İSTANBUL (AA) - Medicana Bahçelievler Hastanesi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Engin Barut, güneşin zararlı Ultraviyole (UV) ışınlarının göz sağlığı üzerindeki etkilerini açıklayarak göz çevresinin korunması için doğru ürün ve yöntemlerin önemine dikkati çekti.

Hastaneden yapılan açıklamaya göre, güneşten gelen UV ışınları dalga boylarına ayrılırken bunlar UVA, UVB ve UVC olarak 3'e ayrılıyor. Uzun dalga boyu özelliğine sahip UVA ışınları cildin daha derin tabakalarına ulaşabiliyor. UVB ışınları ise ciltte yüzeysel hasara yol açabiliyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Op. Dr. Engin Barut, göz çevresinin, yüz bölgesinde güneşe karşı en hassas bölge olduğunu belirtti.

Radisson Otel Grubu, Türkiye'deki büyüme hedefiyle Radisson Hotel Mersin'i açtı Radisson Otel Grubu, Türkiye'deki büyüme hedefiyle Radisson Hotel Mersin'i açtı

Barut, gözlerin güneşten zarar görmemesi için alınabilecek önlemlere ilişkin şunları kaydetti:

"UV filtreli güneş kremleri sürün, UV korumalı güneş gözlüğü kullanın, gözleri korumak için şapka veya siperlik takın, mümkün olduğunca gölgede durmaya dikkat edin, UV indeksinin yüksek olduğu zamanlarda (10.00-16.00 arasında) güneşe maruz kalmaktan kaçının."

Göz kapakları ve çevresinde güneş kremi kullanmamak, bu bölgeyi güneş yanığına daha yatkın hale getireceğinin altını çizen Barut, güneş yanığının, genellikle güneşe maruz kaldıktan birkaç saat sonra ortaya çıkmaya başladığını ancak yanığın tam etkisinin bir-iki gün içinde görüldüğünü bildirdi.

Barut, göz kapaklarında güneş yanığı oluştuğunda, şişme ve sıvı dolu kabarcıklar görüldüğünü bilgisini paylaşarak, "Eğer gözler güneşe bağlı hasar görmüş ise ağrı veya yanma, göze kum kaçmış hissi, ışığa karşı hassasiyet, bulanık görme veya ışıkların etrafında haleler görülebilir. Bunlar genellikle bir veya iki gün içinde geçer. Belirtiler daha uzun sürerse, göz hekimine başvurulması gerekir." tavsiyesinde bulundu.

- "30 koruma faktörü ve üstü ürünler önerilir"

Göz çevresinin UV ışınlarına bağlı yaşlanma bulguları ve cilt lezyonları-kanserleri açısından savunmasız bir bölge olduğunu hatırlatan Barut, güneş kremlerinin yüze uygulanırken çoğu zaman göz çevresi, özellikle de göz kapakları unutulduğuna dikkati çekerek şu ifadeleri kullandı:

"Göz çevresi için güneş kremi seçerken, gözleri yakmayacak, tahriş etmeyecek aktif içeriğe sahip ürünler tercih edilmelidir. Etkili sonuç için çinko oksit ve titanyum dioksit içeren, mineral koruyucu özelliği olan, sert formda, 30 koruma faktörü ve üstü ürünler önerilir. Özellikle avobenzon, oktokrilen, parfüm ve koku içeren, yumuşak yapılı, kolayca dağılıp göze kaçma olasılığı yüksek olan ürünler tercih edilmemelidir."

Güneş kreminin göz kapağı kenarına yaklaşık 1 cm kalacak şekilde, kapaklar çekiştirilmeden nazikçe uygulanması gerektiğini anlatan Barut, şu önerilerde bulundu:

"Gün içinde kremin koruyucu etkisinin devam etmesi için yüzme, terleme gibi durumlarda krem yeniden uygulanmalıdır. Ayrıca sporla uğraşanlara, terlemeye dayanıklı jel formda güneş koruyucular önerilebilir. Göze güneş kremi kaçması durumunda yanma, batma ve bulanık görme gibi durumlar olabilir. Bu durumda gözler suyla yeterince yıkanmalıdır. Soğuk kompres yapmak için, bir bez soğuk suyla ıslatılabilir ve gözlerin üzerine yerleştirilebilir. Ağrı kesiciler kullanılabilir. Göz kapaklarını korumak için güneş gözlüğü veya şapka takılabilir. Güneş gözlüğü, iç mekanlarda bile ışık hassasiyetine yardımcı olur. Yanıktan dolayı gözlerde kuruluk hissedilebilir. Koruyucu içermeyen suni gözyaşları kullanmak rahatlamaya yardımcı olabilir. Kontakt lens kullanımından kaçınmak gerekir. Güneş yanığı geçene kadar kontakt lense birkaç gün ara verilmelidir."

Kaynak: aa