Sp1 Ymnstn2016 16

Sp 2 Ymnstn2016 16

Sp3 Ymnstn2016 16  

01 Başlıksız 1

Sevgili okurlar, bu haberi okuyup, videosunu da mutlaka izleyin diye bir öneride bulunmak istiyorum. Taşın altına elini koyan ve özellikle kadınların en önde olduğu bir oluşumdan söz edeceğiz sizlere bugün. Kadınların kurdukları “Devrek Güneşikooperatifinin başarılarını öğrendikçe inanın içiniz bir hoş olacak. Devrek’te 15 yıl önce kurulan kooperatif şimdi temel ilkesi “doğal ve sağlıklı beslenme” olan anlayış ile başlattığı üretimini başarıyla devam ettiriyor. Ürettiklerini sadece Devrek’te değil, diğer il ve ilçelerdeki kooperatifler aracılığı ile ülkenin dört bir yanında satabiliyorlar. Aynı şekilde “Kooperatif Kardeşliği” ile gönderilen ürünleri de Devrek Güneşi satıyor.  “Başaracağız” kararlılığı ile ve büyük sabırla kurup büyüttükleri ve de bugüne getirdikleri Devrek Güneşi’nin ayda 2 milyon lira ciro yaptığını açıklayan Devrek Güneşi’ni yöneten Başkan Saniye Uysal 17 sigortalı işçinin istihdam edildiğini, toplamda 37 kişilik bir kadro ile çalıştıklarını söyledi.  12 Ocak 2024 Pazar günü Ereğli’den bir grup Devrek Güneşini ziyaret etti. Bu ziyarette kooperatifçilik üzerindeki  bilgi ve birikimlerini Ereğlililerle paylaşan Devrek Güneşi yöneticileri, Ereğli’de kurulacak bir kooperatife her türlü desteği vermeye hazır olduklarını belirtirken  kendilerinin 15 yılda başarıya ulaştıklarını, oysa Ereğli’nin potansiyeli açısından bu süreci 5 yılda tamamlayabileceğini de kaydettiler.  

ZAYBİR Başkanı Abdurahman Canlı’nın öncülüğünde bir araya gelen Ereğli ekibi,  Kandilli’de bir üretim ve tüketim kooperatifi kurmak  için öncelikle bu işi başarmış kurum olarak adından söz ettiren  Devrek Güneşi’nin işleyişini görmek ve yönetenlerinin birikimlerinden yararlanmak amacıyla  organizasyonu düzenledi. Ziyaret Devrek Güneşi’nin ürünlerinden oluşan muhteşem bir kahvaltı ila başladı. Ardından, Devrek Güneşi’nin Başkanı Saniye Uysal ile Abdurahman Canlı  katılımcılara karşılıklı açıklamalarda bulundular Kooperatifin diğer yöneticilerden Hatice Bartu ve Fikret  Çataklı’da bulunduğu ziyarette kayıtlara geçirdiğimiz konuşmalar şöyle gerçekleşti.

KANDİLLİ MERKEZLİ KOOPERATİF

Canlı: Emek verebilecek katkı sağlayabilecek, meseleyi dinleyecek ve başkalarına anlatabilecek arkadaşlarla bir çalışma yapalım. Bunun için de bu çalışmanın mutlaka daha önceki yapılan çalışmaları izlemek, oradan bir bilgi edinmek bir başkasının verdiği akılla değil esas yaşayanların anlatacaklarını dinleyerek bir adım atmak gerekir diye düşündük. Kısacası Ereğli bölgesinde iki tane kooperatif fikri var. Bir tanesi sanıyorum Sanayi ve Ticaret Bakanlığına bağlı oluyor o kooperatifler üretim ve tüketim kooperatifi. Üretim ve Pazarlama Kooperatifi diye adlandırılıyor. Diğeri de Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı tarımsal amaçlı bir kooperatif. Biz Kandilli merkezi olarak Gökçeler’i, Keşkek’i, Buruncuk’u da içine alan hatta biraz daha yayılabilir içine alan bir tarımsal kooperatifi kuralım dedik. Kuruluş amacı tamamen bir katma değer üretmek, istihdam yaratmak. Ama üretim kooperatifi. Ereğli merkezde de tüm köylerini içine alabilecek bir şekilde üretim ve pazarlama kooperatifi. H böyle olunca Türkiye’deki en özgün örneklerden bir tanesi Devrek Güneşi Kooperatifi ve arkadaşlarımıza deneyimlerini en azından özet de olsa yaşadıklarını hedeflediklerini bize söyleyeceklerini dinleyelim diye bugün buraya geldik. İyi ki de geldik. Arkadaşlarımıza bize bu alanı açtıkları için çok teşekkür ediyoruz. Şimdi bize kendi deneyimlerini anlatacaklar, önerilerde bulunacaklar. Belki, sorularınız olursa sorularınıza da yanıt verecekler.

