Deprem ülkesinde yaşıyoruz. Tarihin en büyük depremleri ile karşı karşıya kalan ülkemizde, Kuzey Marmara depreminin olası sonuçları tartışılıyor. Ve her deprem sonrası Zonguldak madencilerinin kurtarma çalışmalarında gösterdikleri yararlılıklar en öne çıkıyor. Türkiye’nim tek taşkömürünün üretildiği Zonguldak’ta, çalışanlardan onlarca kat genç madenci emeklileri var. Böylesine büyük bir iş gücü ve yetenekli madencilerin bulunduğu Zonguldak’ta olası depremlere karşı kurulacak bir madenci kurtarma ordusu, hızlı bir şekilde felaket bölgelerine ulaştırıldığında, özellikle can kayıplarının önlenmesinde büyük katkılarının olacağı gerçeğine dikkat çekmek istedim Fuat Üçüncü ile olan görüşmemizde. Üçüncü, öneriyi değerlendirirken “Ben olsam kurardım” dedi.
İşte o söyleşimiz:
Eyüp Bektaş: Bu depremlerde falan hep Zonguldak işçisi destan yazdı.
Fuat Üçüncü:Destan yazdılar ama işte o adamlara anlat. Zonguldak işçisi buradan gitti kalktı İstanbul Belediye Başkanı, Ankara Belediye Başkanı gitti bilmem ne yaptılar konuştular ettiler Zonguldak işçisi gitti orada çalıştı kendisini de gösterdi. Oradaki adamlar her zaman Zonguldak’ın işçisinin lehinde konuşurlar. Ama şu oldu oradaki adam Zonguldak işçisi koştu, belediyeler koştu, iki büyük belediye koştu imdadına. Çıkardılar işte.r Afad onlar daha piyasada yokken yerin altında bu adamların cenazelerini kendilerini sağlıklı olanlarını kurtardılar çıkardılar. Ama tam olarak anlaşılmış değiller. Sonra ne yaptılar bu yapılan mükemmel çalışmaya nazaran seçim oldu aleyhte oy kullanıldı. Aleyhte oy kullandılar dediğim depreme maruz kalanlar.
Eyüp Bektaş:Zonguldak’ta binlerce emekli madenci var. Bunların hepsi çelik gibi insanlar güçlü sağlıklı insanlar bu depremden sonra biz şöyle bir yazı yazdık hatta Şaban Koç var jeoloji uzmanı merhum baş madencilerden Remzi Koç’un oğlu. Onunla da bir haber yaptık depreme karşı Zonguldak ne durumda Yığılca ve Devrek’te fay hatları olduğunu söyledi hatta. Ona şunu sordum ya bu kadar madenci var emekli madenci tamam çalışanlar belli ama emekli madencilerin kayıtları tutulsa nokta olarak isimleri belirlense kan grupları bilmem neleri herhangi bir olası felaket durumunda bu insanlar nokta atışıyla toparlansa helikopterlerle emekli olanlar da çünkü güçlü kuvvetli olanları içlerinden seçilse bir emekli madenci kurtarma ordusu kurulsa diye sormuştum. Şaban da bunu destekledi açıklamayı da yaptık. Zonguldak bütün Türkiye emekli madencileriyle birlikte her türlü felaketlere koşabilecek bir güce sahip.
Fuat Üçüncü: Sahip tabi ki. Koşuyor da nitekim.
Eyüp Bektaş: Öyle bir organizasyon yapılabilir mi?
Fuat Üçüncü: Yapılır tabi ki. Çok da zor değil. Benim zamanım olsa bunları yapardım işte.
Eyüp Bektaş: Ereğli grubu bir yerde toplansa, Çaycuma grubu, Amasra grubu helikopterle alınsa. Köylerde binlerce insan var bu insanların hepsi de böyle bir olayda bir yere gitmek istiyor ama aracı yok aleti yok. Kendisini arayan yok. Devlet bunları çok rahatlıkla yapabilir diye.
Fuat Üçüncü: Ufak tefek bazı şeyler ailelere çocuklara yapılacak yardımlar bırakıp gidenlere öbür dünyaya ne kadar adam can verdi bunlara ilgilerin devamlılığı sağlamak lazım. Bir defa üç kuruş adamın eline tutturup da sonra aramamak olmaz onun çocuğunu tabi alacaksın onlara yardım edeceksin. Yani boş durmayacaksın koşacaksın onun için sizin derneklerin en büyük faaliyetlerini böyle görünce insan mutlu oluyor. Yapın yani bundan kaçınmayın elinizden ne geliyorsa bunu empoze edin.
Korhan Us: Bir de Şehit Madenci Aileleri Derneği var o daha güzel ilgileniyor işin o tarafıyla. Ereğli’de var öyle bir dernek. Çetin diye bir arkadaşımız var. Ereğli’de.
Fuat Üçüncü: Şimdi Mustafa deyince diyorsun ki ben böyle adamlarla çalıştım babası rahmetli hiçbir zaman ağzından kötü kelam çıktığını duymadım ben görmedim ama ben de ona karşı öyleydim çünkü Mustafa beye çok kötülük etmeye kalktılar burada bazı insanlar o zaman ben biliyordum bunların bir uğraştık. Elimizden geldiği kadarıyla yoksa çok aleyhlerinde dönen insanlar vardı.
Eyüp Bektaş: Korhan Us da aynı babası gibi ağzından hiç küfür duymadım. Babasının izinde herkes bilir çok kibardır. Biz de çok şanslıyızdır böyle bir arkadaşın derneğimizin başında olmasından dolayı. Karakuş’un ölümünde Kandilli’de miydin?
Fuat Üçüncü: Yok daha gelmemiştim. Karakuş vefat ettiğinde ben bir sene sonra geldim.
Eyüp Bektaş: Ben babamı bir tek ağlarken o zaman gördüm. Babamı bir defa ağlarken gördüm Karakuş’un ölümünde gece eve geldi o Rat evlerinde oturuyorduk merdiven altında bir kerevet vardı kurtaramadık dedi iş elbiseleriyle geldi hüngür hüngür ağladı onu biliyorum yani. Ben babamı ağlarken bir o zaman gördüm.