oraya gelsem üç beş arkadaşımla İstanbul’da yapmışlar işte tabldot diyorlar 80 Lira, 50 Lira veya 40 Lira. Her neyse yani insanlar; yese içse mutlu olup gitse ne kadar güzel. Belediyenin sosyal tesislerinde adam oraya gitmeye de korkuyor. Çay 7,5 TL, 10 Lira, 5 Lira gidip görmedim de ucuz olacak ucuz. İnsanlara biraz yardımcı olacağız ya bu işin başka kuralı yok. Ereğli’yi beraber yöneteceğiz.
Ben mesela Ereğli’de Ereğli Belediyespor ile bir takım var, ben onu asla belediyenin yönetmesini istemiyorum. Onu Ereğli’deki iş adamları yönetsinler. Oraya aktarılan paraları tarıma aktarırım, Ereğli’ye daha fazla katkı sağlanır. Ereğli daha fazla büyümeye gider.
Erdemir mesela, Erdemir ile veya başka sanayi kuruluşlarıyla belediye başkanın kavga etmesini istemem. Neden? Ereğli’ye faydası olsun, Ereğli hepimizin. Ereğli’deki kaymakamı, cumhuriyet başsavcısı, Erdemir genel müdürü, milletvekilleri bir araya gelsinler bir toplantı yapsınlar, Ereğli’yi nasıl ayağa kaldırırız? Ereğli için ne yapmamız lazım? Bir dosya hazırlasınlar. Desinler ki vatandaşa arkadaşlar bak Ereğli’nin şunları eksik şunları yapalım. Mesela Ereğli’de gemi tersaneleri vardı 8 bin 10 bin işçi çalışıyordu hareketlilik canlılık vardı şimdi yine yavaş yavaş yola girdi, tapularını almışlar yine 3- 5 bin çalışıyor. Orası 3 bin 5 bin çalışacağına 10 bin 15 bin işçi çalışsın. Şimdi bir de belediyeler sanki iş kapısı oldu. Benim oğlumu işe al benim kızımı işe al belediye bundan kurtulacak.
- Belediyenin özüne dönmesi lazım. Öyle tatlı dilli güler yüzlü heyecanlı bir belediye başkanı lazım.
Peki, kutluyorum. Yaptığınız üretimlerden azıcık bahsetseniz neler yapıyorsunuz burada?
- Ben neler yapıyorum? Ben 8 yumurta ile başladım bu işe 500 tavuğa çıktım. Şuan tavuk işini biraz azalttım, keklik işine girdim kekliği de bıraktım. Ben herkesin yaptığı işi yapmam, ben farklı işler yaparım. Bıldırcın işine girdim onu da bıraktım, şimdi çiçek işine girdim. Şimdi bunu da bırakacağım.
- En güzel şey tarhana, mantı, yufka, kabaklı gözleme, üretim. Marul, maydanoz, tere bunları şimdi yok satıyoruz. Pazar indiğin zaman bir bağ marul 25 Lira olur mu? 25 Lira üretin kardeşim. Bir bağ maydanoz 10 Lira üretin kardeşim. İnsanlar dikmiyor ağaç dikmiyorlar meyve ağacı dikmiyorlar ya yazıktır günahtır ya.
Bir incir ağacı dikin, bir ceviz ağacı dikin, bir erik ağacı dikin, armut dikin, portakal dikin, mandalina dikin yok dikmiyorlar. Akşama kadar kahvehanede yandık gittik tutuştuk. Nereye yandık gittik kardeşim üretin. Siz de mutlu olun biz de mutlu olalım devlet de mutlu olsun. Ama hiç kimse üretmiyor ki herkes hazır yemeğe alışmış.
Ben mesela mutluyum, biz hanımla beraber çalışıyoruz. Fazla da koşmuyoruz yavaş yavaş ağır ağır ama mutluyuz. Ben akşama kadar hayvanların pisliğini temizliyorum ama mutluyum abi. Niye mutluyum? Helalinden kazanıyorum çünkü. Onun için insanları ben üretime davet ediyorum. Üretim üretim. Üretim olmayan toplum batmaya mahkumdur. Üretim üretim.
Teşekkürler.