Bilenler bilir ilk dostum ile bir deniz maceram vardı. Ereğli-Alaplı sahil yolu üzerindeki 10. kilometrede denize girmiştik birlikte. Dostum denize mayosuz girmişti. Olur mu demeyin vallahi de billahi de doğru. Sahilde bulunan herkesin izlediği ve gözleri ile tanık olduğu bu olay o yıllarda manşetlerden hiç inmedi. Derken bir gün dostum kaçtı evden. Bir daha da kendisinden haber alamadık. Halen daha yok? Yıllar yılları kovaladı. İkinci bir dost buldum kendime. Bir süre onunla da iyi gitti ilişkimiz. İlk olaydan ağzım yandığı için bu dostumla denize gitmedim hiç. Ne olur ne olmaz! Dünyanın binbir türlü hali var. Önümüzde yerel seçimler var. Aday olmayı kafamıza koyduk ve gittik partimize ve başvuru formu istediğimizde ?kalmadı? diye bize kapıyı gösterdiklerinden bu yana dostuma sığındım. Meğerse partim beni satmış ve benden önce de partiyi satanları çağırmış. Öyle abuk-subuk bir şeyler yaşanınca da seçimleri sildim aklımdan. Var ise de dostum, yok ise de dostum. Çok seviyorum çok. İnanın bir tanısanız siz de çok seversiniz. GMİS?in basın danışmanı olan arkadaşım Turan Oral Ereğli?ye geldiğinde ?istersen dostumu vereyim sana al götür Zonguldak?a? dediğimde heyecandan nasıl da boncuk boncuk terlediğini çok iyi biliyorum. Yani benim dostum çok özel. Tam bir gönüldaş. Sevgili. Sevdalı. Dostumun modası geçince değiştiriyorum. Pardon ya; sıkılıp da kaçtıklarında değiştiriyorum desem daha doğrusunu söylemiş olurum. Yeni dostum geldi şimdi. Çok tatlı bir şey canım. Yani sevilmeye doyulmaz. Hele bir bakışı var ki; off! Offf ki ne offf? İnsanın içi gidiyor. O gözlere bakıp sayfalar dolusu şiirler yazmak geçiyor içimden. Geç karşısına birkaç tek at. O kadar güzel gözleri. Bir şey söyleyeyim mi, gözleri ayrı renk. Lens de değil. Yemin ediyorum lens değil. Ama ikisi de ayrı renk. Böylesine şirin mi şirin bişey. Yeni dostumu inanın kendi ellerimle besliyorum. Gak derse süt, gük derse bal. Dile benden dilersen diyorum. Bakıyor gözlerime tüm hayranlık yönlerine öne çıkararak. Gülümsüyor. Gülüşüyoruz. Aramızdaki elektriğin voltajını anlatamam sizlere. Anlayın artık? Kolonyalı mendil ile siliyorum tenini. Mis gibi kokuyor. Hatta tarıyorum bile. Gülmeyin lütfen. Severek yapıyorum ben bu işi. Aşk bu aşk. Sevda. Tutku. Dünya. Siz bakmayın sayın başbakanımızın gazetecilere ?hayvanları ile yatıyor!? diye sataşmasına. Sevgiyi bilse. Anlasa. Değil üç, üçyüzkere öper okşar. O da gider benim gibi gider denize dostuyla da, dostunun çıplak haliyle denize girişini seyreder. Dostum ne demek? Ciğerlerinde dolaşan sevgiyi haykırabilmek ve paylaşmak demek. Ben yeni dostumu da çok sevdim. O?nunla sevişiyor ve oynaşıyoruz. Haziran ayı gelsin de, ibreti alem için denize götüreceğim ve yine çıplak deniz sefasını herkese seyrettireceğim. Görsün herkes. Ne var yani?