Türkiye İşçi Partisi (TİP) kadınları “Bugün 25 Kasım, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” başlıklı yazılı bir açıklama yaptılar.
Türkiye’de, şiddetin mağduru kadınların görünmez ve yok sayılan olduğuna dikkat çeken TİP’li kadınlar, görüşlerini şöyle ifade etti:
Şiddet yalnız fiziksel olarak kendini göstermiyor. Kadınların yüzde yetmişinin kayıtlı bir işte çalışamadığı, çalışan her dört kadından birinin asgarî ücret dahi alamadığı bir ülkede yaşıyoruz. Agrobay’daki işçi kadınları, sendikalı oldukları için işten çıkaran zihniyetle sendikalı olduğu için iş vereni tarafından kocasına şikayet eden ve şiddet görmesine sebep olan zihniyetin aynı amaca hizmet ettiğini biliyoruz. İş yerinde hala eşit işe eşit ücret alamadığımız, sendikal mücadele yollarımızın kapatıldığı, bilinçli olarak eve kapatılma koşullarının yaratıldığı bu sömürü düzenini yıkana kadar mücadelemize devam edeceğiz.
Hatay’da ve tüm deprem bölgesinde hayatta kalma mücadelesi devam ediyor. Tabi ki bu zor koşullarda evinin, çocuklarının, kocasının, yaşlı bakımının sorumlusu olarak görünen deprem bölgesi kadınları hem bunlarla uğraşırken bin kat daha eziliyor hem aile içi şiddete daha fazla maruz kalıyor hem de hijyenik yaşam koşulları sağlanamadığı için çeşitli kadın hastalıklarına yakalanıp bunlarla baş etmeye çalışıyorlar.
Binlerce yıldır savaşlarda da en çok zarar gören, tecavüze uğrayan, savaş ganimeti sayılan yine kadınlar. Saldırılarını kesmeyen İsrail, Gazze’de binlerce sivil öldürüyor. Öldürülenlerin yüzde yetmişinin ise kadınlar ve çocuklar olduğunu biliyoruz. Bu insanlık suçu derhal bitirilmeli, işgalci İsrail Filistin topraklarından defolmalıdır. Yüreğimiz ve dayanışmamız Filistinli kadınlar ve Filistin halkıyla olmaya devam edecektir.
Tüm yaşamımızı saran şiddet döngüsü Saray Rejimi’nin cezasızlık politikalarıyla azalmak bir yana gün geçtikçe çoğalıyor. On yıllardır mücadele ederek kazandığımız haklarımız yok edilmek isteniyor. Kadın katilleri, tecavüzcüler bir bir salınırken yasaları bile uygulamayanlar daha fazla kadın ve LGBTİ+ düşmanı Anayasa yapmaya cüret ediyor.
Bir gece yarısı kararnamesi ile İstanbul Sözleşmesi’nden çıkaranlar, 6284’ ü hedef haline getirenler, yoksul nafakasını bile tartışmaya açanlar, “ küçüğün rızası “ söylemini üretenler, imam nikahına, dini makamların arabuluculuğuna onay verenler, yaşadığımız “ erkek şiddetinin “ birinci dereceden sorumlusudur.
Okul çocuklarına 1 öğün yemek sunmayı bile çok görenlerin “ kutsal aile “ demagojilerini biliyoruz, LGBTİ+ yurttaşlar için cadı kazanı kaynatanları, memleketi kadın mezarlığına çevirenleri bildiğimiz gibi.
Mirabel kardeşlerden beri sorumluları da, sorumlulara yılmadan mücadele etmeyi de biliyoruz! Biz milyonlarız, gücümüz dayanışmamızda , emeğimizde, haklarımızda!
Katledilen Kadınları Aklınıza Mıh Gibi Kazıyacağız! Adaleti Sağlayacağız! Yaşasın Kadınlar! Yaşasın Kadın Dayanışması!