Greenpeace’nin Zonguldak’ın canını okuyan termik santrallere karşı koyduğu eylem ses getirdi.
21 yiğit Greenpeace gönüllüsünün her türlü şiddeti de göze alarak, Çatalağzı’nda Eren Kömürlü termik santrale yurt dışından kömür taşıyan gemilere ve kömür silolarına astıkları sloganlar ve yazdıkları sözler sessiz katile yürekli bir tepkidir.
Ve bir çok çevre gönüllüsüne de moral aşılayan eylem olarak bilinip hatırlanacaktır.
Bir kez daha helal olsun Greenpeace’ye.
Emekçilerine, destekçilerine ve gönüllülerine.
Daha ötesi selam olsun selam…
**
Bir güzel haber de Kdz. Ereğli Çevre Platformu’nun Çevre ve Şehircilik Bakanlığına yaptığı başvuruya gönderilen yanıttır.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı gelişmelerle ilgili olarak “firmaya ÇED raporunu hazırlamak ve bakanlığa sunmak için 9 Mayıs 2014 tarihine kadar verilen süre içinde ÇED raporunu bakanlığa sunmadığından ÇED sürecinin sonlandırıldığını” sonucunu bildirmiştir.
Bu şu demektir.
Kireçlik şu anda termik santral tehlikesinden kurtulmuştur.
Ama; sadece şu anda.
Yarın aynı veya bir başka firmanın yine gelip de gözünü Kireçlik’e veya bu sahillere dikmeyeceği diye bir garanti yoktur.
Tehlike ve tehdit her zaman vardır/olacaktır.
Yani yan gelip yatılmayarak çevreyi yok edecek gelişmeler ve girişimler yine takip edilmelidir.
Bundan dolayıdır ki, Kdz. Ereğli Çevre Platformu varlığını daha çok gönüllüyle büyüterek görevine devam etmelidir.
Bir teşekkür de Kdz. Ereğli Çevre Platformuna.
Destek verenlere, gönüllülerine.
**
Aynı konuda 14 Temmuz’da yayımlanan “Hema Olayı” başlıklı yazımda görüşlerimi şöyle ifade etmiştim.
“….. Hema Kandilli’deki TTK Armutçuk Müessesesi’nin işletme sahasındaki Alacaağzı kömür ocaklarında adım adım üretimi durduruyor.
Buraya kadar doğruya doğru.
Konudan haberdar olup gelişmeleri izlerken, ‘neden?’ sorusuna yanıt aradığım süreçte ilk aklıma gelen Hema’nın Kireçlik’te kurmak istediği termik santraller girişimi geldi.
Hema; Kömürü satamadığını ve zarar ettiğini öne sürerek, “Kireçlik’te termik santralleri kurabilirsem üretime devam edeceğim” taktiği içinde olmasın sakın?
Takıldım kaldım bu noktada…
Öyle ya; aileleri ile birlikte yaklaşık 3 bin kişinin ekmek kapısı olan Hema Kandilli kömür işletmesi kapanırsa ve de hedefe ‘enerjiye değil, termik santrallere hayır!’ tepkilerinin sebep olduğunu konulur ise ne olacak?
Sürekli bu açıdan baktım olaya.
Kuşkularımı konunun içindeki bir çok dostuma anlattığımda ise “hayır! Durum böyle değil!” yanıtını aldım.
Ben halen daha bu noktadayım.
Kuşkularım var.
Hema’nın zarar ettiği için bu bölgedeki üretimi durdurduğuna inanmıyorum.
Ortada bir bit yeniği var.
Kokusu da yakında çıkar…
Gezi dönüşü öğrendiğim bazı bilgiler ise kuşkularımı daha da artırdı.
Hema’nın Amasra’da kurmak istediği termik santral için engelleri aştığı ve bu nedenle Kireçlik termik santral işini askıya aldığı yolundaki bilgi önceki kuşkularıma benzin döktü.
Hayda !
İnanmam…
Vallahi de billahi de inanmam.
Su uyur termikçi uyumaz.
O hep fırsat kollar.
Amasra gibi bir cennet köşesini yok etmeyi düşünecek ve bu düşüncesini de gerçekleştirmek için her yol ve yönteme başvuran bir zihniyet mi Kireçlik’teki termik santral girişimini durduracak?
Mümkün değil…
Kesinlikle hayal mahsulü…
Ve palavra…
Kuşkularımda yanılmak çok isterim.
Ama…
Hema’nın bu girişimini taktik olarak gördüğümü de açıkça söylemek zorunda ve sorumluluğundayım.
Hema girdiği nereden çıkmış ki?
İşçileri ve ailelerine korkutarak bölge insanını dizginlemeye ve kontrolüne geçirmeye çalışıyor ise bana göre tarihi bir hataya sürüklendi Hema.
O kadar kolay değil.
Bu bölge halkı sessizdi ve uysaldır.
Ancak, oyun içinde oyunları da çözemeyecek kadar olaylardan bihaber değildir.
Bakmayın siz o sessizliğine.
Bakmayın siz o uysallığına.
Hema, Kandilli’de ulusal serveti işleyerek para kazanmaktadır. Ha kazanmalıdır da.
Ama, çoluğumuzun çocuğumuzun geleceği olan ’temiz çevreyi’ kirletmek için, eğer ki “işçi çıkartıyorum, ocağı kapatacağım” gibi bir yalana başvuruluyor ise bu çok ama çok yanlıştır.
Hatadan da bir an önce dönülmelidir…
Madencileri hiç kimse de malum amaçlarına alet etmeye kalkmasın.
Tekrar yazma gereği duyuyorum; umarım Hema öne sürdüğüm taktik içinde değildir…..”