Gün boyunca adına ?kritik? denilen buluşmaya çevrildi dikkatlerimiz.

Öyle ya; genel başkanların milletin vekilini belirleyip de atamasını yaptığı seçim sistemi ile oluşan yüce meclisin seçtiği ve aynı siyasal çizginin yandaşı olan cumhurbaşkanı ve başbakan genelkurmay başkanını ?Çankaya?da ağırlayacaklardı.

Geldi geliyor derken, son kare fotoğraflar da çekilip kapılar kapatılarak oturum başladı.

Oturdular!..

Yarım saat.

Bir saat.

İki saat.

Üç saat.

Derken saatler 3.5 atacaktı ki, oturum bitti.

 

Ceeee!..

 

Bazıları ölçüyü kaçırıp ?tarihi buluşma? gibi başlıklar atarak bu oturumu duyururken, içinden ne çıkacağı yolunda herkes bir tahmin yaptı.

Oysa bilinen bir gerçek vardır.

Ve hep öyle olmuştur.

Yani bu oturumdan da civciv ile kuş arasında gidiş gelişler olmuş ve sonunda bilinen açıklamanın tekrarı yapılmıştır:

 

?Görüşmede son günlerde kamuoyunda tartışılan konular ayrıntılı bir şekilde ele alındı. Gündemdeki meselelerin anayasal düzen ve kanunlar çerçevesinde çözüme kavuşacağından vatandaşlarımız emin olmalarıdır. Bu süreçte kurumların yıpranmaması için herkesin sorumluluk bilinciyle hareket etmesi hususları vurgulanmıştır.?

 

Inınının!..

 

Tüm önemli olaylarda aynı ifade yer alır.

Sanki devletin tüm kurumlarının bu final açıklaması aynı kalemden çıkar.

Her şey kontrol altındadır.

Devlet yaraları saracaktır.

Başımız sağolsun; Allah kalanlara sağlık versin.

Kurumlar yıpratılmamalıdır.

Sukuneti muhafa etmeliyiz.

Falan da filan derken pişmakan!..

 

Oley oley oley!..

 

Günler günleri kovalıyor.

Ardından haftalar alıyor eline çalı süpürgesini temizliğe başlıyor.

Aylar rahat durmuyor, yıllar da üstünü üstüne koyuyor.

Ömür böyle bitiyor.

Geride kalanın ?hoş bir sada? olduğuna ise kimse karar vermiyor.

Her kafadan ayrı bir ses.

Ayrı bir nihavent makamı.

Finiş belli.

Her şey kontrolün de altında.

 

Dikkat sola bak!..

 

Son 6-7 yıldan bu yana devleti dövmeye kararlı olanların kalem ve kağıtlarından dökülen kin ve nefret oluyor.

Bu devlet kötü.

Bu demokrasi de!..

Hani özgürlük.

Avrupa kriterleri tantunisi.

Kahrolsun laiklik.

Çek kılıçları.

Savur falçatayı.

Saldırsınlar.

Servisi sağlam mutfaktan.

Vur ha vur!

 

Sus!..

Sesini kes!

Gıkını çıkarma.

Bizim buralarda ?hişdama? da derler buna.

Konuşmayacaksın.

Fısıltısı bile yok.

Yerin kulağı var.

Dost ve düşman kim belli değil.

Uyan!..

Terse yatma.

Sonra tam yatırırlar.

Hiç boşuna ?sen yanmasan ben yanmasam nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa? deme.

Değişti bu.

Sonuna ?enayi? eklediler.

Baksana benim diyen niceleri yaşanan onca olaya rağmen kendini bulunmaz Hintlilerin bez kumaşı sanıp hiç rahatını bozmuyor.

Bir tane milletvekili çıkıp da, ?bu yaşananlar faşizmde olur? diyerek ortaya eylem koyuyor mu?

Oturuyorlar kolkola.

Ver papazı al imamı!

 

Devlet her şeyi bilir.

İzler.

Gözler.

Yönetir.

Aykırıyı da düzeltir.

Haberin ola!

Sakın ola ki bir daha ?dikkat sola bak? falan deme.

Sol mu var!.

Sol tatilde.

Rahatında.

Ceylan derisinde popolarını ısıtıyorlar?