Whatsapp Image 2024 12 19 At 19.04.23 (1)

Erdemir'de çalışan işçiler yetkili oldukları Türk Metal Sendikası'nın Genel Başkanının katıldığı toplantıda sloganlar atarak işverene seslendi.

Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Uysal Altundağ, sendikanın Karadeniz Ereğli Şubesi Genişletilmiş Temsilciler Meclisi Toplantısına katıldı.

Karadeniz Ereğli'ye bağlı Gülüç Beldesi'ndeki Anadolu Otel'de gerçekleştirilen toplantıya çok sayıda üye de katıldı. Şube Başkanı Altan Kalfa burada yaptığı konuşmada birlik ve beraberlik mesajları verdi.

"EREĞLİ'DE YANAN BİR ATEŞTİR"

Alın terinin karşılığını almanın umuduyla yeni yılı karşılamak istediklerini belirten Altundağ, yaptığı konuşmada, "Burası Karadeniz'in güzel şehri sıradan bir yer değildir, Erdemir'de herhangi bir işyeri değildir. Burası tam 60 yıldır Karadeniz'in incisi Ereğli'de yanan bir ateştir. Sanayimizin can damarı demir çelik sektöründe Ayşesi, Zübeydesi ile parlayan bir meşaledir. Burası emek kentidir. Demire can verenlerin, ateşe hükmedenlerin kentidir. Burası Türk Metalcilerin kalesidir. Erdemir'de 1986 yılından bu yana yetkiliyiz. İlk sözleşmemizi 13 Mayıs 1987'de imzaladık o günlerden bugüne büyük kazanımlar elde ettik. Türk Metal ile Erdemir işçisi et ile tırnak gibi oldu. Bugün 30. dönem toplu iş sözleşmesi için masadayız. Erdemir, Türk Metal ilişkisi ülkemiz endüstri ilişkilerinde herkese örnek oluyor. Karadeniz Ereğli ülkemizin en zengin ilçeleri arasındaysa bu zenginliğin en önemli kaynağı Erdemir'dir diğer önemli kaynağı da Erdemir emekçileridir." dedi.

"EKMEĞİMİZİ DOĞRUDAN ETKİLİYOR"

"Erdemir, Türk sanayisinde nasıl stratejik bir öneme sahip ise Erdemir'in varlığı kadar sürekliliği de Türkiye için önemliyse Erdemir emekçilerinin refahı, mutluluğu da o kadar önemli, değerlidir." diyen Altundağ, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "Bizim işçi hak ve özgürlük, ekmek mücadelesinde işçimizin desteği ve varlığına ihtiyacımız var. Birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var. Gerektiğinde günü geldiğinde birlikte mücadele etmeye çok ihtiyacımız var. Yaşadığımız süreç hiç birimiz için kolay değil. Dünyanın her yerinde yaşanan kaos, küresel ekonomik düzenden ortaya çıkan çalkantılar, savaşlar, iç karışıklıklar, göçler bunların hepsi ekmeğimize doğrudan etki ediyor. Dünyada yaşanan her olumsuz gelişmenin sonunda bizler sıkıntılı günlerden geçiyoruz. Son dönemde küresel bir kriz yaşanıyor.

"FATURASINI EMEKÇİLER ÖDÜYOR"

Sadece ülkemizde değil dünyanın bir çok ülkesinde krizin etkileri görülüyor. Özellikle Avrupa'daki sendikacı dostlarımız katıldığımız her toplantıda bu sorunları dile getiriyor. Sorunlar çözülmesi bir yana sorunlar katlanarak artmaya devam ediyor. En önemlisi böyle dönemlerde yaşanan her türlü olumsuzluğun faturasını tüm dünyada emekçiler ödüyor. Bugünlerde ortaya koyacağımız birlik ve beraberlik hayati önem taşıyor. Tüm dünyadaki gibi ülkemizde de yaşanan ekonomik sorunlar nedeniyle emeği ile geçinenler yani toplumun büyük bir kesimi zor günlerden geçiyor.

ENFLASYON, HAYAT PAHALILIĞI VE VERGİLER

Biz çalışma yaşamında kısa bir süre öncesine kadar başka sorunları konuşurken artık bunları dile getiremiyoruz bile. Biz artık evine ekmek götürmekte zorlanan milyonları, pazarda filesini dolduramadan eve dönenleri, çocuğuna harçlık veremeyenleri, bir türlü durmayan enflasyon, hayat pahalılığını, eriyen ücretlerimizi konuşuyoruz. Kaygılarımız artarken her gün artan fiyatlar karşısında alım gücümüz düşerken bir de yürürlükteki vergi sistemi nedeniyle soframızdan her gün bir dilim ekmek daha azalıyor. Her fırsatta dile getirdiğimiz gibi biz ne kadar başarılı sözleşmeler yapsak da ne kadar yüksek zam oranlarına imza atsak da enflasyon, hayat pahalılığı ve vergiler nedeniyle elde ettiğimiz kazanımlar kısa sürede eriyor. Enflasyon ve hayat pahalılığı bu şekilde devam ederse üyelerimiz daha yüksek vergi dilimine girdikçe gün gelecek koşullar daha da ağırlaşacak Anadolu insanının söylediği gibi 'Güneş çarığı, çarık ayağı, ayak da başı sıkacak' üyelerimiz yine yoksulluk sarmalı içine girecektir.

