Türkiye Taşkömürü Kurumuna (TTK) ait maden ocağında 7 Ocak 2013'te metan gazı püskürmesi sonucu 8 kişinin ölümüne, 8 kişinin yaralanmasına ilişkin haklarındaki mahkumiyet ve beraat kararları bozulan 3 sanık ile Anayasa Mahkemesi kararıyla yargılanmaya başlanan 6 sanığın dosyalarının birleştirildiği davaya devam edildi.
Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz sanık kurum yöneticisi M.A. ve taraf avukatları katıldı. Kazada ölen işçilerin yakınları da salonda hazır bulundu.
Hayatını kaybeden işçilerin yakınlarından Özlem Açıkgöz, kararın verilmesini ve kesinleşmesini istediklerini, Pınar Arslan da suçluların en ağır cezayı almalarını talep ettiklerini dile getirdi.
Müşteki avukatı Murat Kemal Gündüz, "Birleşen dosya yönünden mütalaayı kabul etmiyoruz. TTK yöneticisi sanıkların da Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda kusurları sabit olduğundan 'taksirle birden fazla kişinin ölümüne veya yaralanmasına sebep olma' suçundan üst sınırdan cezalandırılmalarını ve bilinçli taksir hükümlerinin uygulanmasını talep ederiz." dedi.
Söz verilen sanık M.A, savcılık mütalaası doğrultusunda karar verilmesi talebinde bulundu.
Sanıklardan Ş.S.D'nin avukatı Tülay Bekar, birleşen dosyadaki sanıkların hiçbirine soru soramadıklarını ifade ederek, "Savunma ve soru sorma hakkımız elimizden alındı. Bilirkişi raporlarındaki çelişkiler kabul edilemez. Birleşen dosyadaki usüli işlemlere katılma hakkımız engellenmiş ve savunma hakkımız kısıtlanmıştır. Dosyada farklı bilirkişi raporları mevcuttur. Hangi bilirkişi raporuna riayet edeceğimizi dosya kapsamından çıkaramadık. Hal böyle olunca TTK yetkililerinin beraati isteniyorsa bizim müvekkilimizin hayli hayli beraatini istiyoruz." diye konuştu.
E.K'nin avukatı Özgür Bahadır da dosyadaki bilirkişi raporlarının hatalı olduğunu, müvekkilinin kusur işlemediğini savunarak, "Kazanın ancak 'kaçınılmazlık' olarak nitelendirilmesi gerekmektedir. Bilinçli taksir hükümlerinin uygulanmasını kabul etmiyoruz. Ayrıca bilirkişi raporlarındaki çelişki giderilmemiştir. Müvekkilim çalışandır. Görev ve sorumluluklarını eksiksiz yerine getirmiştir. Müvekkile, 'olur, çalış, çalışma' talimatı verenlerin kusursuz ya da tali kusurlu kabul edilip, üstlerinin talimatını yerine getiren müvekkil Ersin'in asli kusurlu değerlendirilmesi hukuka, adalete ve hakkaniyete aykırıdır." değerlendirmesinde bulundu.
B.İ'nin avukatı Livanur Çebi Dikdoğmuş, "Müvekkilimin yönetim kurulu üyesi olması ile kaza arasında illiyet bağı bulunmamaktadır. Bu nedenle müvekkilimin kusur ve sorumluluğu bulunmamaktadır. Bu husus birleşen dosyadaki bilirkişi raporu ile de ispatlanmıştır." şeklinde konuştu.
A.A'nın avukatı Zeynep Fulden Çavuşoğlu, müvekkilinin hukuki ve fiili sorumluluğunun bulunmadığını ileri sürerek, "Olayın öncesinde müvekkilim 15 gün izinlidir. Yapılması gerekenleri yazılı ve sözlü olarak bildirmiştir. Hiçbir asli kusuru bulunmamaktadır. Görevini eksiksiz yerine getirmiştir." dedi.
M.Ş'nin avukatı Zeliha Keskin, aleyhe hususları kabul etmediklerini, bilirkişi raporlarının da müvekkilinin kusurunun bulunmadığını doğruladığını ifade etti.
İddia makamı, duruşmaya arızi olarak görevlendirilmeleri ve davanın kapsamlılığı nedeniyle dosyayı inceleme olanağı bulamadıklarını belirterek, süre talep etti.
Mahkeme heyeti, savcılığa dosyayı incelemesi için süre verilmesini kararlaştırarak duruşmayı erteledi.
- Süreç
TTK Kozlu Müessese Müdürlüğüne bağlı maden ocağında, 7 Ocak 2013'te özel firmanın galeri açma işini yürüttüğü eksi 630 kotunda metan püskürmesi sonucu 8 işçi yaşamını yitirmiş, 8 kişi de gazdan etkilenmişti.
Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 10 sanık hakkında "taksirle birden çok kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istenmişti.
Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 15 Nisan 2019'daki duruşmada, tutuksuz sanıklardan 3'ünün, olayın meydana gelmesinde asli kusurlu oldukları gerekçesiyle 8 yıl 4'er ay hapisle cezalandırılmasını kararlaştırmıştı.
Sanıklardan 2 müessese yöneticisine de denetim görevlerini yerine getirmedikleri için tali kusurlu oldukları gerekçesiyle 3 yıl 4 ay hapis cezası veren ve bu cezaları paraya çeviren heyet, tutuksuz 5 sanığın ise beraatine hükmetmişti.
Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığı, dönemin TTK Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı ile kurum yöneticisi 5 kişi hakkında istenilen soruşturma izninin reddedilmesi üzerine Ankara Bölge İdare Mahkemesine itirazda bulunmuş, itirazın kabul edilmemesi üzerine de Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yapılmıştı.
Başvuruyu kabul eden Anayasa Mahkemesi, dosyanın gönderildiği Ankara Bölge İdare Mahkemesinin soruşturma izni verilmemesine ilişkin itiraza konu kararının kaldırılmasına hükmetmiş, 6 sanığın, "taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıldan 15'er yıla, "görevi kötüye kullanma" suçundan ise 3 aydan birer yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmasına 25 Ekim 2022'de başlanmıştı.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi, "iş güvenliği mevzuatına aykırı eylemleriyle, kazaya sebebiyet verebileceğini objektif olarak öngördüğü halde neticenin meydana gelmeyeceğine inanmak suretiyle dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışlarıyla bilinçli taksirle hareket ettiği" gerekçesiyle 3 sanık hakkındaki kararları bozmuştu.
Dosya, sanıkların "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne veya yaralanmasına neden olma" suçundan yeniden yargılanması için 1. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmişti.
3. Ağır Ceza Mahkemesi de aynı kazaya ilişkin haklarında daha önce soruşturma izni verilmeyen ancak Anayasa Mahkemesi kararının ardından yargılanmasına başlanan 6 sanığın dosyasını birleştirilmek üzere 1. Ağır Ceza Mahkemesine iletmişti.
Haklarında verilen mahkumiyet ve beraat kararları bozulan 3 sanık ile Anayasa Mahkemesi kararıyla yargılanmasına başlanan 6 sanığın dosyaları birleştirilmişti.