Türkiye İşçi Partisi Zonguldaklı TİP’li Kadınlar, Kdz. Ereğli ilçe binasında düzenledikleri toplantıda, yakın bir zamanda Ereğli’de öldürülen bir kadın olayına da değinerek, katilin en ağır cezayı almasını istediler. CHP Kdz. Ereğli Kadın Kolları Başkanı Naile Bingöl’üe katılarak destek verdiği basın açılmasında. “ERKEK ADALET DEĞİL GERÇEK ADALET SAĞLANANA KADAR MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEK!” denildi.
Kdz. Ereğli’de boşanma aşamasındaki Er Bahar Kanyılmaz’ın kocası tarafından sokak ortasında katledildiğini belirten TİP’li kadınlar, “Biz biliyoruz ki; Bu saray rejimi kendi saltanatını Ataerkil sisteme dayanıp sürdürürken, bir gecede İstanbul Sözleşmesinden çıkarken, bu katiller ellerini kollarını sallayarak sokaklarda dolaşmaya devam edecekler. Ama yine biliyoruz ki; bu kadın düşmanı politikalara karşı kadınlarda dayanışmaya, mücadelelerini büyütmeye devam edecekler.” Vurgusunda bulundular.
Sedef Olcay Erginduysak’ın okuduğu basın açıklamasının tamamı şöyle:
“Son günlerde kocası tarafından şiddetle kaybedilen bir kadının acısı yüreklerimizi dağladı. Bu trajik olay, toplumumuzun derinlerine işleyen bir sorunu bir kez daha gündeme getirdi. Şiddet, hiçbir şekilde kabul edilemez ve bu tür vahim olaylarla yüzleştikçe, birlik olma ve değişim talebi daha da önem kazanıyor.
Sadece bir kadının değil, tüm toplumun güvenliği ve huzuru için harekete geçme zamanı geldi. Adaletin sağlanması için yetkililere çağrıda bulunuyoruz.
Tipli kadınlar olarak tüm kadınlarımıza ve şiddet mağdurlarına destek olma sorumluluğunu hissediyoruz. Şiddetin her türlüsüne karşı durmak, eğitim ve farkındalığı artırmak için birlikte çalışmalıyız. Toplum olarak, sevgi ve saygı temelinde bir birliktelik oluşturmalı ve şiddeti önlemek için elbirliğiyle çaba sarf etmeliyiz.
Unutmayalım ki, sadece bu trajediden ders çıkarmakla kalmayıp aynı zamanda somut adımlar atarak toplumsal bilincimizi güçlendirebiliriz. Şiddete karşı durmak, bir insanlık görevidir ve bu mücadelede birlikte omuz omuza durmalıyız.
Kadına yönelik şiddet, sadece bireylerin değil, tüm toplumun sorumluluğundadır. Bu trajedinin ardından, eğitim kurumları, medya ve diğer toplumsal paydaşlar da aktif bir rol üstlenmeli ve bilinçlendirme kampanyaları düzenlemelidir. Şiddeti önlemenin ve adaletin sağlanmasının yanı sıra, şiddetin nedenleri üzerinde de derinlemesine bir analiz yapılmalıdır. Hükümet ve sivil toplum kuruluşları, şiddetin kökenlerini anlamak ve ortadan kaldırmak için birlikte çalışmalıdır. Hukuki süreçlerin adil ve etkili olması, toplumsal caydırıcılık açısından önemlidir. Aynı zamanda, şiddeti teşvik eden kültürel normlar ve cinsiyet eşitsizliğiyle mücadele etmek için kapsamlı politikaların oluşturulması gerekmektedir.
Bu acı olayın ardından, toplum olarak bir araya gelmeli ve dayanışma içinde olmalıyız. Şiddeti reddetmek, kurbanlara destek olmak ve herkesin güvenliğini sağlamak için ortak bir çaba sarf etmeliyiz. Ancak bu şekilde, toplumsal değişim gerçekleşir ve gelecekte benzer trajedilere engel olabiliriz.
Kadına yönelik şiddetle mücadelede sadece söz değil, somut adımlar atmak zorundayız. Her bireyin, kurumun ve toplumun bu konuda sorumluluk alması, daha adil, güvenli ve şiddetsiz bir toplum için önemli bir adımdır.
Bu acı olay, bize toplumsal bir uyanış çağrısı yapmaktadır. Toplum olarak, cinsiyet eşitsizliğiyle mücadele etmeli ve eğitim yoluyla bilinçlenmeyi artırmalıyız. Okullarda, iş yerlerinde ve toplumun her kademesinde cinsiyet eşitliği konusunda eğitim programları düzenlenmelidir. Ayrıca, şiddet mağdurlarına daha etkili destek mekanizmaları sağlanmalı ve bu kişilerin güvenliğini korumak adına acil tedbirler alınmalıdır. Şiddetin önlenmesi için duyarlılık ve ihbar mekanizmaları kurularak, toplumun her bireyi bu tür durumları rapor edebilmelidir. Medya, bu konuda sorumluluk alarak doğru bilgi vermeli ve şiddeti romantize etmeyen, aksine önleyen içeriklere odaklanmalıdır.
Ve yine 28.01.2024 tarihi itibariyle Ocak ayı boyunca erkek şiddetinden ölen kadınların sayısı 28 i gösteriyor. Her gün katliam haberi demek bu!
Kadın haklarını ve can güvenliğini yok sayan bu coğrafyada adalet yerini bulmuyor ve katiller bulunsa da cezasız kalıyor. Her gün en az bir kadın cinayeti ile güne başladığımız bu sistemin içerisinde biz kadınlar birbirimizi örgütlülüğümüzle korumaya ve haklarımıza sahip çıkmaya çalışıyoruz. Bir kişinin daha aramızdan ayrılmasına tahammülümüz yok.”
