Zonguldak'ta uyuşturucu operasyonuna ilişkin 16'sı tutuklu 32 sanık hakkında 4 yıldan 38 yıla kadar değişen oranlarda hapis istemiyle dava açıldı.
İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri tarafından uyuşturucuyla mücadele kapsamında olayların önlenmesi ve suça karışanların yakalanması amacıyla geçen yıl mayıs ayında gerçekleştirilen operasyona ilişkin 16'sı tutuklu 32 sanık hakkındaki soruşturma tamamlandı.
Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığınca, sanıklar hakkında "uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma", "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma", "örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme" ve "2313 Sayılı Kanuna Aykırılık" suçlarından 4 yıldan 38 yıla kadar değişen oranlarda hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianame, 3. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.
İddianamede, bazı şüphelilerin aralarında geçen görüşmelerde, şifreli şekilde anlaşmaya çalıştıkları, "kanal" kelimesiyle "Bana uyuşturucu madde temin edebilir miyiz?", "Kübra" ve "amca" kelimeleriyle uyuşturucuyu kastettikleri yer aldı.
Öte yandan suç örgütünün varlığına dair iddialar ve değerlendirmeler kapsamında uyuşturucu madde ticaretiyle uğraşmış bir kişinin yerel gazeteye ulaştığı, gazetede çıkan uyuşturucu haberiyle ilgili yazılan hususları ilettiğine yer verildi.
İddianamede, basın mensubuna bu ihbarı yapanın tutuklu sanık E.İ. olduğu, suç örgütünün, kendisine rakip olan diğer uyuşturucu madde satıcılarını ihbar ettiğinin değerlendirildiği kaydedildi.
Şüpheli S.S'nin iddianamede, "E.İ. hakkında bildiklerimden dolayı beni cezaevine attırmak istiyor ya da göz korkutmak istiyor. Kendisi uyuşturucu madde ticareti alanını daha iyi yönetebilmek için çevresinde husumetli olduğu şahısları tutuklatmak için böyle bir bilgi vermiştir." ifadelerine yer verildi.
İddianamede, örgütün mali işleri sorumlusu ve para kasası olduğu iddia edilen B.Y'ye ait hesaba "kira" ve "borç" şeklinde açıklamayla para gönderildiği tespit edildiği, aynı ay içerisinde birden çok ve farklı miktarlar kira açıklamasıyla para gönderilmesinin hayatın olağan akışına aykırı görüldüğü aktarıldı.
