En sonunda pes edildi.
Bülent Ecevitin adını çizdiler Zonguldaktan.
Bir zamanların dağlara taşlara ismi yazılan Karaoğlanın yok saydılar.
Yok ettiler.
Belki haklıydılar.
Olabilirdi de! Ama
ama
ama!
Böyle olmamalıydı.
Ecevitin adını hem ortaya atıp, hem de daha sonra sıvışmak için fırsat kollanmamalıydı.
**
DSPli eski bakanlardan CHPnin İstanbul Milletvekillerinden Erdoğan Toprak, Zonguldaklılara sormadan, bu konuda herhangi bir araştırma yapmadan tuttu da gitti önerge verdi Zonguldak Karaelmas Üniversitesinin adını Bülent Ecevit olarak değişsin diye.
Alkınca ben yaptım oldu dedi.
Ama olmadı.
Merhum Bülent Ecevitin başkanlığı döneminde baba Ecevit diye bağıranlar, ayağa kalktı Erdoğan Toprakın teklifi karşısında.
Açıkça İstemezük dediler.
İmza topladılar.
Seslerini yükselterek uyardılar.
Uyarının sinyalini bu kez CHPli Ali İhsan Köktürk aldı.
Şıp dedi damlayıverdi.
Tıkıtıktıktıktık.
Yazdılar.
Çizdiler.
Ve verdiler önergeyi ki, teklifimizi geri aldık diye.
Gözünaydın Türkiye.
Gözün.
Gözünaydın Zonguldak.
Gözün.
Ölen ölmüş.
Giden gitmiş.
Bize ne Ecevitten.
Ölüsünü bile sömürdük.
Posasını attık işte.
Aynen 2002de satıp da AKPnin yollarına gül suları döktüğümüz gibi.
DUYAR MISIN?
Oda TV davasından 4 gazeteci tahliye oldu.
Anlatıyorlar yaşadıklarını.
İnsanın içi doluyor.
Bu duygusallık içinde iken Canan yazıyor uzaklardan ne olacak bu işin sonu diye.
Başlıyorum mermi gibi saydırmaya:
iktidara kızmak en kolay yol
kendi suçunu örtmek için
bu halk chp ye oy vermiyor
aynı add deki seçkinciler gibi
halka tepeden bakan ve kendilerine halkçı diyen seçkinciler chp de
ecevit te yok
o emine ülker var
birgül ayman güler var
genel başkan olsunlar
partiyi ihtiyarlardan temizlesinler
ve iç kavgayı bitirsinler
kavga edeni atsınlar partiden
hileye hurdaya karışanları temizlesinler diyorum.
bu gidişle
bir gün herkes AKP li olacak
yada
bir gün herkes hapse girecek diyor.
Finali:
hapse almayacaklar
bizi beleş yedirip içirmemek için evde hapse atacaklar sözleriyle noktayı koyuyorum
**
Oda TV davasından tutuklu gazeteci Müyesser Yıldız CHP Milletvekili Melda Onura yazmış:
Biliyorsunuz cezaevlerinde sadece kuşa izin veriliyor. Neden kuş da, mesela kedi değil? Kendi imkanlarımla araştırdım. Ceza İnfaz Kurumlarında Bulundurulabilecek Eşya ve Maddeler Hakkında Yönetmelik varmış. 17.06.2005 tarihinde yayımlanan bir yönetmeliğin 15. maddesine dayanıyor kuş izni. Ama belirttiğim gibi kuşun da, mesela kediye izin verilmemesinin gerekçesini bulamadım, çözemedim. Bir kedinin pekala koğuşta kalabileceğini düşünüyorum. Kuşa mesafeli durmamın sebebini tahmin edersiniz. Zaten biz kafesteyiz, onu da kafeste görmek istemiyorum. Ayrıca malum; toprak gördüğümüz yok, elektrik yüklüyüz. Bir kedim olsa okşar, sever, can alırım. İşte sizden isteğim bu. Alt tarafı bir yönetmelik. Gözden geçirilemez mi? Bunu gündeme taşıyıp ilgililerle görüşebilir misiniz?
Ne anladık bu mektuptan?
Ne?
Ve hala birbirini yemekle meşgul aslansız sosyal demokratlar, siz ne yapıyorsunuz?