Ereğli Kadın Platformu Üyeleri, Kdz.Ereğli'deki Atatürk Anıtı önünden seslendi, "Şiddete, yoksulluğa, eşitsizliğe ve savaşa karşı susmuyoruz, isyanımızı büyütüyoruz."

*

Platform üyeleri, Devrim Bulvarı'ndaki Atatürk Anıtı önünde bir araya gelerek açıklamada bulundu. Ellerinde döviz taşıyan ve zaman zaman slogan atan kadınlar, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'ne ilişkin de açıklamalarda bulundu.

8 Mart 1857'de dokuma işçisi kadınların farikaya kilitlenerek çıkan yangında 129 kadının katledilerek yakılmasıyla fitili ateşlenen 8 Mart Kadın Mücadelesi'nin dünyanın dört bir köşesinde, evde, iş yerinde, hayatın her alanında devam ettiği belirtildi.

Aradan 165 yıl geçmesine rağmen kadının emeği, bedeni, kimliği üzerindeki el koyma, şiddet ve baskının azalmadığını belirten Duygun Aydın, "Ataerkil kapitalist sistemin yarattığı eşitsizlik, ayrımcılık ve sömürü derinleşti" dedi.

"AÇLIKLA MÜCALE ETMEK DURUMUNDA KALDIK"

Aydın, açıklamasında şu görüşlere yer verdi: "8 Mart emek sömürüsünün her geçen gün arttığı, enerjiye ve temel tüketim maddelerine gelen zamlarla birlikte alım gücünün kalmadığı koşullarla karşılaşıyoruz. İşsizliğin rekor seviyelere ulaştığı, ekonomik kriz koşullarında kadın olarak barınma, beslenme gibi temel ihtiyaçları bile karşılayamaz olduk. Hali hazırda yoksullukla baş etmeye çalışırken, açlıkla mücadele etmek durumunda kaldık. Var olan mesaimize yeni bir mesai daha eklendi. En ucuz ürünü nerede buluruz, hangi saatlerde pazara gidersek daha ekonomik alışveriş yaparız, çamaşır ve bulaşık makinesini saat kaçta çalıştırırsak enerjiden tasarruf ederiz.

"DAHA AZ ÜCRET ALIYORUZ"

Türkiye, dünyada işsizlik oranının en yüksek olduğu, kadın istihdamının en düşük olduğu ülkelerden biri. Kayıt dışı işlerde, güvencesiz ve düşük ücretlerle istihdam ediliyoruz. Aynı işi yaptığımız erkeklerden daha az ücret alıyoruz. Çalışma hayatında olduğumuzda dahi yönetim kademelerinde yer alamıyoruz. Emeğimiz ikincileşiyor, gelirimiz erkeğin gelirine ek olarak görülüyor, ev ve bakım işini aksatmamamız için esnek çalışmamız gerekiyor. Bakım yükünün sadece kadınların sırtında olduğu esnek ve yarı zamanlı çalışma biçimi kadınların istihdam alanında maruz kaldığı eşitsizlikleri her geçen gün daha da derinleştiriyor.

ÇALIŞMA YAŞAMI

Çalışma yaşamı sanki çocuklar, yaşlılar, engelliler ve hastalar hiç yokmuşçasına örgütleniyor, bakım işleri yalnızca kadınların sorumluluğundaymış gibi yarım gün çalışıp geri kalan zamanlarında ev içi yeniden üretimi üstlenebilecekleri şekilde düzenlemenin yolları aranıyor. Yarım gün uygulaması, kadınlara bir fırsatmış gibi sunuluyor. Bir taraftan açlık ve güvencesiz yaşamlarımız ile baş etmeye çalışırken bir taraftan da bin bir emek vererek kazandığımız haklarımız yok edilmek isteniyor.

2021 yılında 280 kadın erkekler tarafından öldürüldü, 217 kadın şüphesi şekilde ölü bulundu. Ataerki eliyle erkek şiddeti meşrulaştırılarak kadın katillerine yargı eliyle indirim verilmekte, yaşamak için öz savunma hakkını kullanan kadınlara en ağır cezalar uygulanmaktadır. İşte bu nedenle diyoruz ki kadın cinayetlerinin ve kadınlara yönelik saldırıların faili iktidardır. Kadın cinayetleri politiktir.

"SAVAŞLAR DEVAM EDİYOR"

Savaşlar hız kesmeden devam ediyor. Emperyalistlerin çıkar ve paylaşım kavgaları Rusya/Ukrayna üzerinden yürütülüyor. Afganistan, Irak, Suriye ve Kuzey Afrika'da yürütülen bölgeyi istikrarsızlaştırma ve halklar arası savaşa sürükleyen politikalardan en çok kadınlar etkileniyor. Savaşta canlarımızı kaybediyor, yerimizden yurdumuzdan ediliyoruz, mültecileştiriliyoruz. Gittiğimiz ülkelerde ayrımcılığa uğruyor, ucuz iş gücü olarak görülüyoruz. Savaştan en çok etkilenenler olarak kadınların sözünün etkin olmasıyla mümkün olacağını söyledik, bunun mücadelesini verdik, veriyoruz.

"SOKAKLARDA OLMAYA DEVAM EDİYORUZ"

Saldırılar karşısında geri adım atmadık, kapitalist ataerkiye karşı isyanımızı yükselttik. Sermayeye karşı örgütlenme, dayanışma hakkımızı savunduk var olduğumuz her mecradan sesimizi duyurduk. Biliyoruz ki bizim eşit ve özgür bir yaşam mücadelemiz devletin erkek egemen hukukuna ve yasalarına sığmaz. Dünyayı yerinden oynatacak cesaretimiz, eşit ve özgür bir yaşam kurma kararlılığımızla sokakları doldurmaya davet ediyoruz. Biz kadınlar olarak erkek egemen sisteminin bize dayattığı yaşamı kabul etmiyor, 8 Mart Kadınların Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü'nde de taleplerimizle sokaklarda olmaya devam ediyoruz. Hayatın yarısı biziz, alışın her yerdeyiz"

EYLEME DAVET

Konuşmanın ardından Kıyıcak Mahallesi sakinlerinden bir kadın söz olarak, "8 Mart Dünya Kadınlar günü nedeniyle isteğimiz var, 19 Mart 2021 günü saat 14.00'de alınacak izinle Kıyıcak Mahallesi'ne bağlı Kavakdere'de bulunan gölün başında açıklamada bulunacağız. Doğamızın kirlenmemesi, çocuklarımıza güzel bir yaşam bırakabilmek, denizlere rahat rahat girebilmesi için destek bekliyoruz. Tabi ki erkekler arkamızda olmasa yapamayız ama 8 Mart kadınlar gününden daha çok destek bekliyoruz" dedi.

Editör: Haber Merkezi