KOOPERATİFLER ÜRETİMİN DIŞINDA SOSYALLEŞMEDİR

Ünsal: Öncelikle hoş geldiniz diyoruz. Devrek Güneşi adına biz bu işe başladığımızda 8 çiftçi kadınla başladık. Sadece  çiftçi kadınlarla değil. Kooperatifimizi biz 8 çiftçi kadınla tarımsal kalkınma kooperatifi olduğu için kurduk. Ama sizin aranızda çiftçilerimiz var mı? 8 tane çiftçi kurucu ortağınız gerekiyor şuan. 8 tane çiftçi kadın ya da erkek fark etmez çiftçilik belgesi olan çiftçilerle kuracaksınız bu kooperatifi. Bunu daha önce de söylemiştim. Biz şimdi bu kooperatifi kurduk evet sebze satacağız, meyve satacağız,  üreticiden tüketiciye. Ürünlerimizi temiz temiz yetiştireceğiz. Bir de söylediğimiz her şeyi düzgün bir şekilde üreteceğiz diye yola çıktık. Yani yaptığımız işin düzgün bir iş farklı bir iş insanları kandırmadan, insanları yormadan. Çıkar odaklı bir iş değil. Aynı zamanda kooperatifler sosyal yerlerde yani yüzde 50’si üretimse yüzde 50’si de sosyalleşmedir. Biz o amaçla kurduk bu kooperatifi. Başta Melahat, Hatice, ablam. Aslında diğer ortaklar da vardı ama uygun olsaydı onlar da katılırdı. Önce kooperatifi kurmadan sağlam yediğinin hesabını sormayan 8 kişi gerekiyor. Böyle çöpün hesabını yapmayan insanlar gerekiyor. Gördüğüm kadarıyla aranızda emeklisi var eğitimcisi var memuru var emekli bir beyin takımı oluşturmanız gerekiyor proje üretecek. Hepiniz kooperatif için eğitim alın. Olmadığı zaman evinizden getiriyorsunuz olmadığı zaman cebinizden veriyorsunuz. Fikret Hocam olmasaydı bence bu kooperatif olmazdı. Onun o fedakarlığı iki yıl boyunca stantlarda bizi gece gündüz taşıdı, sabahlara kadar bizi bekledi. Özellikle Melahat eşi aynı zamanda, kızlarıyla beraber 5 kuruş para kazanılsın diye. Bir yola çıktık beceremediler demesinler. Bizim toplumumuzda önce gideni sürekli geriye çeken bir yer. Ereğli’yi bilemiyorum. Ama bu Batı Karadeniz’in hastalığıymış galiba. Kooperatifler Ege taraflarında daha iyi gelişirken buralarda çok zor gidiyor. İki adım öne giderken arkadakiler sizi çekiyor. Dedik ki alnımızın akıyla çalışalım gerekirse para almayalım ama biz şu işi bir yoluna sokalım. O 3-4 yıl gerçekten bu ekip olmasaydı şu an Devrek Güneşi olmazdı. Ve bunu ilerleyen zamanlarda üstüne bina yaptığınızı düşünün temeli bu ekip bu kooperatifin temeli. Sizler de aynı şekilde temeli işte o dediğim gibi 10 kişilik fikir üretecek ekip ve altta ortaklar, Yeni katılacak ortaklarınız da eğitim alsın. Yediği lokmayı bölüşemeyecek insanlarla yola çıkmak çok zor. Daha sonra iş çıkara geldiği zaman çok basit hesaplar yapılıyor. Bunu biz de çok yaşadık o yüzden kooperatiften birkaç tane ortağımızı çıkardık. Çıkartmak zorunda kaldık. Onlar da zaten düzeni bozuyorlar dedikodu falan yapılıyor. Aslında kadın kooperatifinin en büyük sıkıntısı dedikodu. Bundan çok çektik gerçekten.

