Ve Kerem öldü…
Biliyorsunuz Trabzon’un Ortahisar İlçesi’nde evlerinin önündeki parkta oynarken; bir fütursuzun, bir ahlaksızın ateşlediği silahtan çıkan katil mermi isabet etmişti 9 yaşındaki Kerem Can Özdemir’in başına… Ve 9 gündür hastanede yaşam savaşı veriyordu…
Magandaları durdurmak için hiçbir şeyin yapılmadığı bu ülkede maalesef yaşamı elinden alındı Kerem’in de…
Şimdi evinde yaşanan acıyı tasavvur etmek mümkün bile değil…
Üzgünüz, ama onlara sabır dilemekten başka bir şey elimizden gelmiyor…
Maganda cinayetlerine ‘dur’ demek, masum çocuklarımızın, insanlarımızın öldürülmesini önlemek siyasi iktidarların ve güvenlik güçlerinin görevi…
Yine üzgünüz ki; silahı ateşlerken erkeklik taslayan küçük Kerem’in katili hala ortaya çıkarılmadı, yakalanmadı… Aynı, yine Trabzon Ortahisar’da bir katil kurşunun yaşamdan kopardığı 15 yaşındaki Emir Yuşa Atıcı’nın katili gibi…
Kısacası masum çocuklarımızın katilleri ortalıkta ellerini kollarını sallayarak dolaşıyorlar…
***
İçişleri Bakanlığı’na bağlı Jandarma Genel Komutanlığı’nın geçen yıl ülkede “adeta suç patlaması yaşandığına” dair 2022 Yılı Faaliyet Raporu’nu 4 Haziran günü sitemizde yayınlamıştık… Ülke nüfusunun sadece yüzde 21’inin sorumluluk alanında bulunduğu Jandarma Genel Komutanlığı’nın bölgesinde; asayiş suçları bir önceki yıla oranla yüzde 10 artmış ve 537 bin asayiş olayı yaşanmıştı… Ya Polis bölgesi?
Gazeteci İsmail Arı’nın “Ülke suç cenneti” başlıklı bu haberini yayımlarken içimizde yine de bir “acaba” sorusu vardı… Ancak son günlerde art arta yaşananlar, artık acabalara yer bırakmıyor maalesef…
Miras katliamları, aile içi şiddet katliamları, dur durak bilmeyen kadın cinayetleri, on yıllarca süren davalarla sonuca ulaştırılmayan, aileler arasında sulhu sağlayacak mahkeme kararlarının verilmediği arazi çatışmaları… İnanılmaz göçmen, mülteci cinayetleri…
Diyarbakır Bismil’de iki aile arasında 70 yıldır devam eden arazi kavgasının sonucunu hepiniz biliyorsunuz… 200 dönümlük tarlayı paylaşamayan aileler arasında makineli tüfeklerin kullanıldığı bir meydan savaşı yaşandı adeta… 9 kişi öldü, 2 kişi de yaralandı…
Devlet nerede, hukuk, adalet nerede?
Neden sürsün bu tür anlaşmazlıklar 70 yıl, 80 yıl… Neden devlet yetkilileri araya girip iki aile arasında bu tarlaları sulh içinde paylaştırmadı? Neden mahkemeler olayı uzattıkça uzattı?
Biliyoruz ki günümüzde; kardeş kardeşe bile ailesinden kalan malları vermek istemiyor, bencilce hepsine sahip olmak istiyor… Keza yukarıdaki olayda yaşandığı gibi köylerde, kasabalarda köylüler arazileri paylaşamıyor… Karşı tarafın da olsa, arazinin kendi malı olduğunu iddia ediyor, sahip olmaya çalışıyor…
Ve sonuçta mahkemelerde on yıllardır süren böyle pek çok dava, anlaşmazlık bulunuyor… Davalar dededen torunlara kalıyor hantal hukuk sisteminde…
Sonuç mu?
Sonuç; Bismil Serçe Köyü’nde Taş ve Alyamaç aileleri arasında 9 kişinin katledilmesiyle sonuçlanan katliam gibi olayların yaşanmaması için siyasi ve adli erkin konuyu masaya yatırıp, çözümlemesi… Davların, anlaşmazlıkların bir an önce çözüme ulaştırılmasını, hem de sulh ile sağlaması…
Umarız birileri bunu yapabilmek, başarabilmek için çalışmaya başlamıştır bile!
***
Uygulanan politikalarla yoğun göçmen ve mülteci akınının yaşandığı ülkemizde “suç patlaması”na ne yazık ki; göçmen ve mülteciler de inanılmaz cinayetlerle katkıda bulunuyor…
Kadın cinayetleri, birbirinin boğazını kesen göçmenler… Ve İzmir Bayraklı’da yaşanan tüyler ürpertici üçü kadın dört kişinin öldürüldüğü katliam…
Öylesine inanılmaz bir vahşet ki… Olay yerine giden polis bile “burası ceset dolu” diye şok yaşıyor… Türkmenistan uyruklu katil, resmen tasarlamış… Nereden alacağını soruşturmuş ve bir derin dondurucu almış önce, sonra sevgilisi olan anne ve iki kızını, kadının erkek kardeşini ilaçla uyutarak, öldürüp, parçalara böldükten sonra dondurucuya koymuş… Acaba onların paralarını mı çalmaktı amacı?
Evet Türkiye’nin kanını donduran, dondurucuda dört cesedin bulunması olayının katili yakalandı, Çeşme’de…
Bu olay da gösteriyor ki; göçmen ve mülteci politikasıyla ülkeyi bir göçmen cenneti haline getirenlerin, yanlış yaptıklarını anlayıp bu konuyu da masaya yatırarak bu politikalarından vazgeçmelerinin zamanı geldi geçiyor…
Şiddetsiz, huzur ve barışın hakim kılındığı ülke özlemiyle iyi haftalar diliyoruz…