Aley Özbek Change.org’da başlattığı imza kampanyasında “Ben bir kadınım ve siyasi karar alma süreçlerinde daha fazla temsil edilmek istiyorum.” Sözleriyle destek istedi.

Kampanyanın içeriği şöyle vurgulandı:

Bilindiği gibi, demokrasinin temel unsurlarından olan eşit temsil ve katılımın kadınlar açısından yaşama geçirilememesi, bir kadın erkek eşitsizliği sorunu olmasının ötesinde, aynı zamanda bir demokrasi sorunudur. Ancak, demokrasi tüm siyasal tartışmaların odak noktasını oluşturduğu halde, kadınların eksik temsili konusunda gözardı edilmekte, kadınsız demokrasi doğal karşılanmaktadır.

Kastamonu'da 22 ayrı suçtan 7 yıl 8 ay hapis cezası bulunan firari hükümlü yakalandı Kastamonu'da 22 ayrı suçtan 7 yıl 8 ay hapis cezası bulunan firari hükümlü yakalandı

1924 yılında Anayasasının “Onsekiz yaşını ikmal eden her erkek Türk mebusan intihabına iştirak etmek hakkını haizdir” hükmünü içeren 10. maddesi, “Milletvekili seçmek, yirmi iki yaşını bitiren kadın, erkek her Türk’ün hakkıdır”  şeklinde değiştirilmiş; 11. maddesinde de “Otuz yaşını bitiren kadın, erkek her Türk milletvekili seçilebilir”  şeklinde değişiklik yapılarak, 1934’e kadar sadece erkeklerin sahip olduğu seçme ve seçilme hakkı kadınlara da tanınmıştır. Fakat aradan 90 yıl geçmesine rağmen hâlâ kadınların meclisteki görünürlüğü ön planda değildir.

Türkiye’de kadınların siyasetteki temsiliyeti yılları içerisinde artıyor gibi gözükse de bu kadar zamana rağmen hâlâ ciddi şekilde eksiktir. Seçim kampanyalarında ve söylemde ön planda tutulan kadınlar, aday listelerinde en alt sıralara konulmaktadır.

2023 seçimleri sonrası kadınların Cumhuriyet tarihi boyunca Meclis’te en yüksek oranda temsil edildiği yıl olsa da bu oran sadece yüzde 20’nin biraz üzerinde.

Oysaki kadın hareketinin siyasi partileri yönlendirme yönünde çok başarılı olduğuna dikkat çekmek isterim. Fakat buna rağmen kadınlardan güç alan partiler bile siyasette kadınlara yeterince yer açmıyor. Aslında yönlendirme konusunda bu kadar başarılı kadınların siyasette etkin rolde olmamasının en büyük etkenlerinden biri, tabii ki toplumsal normlar ve kültürel etkilerdir. Geleneksel cinsiyet rollerine dayalı olarak şekillenen toplum yapısı, kadınların siyasette liderlik rollerine uygun bulunmamaları, siyasetin bir erkek işi olduğu inancı, kadınların aile içindeki sorumlulukları ve toplumun beklentileri...gibi ataerkil düşünceler kadınlarımızın bu alanda etkin olmalarını sınırlandırıyor ve cesaretlerini kırıyor.

Bir kadın olarak kendi ülkemde yeterince kadın hakları ihlallerinden ve kadınları bu tip alanlarda görmezden gelinmesinden, gerek günlük hayatım olsun gerek iş hayatım olsun gerek genel yaşantım olsun yeterince muzdarip oldum ve biliyorum ki bunu yaşayan tek kadın ben değilim. Bir de en çok bunun olmaması gereken alanda bu sorunu görmek istemiyor ve bu nedenle, Türkiye’deki siyasal yapının daha fazla kadını içerecek şekilde düzenlenmesi gerektiğini düşünüyorum.

Bu dilekçeyi imzalayarak, Türkiye’deki siyasilerden mecliste daha fazla kadını temsil etmelerini talep ediyoruz.

İMZA VERMEK İÇİN TIKLAYINIZ:

https://mail.google.com/mail/u/0/?tab=rm&ogbl#inbox/FMfcgzGwJvqnZFwkrcwqCNjVLhgCMTDs

Editör: Derya Tetik