"CANI PAHASINA ÇALIŞANLAR BİZLERİZ"

Ülke olarak yaşadığımız ekonomik sorunlar elbette ki işyerlerimizi de zorluyor, onlar da çeşitli sorunlarını yüksek sesle dile getiriyorlar. Biz de bunlardan bir haber değiliz, gelişmeleri takip ediyoruz. Çok şükür ki herşeye rağmen çarklar dönüyor, bacalar tütüyor. O çarkları döndüren, bacaları tüttüren, bizleriz. Üreten, emek verenler canı pahasına çalışanlar bizleriz. Biz yalnızca ve yalnızca hak ettiğimiz ücreti istiyoruz. Hakkımızı almak için birlik ve dirliğimizi korumalı birlikte olmayı bilmeliyiz. Herkes kabul ediyor ki bugün emekçilerin üzerinde büyük bir yük oluşturan vergiler nedeniyle ücretlerimiz her geçen gün eriyor.

"ÇOK KAZANANDAN ÇOK AZ KAZANANDAN AZ VERGİ"

Yılda 12 ay çalışıyoruz elimize 10,5 aylık ücret geçiyor. Ülkemizdeki gelir vergisinin yüzde 65'lik kısmı emekçiler tarafından karşılanıyor. Hem ücretlerimizden kesilen vergiler hem dolaylı vergilerle vergi yükü biz çalışanların üzerinde. Bir kez daha söylüyoruz, bizim talebimiz açık ve net. Biz adil bir vergi düzenlemesinin yapılmasını Anayasamızda belirtildiği gibi çok kazanandan çok az kazanandan az vergi alınmasını talep ediyoruz. Ocak ayında aldığımız ücreti Aralık ayında da almak istiyoruz.

TOPLU SÖZLEŞME SÜRECİ

Erdemir'de 30'ncu dönem toplu iş sözleşme taslağımızı verdik. 24 Eylül'de ilk sözleşme görüşmesini gerçekleştirdik, 2 aylık müzakere sonucunda işveren sendikası ile anlaşamadık, uyuşmazlık zabtını tuttuk, 2 gün önce de yasal olarak başlayan arabulucu ile bir araya geldik. Anlaşma olmadı. Bizim bir sloganımız var biz üretmek, kazanmak ve kazandırmak istiyoruz. Biz üretiyor muyuz, kazandırıyor muyuz, bacaları tüttürebiliyor muyuz, bırakın ülkemizi Erdemir'i dünyada şampiyon yapıyor muyuz? Bunların hepsini biz yapıyoruz. Bu üretimi biz yapıyor, gece gündüz biz çalışıyoruz. Yüksek fırının karşısında biz terliyoruz dünyanın en ağır sektöründe üretim rekorlarını biz kırıyoruz. O fabrikanın tüten bacasında, yanan bacasında bizim ateşimiz var. Bizim emeğimiz var kimse görmezden gelmesin. Biz bu sürece başlarken 2 şeyi gözettik, işyerimizi işimizi korumak ve gözetmek. o yüzden ayakları yere basan hayalci olmayan ülke gerçekleri ile işyeri gerçeklerini birlikte düşünen makul bir taleplerden oluşan bir taslak oluştuk. Bizim amacımız huzur bozmak, kargaşa çıkarmak değil biz çok şey istemiyoruz biz alın terimizle hakça kazanmak, emeğimizin karşılığını almak istiyoruz.

"EL SIKIŞALIM"

Tekrar seslenmek istiyoruz altını çizerek tekrar ediyoruz. Bizim derdiğimiz, hedefimiz, beklentimiz bu işi düzgünce masada bitirmek, dostça el sıkışmak. Hakkımızı almanın huzuru ile işin başına dönmek. Biz macera peşinde, kavga meraklısı değiliz. Barış içerisinde hep birlikte bitirelim. Erdemir işçisini bu karda kışta, sabrını zorlamayalım, el sıkışalım.  İşimiz kolay mı çok zor. Bir söz vardır kolayı herkes yapar asıl olan zoru başarmaktır. Bu mücadelede en büyük güvencimiz işçimizdir.  Çok kritik bir sürecin içerisindeyiz. Asla umutsuz olmayın, bugüne kadar nasıl başardı isek bundan sonra da kayıtsız şartsız başaracağız."

Sendika üyeleri Genel Başkan Altundağ konuşurken, "Erdemir işçisi buzkıran gemisi", "İşte Başkan işte sendika", "İşveren şaşırma sabrımızı taşırma", "Vur vur inlesin işveren dinlesin", "Türk Metal nerede biz oradayız", "Lider Başkan lider sendika", "Yumruğu taştan işte Uysal Başkan", "Bu işçi seninle gurur duyuyor. "Türk Metal, Türk Metal, güçlü güçlü Türk Metal", "Uysal başkan nerede biz oradayız", "Gücümüz seninle Erdemir peşinde" sloganları attı.

Çorum'da otomobille çarpışan motosikletin sürücüsü hayatını kaybetti Çorum'da otomobille çarpışan motosikletin sürücüsü hayatını kaybetti

Şube Başkanı Altan Kalfa tarafından Genel Başkan Altundağ'a Atatürk resmi hediye edildi.

Genel Başkan Altundağ, Genel Başkan Yardımcısı Yusuf Ziya Odabaş, Şube Başkanı Altan Kalfa, geceye katılan gazetecilerle de yakından ilgilendi.

Whatsapp Image 2024 12 19 At 19.04.24 (1)

Whatsapp Image 2024 12 19 At 19.06.59

Whatsapp Image 2024 12 19 At 19.04.23

Whatsapp Image 2024 12 19 At 18.44.06

Whatsapp Image 2024 12 19 At 18.44.06 (1)

I M G 0392I M G 0385

Whatsapp Image 2024 12 19 At 18.44.05

Muhabir: Mustafa Kemal Bektaş