TERCİH KALİTEDEN YANA

Devrek Güneşi Çalışanı:  Kaliteden bahsettik yeni gelen arkadaşlarımız var ben anlatırken biraz inanmıyor gibiler. Biz hep birinci sınıf alıyoruz konuşurken arkadaş ortamında benim tanıdıklarım bu işe dahil olduklarında diyor ki hakikaten diyorlar biz acaba mı diyorduk diyorlar. Biz evimize almadığımız kaliteli ürünleri buraya alıyoruz. Deterjanlar bile buna dahil. Bizim bir kalitemiz var başka da bir şeyimiz yok.

KURUMSAL YAPIYI OLUŞTURDUtk

Ünsal: Kooperatifler birilerinin zengin olacağı alanlar değil, kooperatifler sosyal olgudur. Buraya gelirsin ne kadar insana dokunabilirsen ne kadar insana faydalı olursan karşılığını eşit bir şekilde alırsın. Kimsenin kimseden aslı üstü olayı yok. Ederi kadar ederinden fazlasını talep ediyorsanız senin kooperatifte yerin yok o zaman git kendi özel şirketini kur. Burası böyle bir yer. Bizim tutunmamızın en büyük faktörleri bunlar diye düşünüyorum. 17 tane sigortalı var. Toplamda 32 kişi var. Bizim şuan ayda 2 milyon gelirimiz var. Zaten o olmasa şuan bu noktada olamazdır. Biz artık kurumsal yapıyı da oluşturduk. Artık barkod sistemine de geçiyoruz. Böyle yaptıktan sonra yönetimden kim gelirse gelsin kim giderse gitsin sistemi kurduk. Biz gitsek bir başkası gelse aynı şekilde devam edecek. Zaten kooperatifler de kişilere takılmamalı bu da bir gerçek. Yönetimler alttan yedekleri mutlaka yetiştirmeli, bizim bu dönem en büyük hedefimiz bu. Biz yıllardır çalışanlarımıza çok yatırım yaptık eğitimlere götürdük panellere götürdük fuarlar geziler. Artık bu dönem yeni yönetimi belirleyeceğiz.

KANDİLLİ’DE GEÇMİŞE  ÖZLEM VAR

Canlı: Bizim şöyle bir başlarken şöyle bir avantajımızın var olduğunu değerlendiriyoruz. Arkadaşlarımızın önemli bir kısmı ile daha önce gerek beraber gerek ayrı ayrı biraz sosyal toplumsal boyutu olan işler yapıldı. Böyle bir alt yapı var. Bunun dışında biz biraz da kendini ötekileştirilmiş olarak gören insanlarız. Daha önce bir yığın olanağı varken sonra o olanaklar birden bire elinden alınmış ve ortaklık yerde kalmış insanlar olarak görüyoruz. Bir sosyal devlet olgusu oluşmuş TTK ile birlikte Kandilli diye bir yer var. Zonguldak’ta taşkömürü enerji oralarda başlamış ve şuanda yok haline gelmiş bir yer Kandilli. Dolayısıyla bir geçmişe özlem var. Tutunmaya çalışıyor, var olmaya çalışıyor. Kandilli’nin şöyle bir özelliği var biz de istihdam olsan katma değer olsun ama illa da Kandilli ölmesin çabası da var aynı zamanda.

MUTLAKA TURİZME YÖNELİN

Ünsal: Zaten kooperatifler bulundukları yerleri yeşertmek zorundalar, kooperatifler şahısları zengin etmek için olan yerler değil bulundukları yerleri sosyal ve ekonomik anlamda desteklerler. Turizm arkadaşlar turizm. Şuanda fabrika kurmana gerek yok. İnsanların bilinç düzeyi arttıkça dünyayı gezme ve Türkiye’yi görme istekleri daha çok artıyor ve bu son 10 yıldır Türkiye’de çok yaygın. Bence turizm ile ilgili çalışmaya  mutlaka tüzüğünüzde yer verin. Bu mağara turizmi olur, doğa turizmi olur, gastronomi turizmi olur, yürüyüş yolları olur. Orada bildiğim kadarıyla tarihi yerler de var. Mutlaka turizmi tüzüğünüze dahil edin.

