Haber-Yorum: Taaaa 1829 yılında Uzun Mehmet’in bulduğu taş parçalarını Neyrendere üzerindeki değirmenin ocağına atıp yandığını görünce “Buldum buldum buldum” diye sevinç çığlıkları attığı bölgenin adıdır Köseağzı. O Neyrendere Köseağzı’nda denizle buluşur.
Kömürün bulunuşunun ardından 1848’den sonraki yıllarda Kandilli’de kurulan lavuarda yıkanan kömür suyunun bırakılmasından dolayı Neyrendere “kara akar bu dere kara, karalığı kötülü olduğundan değil, ekmektendir, emektendir, yürektendir” (Şu an aklıma geldi) sözlerine benzer ifadeler ile dillendirilmiştir.
Çok uzun yıllar kara suyun içindeki toz kömür parçalarının tutulduğu şilam havuzlarının da kurulu bulunduğu alan şimdi turizm bölgesi. O dere artık kara akmıyor. Pırıl pırıl akan dere, çok uzun yılların kömür tozlarını da denize bıraktıkça temizlenen Köseağzı, Vali Nazım’a tahsis edildiğinden bu yana bir başka güzelleşti ve bakir haliyle “Saklı Cennet” diye tanımlandı.
Yaz mevsiminde araçların deniz kenarına kadar inerek vatandaşların nefes aldığı ve bir çok evlilik törenlerinin de yapıldığı Köseağzı şiirlere şarkılara kucak açıyor. İnanın şu bakir haliyle, deresinden ineklerin susuzluğunu giderdiği renkli yapısı ile ilçe halkına kucak açan Köseağzı’nda gün batımını seyretmek de bir başka mutluluk oluyor. 7, 8 ve 9 Temmuz 2023 günleri sağanak nedeniyle azgın dalgaların kendini özgür bıraktığı Köseağzı, yine yeniden konuklarını ağırlamaya hazır bekliyor. Sahile vuran çerçöpler Vali Nazım’ın ekibi ve çevre dostları tarafından temizlenirken, ağaç parçaları da kışa hazırlık yapmak isteyenlere ganimet sunuyor.
-Eyüp Bektaş