Emekli Meclisleri Sendikası Genel Merkezi “Kapitalizm yıkım, doğanın tahribi, sömürü ve ne pahasına olursa olsun kâr demektir. Yaptığı ve insanlığa yaşattığı çılgınlıkların toprağı, ormanı, suyu ve havayı yok etmesi ya da zehirleyip tahrip etmesinin onların gözünde hiçbir anlam taşımıyor.” İfadeleriyle yaptığı açıklamada, “GELİN YAŞAMI BİRLİKTE SAVUNALIM.” Dedi.

Genel Merkez açıklamasına şu söylerle devam etti:

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE CUMHURİYET GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE CUMHURİYET

                “Günümüzde dünyamız ve özel olarak ülkemiz ciddi bir doğa zehirlenmesi ve tahribatıyla yüz yüzedir. Kendi ülkesinde siyanürlü maden arama teknikleri yasak olan kimi yabancı şirketler, yanlarına buldukları kimi yerli şirketlerle birlikte ülkenin ormanları, dağları, dereleri, suyu, havası, toprağı ve ezcümle tüm canlı ve cansız varlıklarını göz kırpmadan zehirlemektedir.  Bu ölüm tacirleri üç kuruşluk menfaat için sadece doğayı tahrip etmekle kalmıyor, ülkedeki tüm canlıların yaşamını tehdit etmekte ve doğal yaşamı yok etmektedir. Bu zehir ve tahribattan toplumun tüm kesimleri gibi emekliler de paylarına düşeni fazlasıyla alıyorlar. Hatta ilerleyen yaşları nedeniyle bu olumsuz tahribattan çok daha fazla ve kolay etkilenmektedir.

                Son Erzincan İliç Altın Madeni havzasında yaşanın facia halkın dikkatlerini bir kez daha siyanürlü maden arayıcısı şirketlerin başta insan olmak üzere tüm canlılar ve doğaya verdikleri zarara çekmiş oldu. Burada yaşananlar bir doğal affet değil, emperyalist şirketler ile onların yerli işbirlikçilerinin gözü doymaz kâr hırsından kaynaklı bir cinayettir. Dün Bergama, Kaz Dağları, Fatsa…vs. bugün Erzincan İliç’te yaşananlar, bu gidişata artık dur demenin zamanının geldiğini fazlasıyla gösteriyor. Bu tür tahribatlara lokal karşı çıkışların haramileri durdurmaya yetmediği görülmektedir. Öyleyse meseleyi ülke ve hatta küresel bazlı düşünüp ona göre kapsayıcı bir kalıcı mücadele hattının örülmesi için çaba sarf etmek gerekiyor.

                Emekli Meclisleri Sendikası, doğayı tahrip ederek ülke ve dünya genelindeki her türlü canlıya zarar veren emperyalist şirketler ile onların yerli işbirlikçilerinin  faaliyetlerinin derhal durdurulmasını, doğaya ve doğal yaşama dost bir üretim ve tüketim ekonomisinin inşasını ivedilikle ve tavizsiz şekilde savunup talep eder.  Yaşam hakkının olmadığı veya tehdit altında olduğu bir ortamda sendikal haklarının kullanılmasının mümkün olmadığını üzülerek öngörüyoruz. Yaşam bir bütündür ve tüm emeklilere çağrımız, Gelin Yaşamı Birlikte Savunalım.”

Editör: Derya Tetik