EREĞLİ’DE SAĞLIKLI BESLENMEYİ ÖNCELEYEN KURUM YOK

Canlı: Burada hem deneyimlerden önerilerden daha da yararlanacağız. Şimdi Kandilli açısından öyle durum var ki Ereğli’nin açısından bir başka durum var. Ereğli, Türkiye’de bir çok ilden büyük yer iken ve bir yığın bu işlere kafası çalışan bu işlere emek koymak isteyen insan varken ve gelir seviyesi Devrek’ten, Zonguldak’ın merkezinden çok daha fazla iken Ereğli’de bu alanda istihdamı önceleyen katma değeri önceleyen gıda nedeniyle olabilecek olumsuzlukları engelleyecek sağlıklı beslenmesi önceleyen bir yer bir kurum yok. Bir bakış açısı yok. O zaman biz Ereğli’de bu olanağı açarsak Devrek Güneşi elbette 15 yıllık deneyim ve sizlerin özverisiyle buralara geldiyse doğru bir başlangıçla kısa zamanda daha uzun bir mesafe alınabilir.

Ünsal: Bizim zeminimiz o kadar uygun değildi. Şuraya baktığınız zaman bu ekipte yok yok yani.

Canlı: Gelen ekipte diyebilirim ki bu işe katılacakların yüzde 40’ı dır. Daha fazla katılacak daha fazla donanımlı gelecek arkadaşlarımız da var burayı destekleyecek.

DEVREK GÜNEŞİ’NDEN TAM DESTEK

Ünsal: Biz de kooperatif olarak size elimizden gelen destekleri veririz. Atölye çalışması da yaparız gelir orada da gösteririz. Çünkü Melahat bir sürü konuda donanımlı Nazmiye öyle  bir aramanız yeterli yani.

Canlı: Halen daha bir bütün olarak işte pandemi de yaşadık altı çizilecek bir şeydi. 30 büyük şehir ve Zonguldak diye geçti yani olumsuzluklar anlamında eklendi. Bu Zonguldak olarak kalsın tarihte bir not olarak kalsın. Kimisi Devrek’ten kimisi Beycuma’dan kimisi Gökçebey’den biz Ereğli’den diyelim çıkaralım tutunalım artık ülkenin göçünü alan bir kentken şimdi belki de en fazla göç veren bir kent, yoksulluk sıralamasında nerelere inmiş bir kent. Belki bulunduğumuz yerden bir katkı verebiliriz biz görmesek de çocuklarımız görür diye düşünüyorum.

KOOPERATİF KARDEŞLİĞİ

‘MADENCİYİ TERLİ BEKLETEREK HASTA EDİYORLAR’ ‘MADENCİYİ TERLİ BEKLETEREK HASTA EDİYORLAR’

Ünsal: Her ürünü biz üretelim biz kazanalım diye bakmıyoruz tüzük de de o var zaten kooperatif kardeşliği diye bir şey var Ankara’daki bir kooperatif salça mı üretiyor biz oradan salça , Hatay’daki kadınlar baharat üretiyor aynı zamanda öyle bir dayanışma örgütledik ki biz bu çok önemli. Kooperatifçilik birilerinin zengin olabileceği yerler değil birilerinin ruhunun doyacağı yerler. Mutlu olacağı yerler. İnsanlara dokunulacak yerler aslında kooperatifçilik. Ben kooperatifçiliği geçmişten gelen bizim imece kültürümüz vardı aynı güncellenmiş versiyonu. Tüzüklü hali yani dayanışma bizim olmazsa olmazımız. O yüzden dedim arkadaşlar senin yaptığını ben niye yapayım. Ben senden alayım Zaybir’den fındık alıyoruz bal alıyoruz biz başka yerlere başka ürün gönderiyoruz. Safranbolu’dan buğday aldık bu şekilde aslında bunu bir küçük taş attığınızı düşünün bu paylaşımlar bu dayanışmayla o büyüyor bir sürü insana değiyor. Bir de şöyle düşünüyoruz biz insanlar bir yerden sonra sadece kendileri için yaşamak zorunda değiller. Şu bencillikleri bir kenara bırakalım artık etrafımıza bulunduğumuz yere olan borcumuzu ödeyelim. Önce doğaya borcumuzu ödeyelim. Yola çıkınca zaten önünüze bir sürü şeyler çıkıyor. Ama dediğim gibi önemli olan dürüstlükten taviz vermeyeceğiz, dayanışmadan taviz vermeyeceğiz bunlar önemli faktörler. İnsan olduğumuzu asıl hissediyoruz kooperatiflerde böyle paylaşımlar yaparak sadece paylaşım para değildir insanca şöyle bir dokunuş bile çok önemlidir bizim için.

Haber: Eyüp Bektaş

06 Başlıksız 1

05 Başlıksız 1

04 Başlıksız 1

03 Başlıksız 1

02 Başlıksız 1

Whatsapp Image 2025 01 13 At 12.00.45

Muhabir: Mustafa Kemal Bektaş