Metin Yüksel’in Başkanlığında seçimle göreve gelen ilçe yönetim kurulu ilk önce yerel seçimlerde canla başla çalışan kadın ve gençlik komisyonlarına partinin kapısını açtı. Onlara görev verdi ve her türlü olanağı sağlandı.
Yener ekibi, çantada keklik gördükleri seçimden mağlup çıkmanın şokunu yaşarken, kaybetmenin gerekçesi olarak sürekli Belediye Başkanı Halil Posbıyık’ın gerektiği şekilde seçime yardımcı olmamasını gösterdiler. Bu iddia bir ölçüde doğruydu Posbıyık, Arık ve Polat olabildiğince tarafsız kalmaya özenli davrandılar.
Seçimlerde Yener’den yana taraf olan belediye meclis üyeleri, ilçe başkanı Metin Yüksel’in başkanlığında yapılması gereken belediye meclis grubuna katılmayacaklarını belediye başkanına söylediler. Gerçekten de atamalı yönetim göreve gelmeden önce Milletvekili Necdet Yazıcı’nın girişimleriyle ilçe binasında meclis grubu bir kez toplandı.
O da Yazıcı’nın başkanlığında bu toplantıdan önce yapılan grup toplantılarına Mustafa Arık’dan başka katılan olmadı.
Meclisin tanımadığı bir ilçe başkanı ve yönetim kurulu görevden kaldığı gün içinde partide birlik ve beraberliği sağlamak için gayretli oldu. Tabi ki bu çabada seçimi kaybeden Reha Yener’in muhalefet bayrağı açmamış olması Adil Polat’ın ‘artık siyasetten çekileceğim’ açıklamalarıyla, bir kenarda durmayı yeğlemesi de büyük etkendi. ANAP’ta teşkilat bazında bir çekişme gözlenmiyordu.
Güllük gülistanlık gibi gözüken ANAP’ta sadece gizli bir Posbıyık alerjisi yaşanıyordu. ANAP’lılar belediyenin uygulamalarından rahatsız olduklarını ikili görüşmelerde, dost sohbetlerinde ayrıntılarına kadar anlatıyor ve başkan Posbıyık’a sert bir dille eleştirirken kamuoyuna ise Posbıyık’ın başarılı olduğunu söylemekten de kaçınmıyorlar.
Posbıyık’a sahip çıkan sadece Belediye Meclis Üyeleri oldu. Belediye Başkanıyla teşkilat arasındaki gerginliğin temelinde Posbıyık’ın kendini teşkilatın üzerinde görme saplantısının olduğu görüşü yaygındı.
Zonguldak’ta milletvekili bulunmayan ANAP, DYP’den geçen Necdet Yazıcı ile Ankara’da sesini duyuracak bir kapıda bulmuştu. Yazıcı, ANAP’ın özellikle köy çalışmalarında her zaman emirlerine hazır olduklarını söylüyor ve DYP’den istifasının gerekçesi olarak, 1991 yılında halka verdikleri sözü koalisyon hükümetinin yerine getirmediği gerekçesiyle yalan söylemeyen parti ANAP’ta siyasete devam etme kararı aldığını vurguluyordu.
Ereğli’deki bu belediye başkanı teşkilat arasındaki çekişmenin partiye yarar sağlamayacağını sürekli anlatan ve bir uzlaşma zemini yaratılmasını savunan Milletvekili Yazıcı, Zonguldak’tan Ereğli’yi tam iyi gözlemleyemediğinden daha sonra çok ciddi hatalar yaparak bugün yaşanan sancıların doğmasına sebep oldu.
Ereğli ilçe yönetim kurulu başkanı Metin Yüksel ikinci başkan Yusuf Oktay, İlçe Sekreteri Turhan Demirhan ve diğer yönetim kurulu üyeleri işadamı ve belediye meclis üyesi Mustafa Arık’ın her türlü desteğini arkalarına alarak daha güçlü siyasi çalışmalar yaparken Arık’ı ‘Fahri Başkan’, ‘Babamız’ sözleriyle onore etmekten geri kalmadılar. Arık,teşkilat birlikteliği meclis üyelerinden bazılarının Arık’a tavır koymasına yol açtı. Kim bilir bu tavır koymanın arkasında o dönemde ilişkilerinin bozuk olduğu Belediye Başkanı Halil Posbıyık’ın parmağı vardı.
Bir tarafta Belediye Başkanı, diğer yanda ise teşkilatla birlikte hareket eden Mustafa Arık, bu arada Arık’tan kısaca bahsetmek istiyoruz, Mustafa Arık siyasete 27 Mart yerel seçimlerinde ANAP’tan 1. Sırada Belediye meclisine aday olarak atıldı. Siyasi birikimi pratikte hiç denecek kadar yok iş adamlığı ile siyasetin kuralları birbirinden çok farklı iyi niyetli ve yardımsever kişiliği ile Arık’ın inandığı ve güvendiği insanların her söylediklerini doğru bilerek biliyoruz ki hiç istemeden hizipleşmenin ortasına çekildiğini fark etmedi.
Eyüp Bektaş (Ekim 1995) – Ereğli ÖNDER