Ereğli Ereğli olalı böyle eziyet görmemiştir. Hiç bitmeyen, her geçen gün daha da büyüyen sorunların başında trafik ve çöp sorunu, hatta hava kirliliği artık insanları halinden bezdirdi.
Trafik sorunu eğer en kısa zamanda çözülmez ise Ereğli’de kazaların, kavgaların önüne geçilmez olacaktır.
Gün geçmiyor ki sosyal medyada trafik sorunu ve çöp sorunu ile ilgili paylaşım yapılmasın.
Trafik başlı başına bir sorun Ereğli’de. Trafik polisi görmek hemen hemen çok zor artık. Otobüs duraklarında park eden araçlar mı ararsınız, yolda 2. 3. sırada dörtlüleri yakarak yolun kendine ait olduğunu zanneden sürücü mü ararsınız, yol benim istediğim gibi yolda giderim düşüncesinde olan motosiklet sürücüsünü mü ararsınız… AVM ve hastane önleri en güzel örnek bu konuda. Bu memlekette sürücü olmak da zor yaya olmak da. Halk otobüsü sürücüsü olmak da zor aslında. Durakta araç park ettiği için yolun ortasında yolcu indirip bindiren halk otobüsüne haklı olarak arkadan korna çalan diğer araç sürücüsüne kendini kaybedip kötü laf sarf eden, el frenini çekip “ne yapmamı istiyorsun” diye haklı olarak laf eden sürücüye inanın bir şey diyemiyor insan. Hele inen yolcu yaşlı, engelli vs ise o trafiği düşünün ne hale geliyor. Özellikle Bağlık Polis Karakolu ile Göztepe Köprüsü arasında, pazaryerinde yaşanan bu sıkıntıya, bu çileye dur diyecek yetkili yok mu Ereğli’de. Tatile gelenler nedeniyle de araç sayısının arttığı yaz aylarında trafik çıldırtıyor insanı. Aman hele ki Erdemir’in giriş çıkış saatleri olan 16.00 /18.00 saatleri arasında sakın ola ki trafiğe çıkma gafletinde bulunmayalım. Sadece bu bölgede mi sıkıntı, hani “akıllı kavşak” var dillere destan. Bıraksaydınız da “akılsız” haliyle kalsaydı bu kavşak.
Başka bir sorun ya da dikkat çekici bir hareket de ön yolcu koltuğunda oturan kişinin kucağında bebek/çocuk olması. Anne ya da çocuğu kucağında taşıyan kişi çocukla arka koltukta oturursa ne oluyor acaba? Bu davranışın düşüncesizlikle vs ile hiç ilgisi yok tam bir görgüsüzlük diyorum ben buna.
Sadece yetkililer mi sorumlu bu işten? Eğitimsizliğin yok olduğu, bencilliğin, hele hele kimse kusura bakmasın görgüsüzlüğün tavan yaptığı bu memlekette herkesin başına bir polis mi dikeceğiz? Polis kadar sürücü ve yaya olarak bizlere de çok görev düşüyor aslında. Örn.toplu taşımacılığı kullanabiliriz. Bakın araçlara, yüzde 80 inde sadece sürücü var. Toplu taşımacılığa yönlendirilmeli insanlar. Hem hava kirliliğine de bir nebze etki olur. Bisiklete yönlendirelim diyemiyorum çünkü bisiklet yolumuz yok. Motosikletlilerle baş edemezken bir de bisikletliler çıkmasın başımıza. Motosikletlilerin çoğalması ile her gün motosiklet kazası yaşanıyor Ereğli’de. Hızlı giden mi ararsın, makas atarak giden mi ararsın, yaya kaldırımında giden mi ararsın, ters yönde giden mi ararsın, 3 – 4 yaşındaki çocuğu bile önüne alarak trafiğe çıkan, bir motosiklette 4 kişi ile trafikte olanları mı ararsın. Bunları ben ve benim gibiler görüyor da polis görmüyor mu? Polis her dakika bunları mı takip edecek diyeceksiniz. Hani bizim ilçemizde mobese kameraları vardı ne oldu onlara? Devrede mi değil? O zaman acilen devreye alınmalı. Bir vatandaş olarak yetkilileri acil çözüm bulmaya davet ediyorum.
Gelelim çöp sorununa;
Bütün mahallelerde çöp sorunu almış başını gidiyor. Çözüm bulunabilir mi? Tabii bulunur. Çöpler ayrıştırılabilir, özellikle yaz aylarında evlerde yapılan tadilat molozları, ev atıkları için çöp konteynırlarının yanına ayrıca konteynırlar konabilir, muhtarlar ile görüşülüp bu konuda bilgilendirilip, onların da mahalle halkını bu konuda bilgilendirmeleri konusunda görev verilebilir.
Çöpleri toplayan görevlilere işleri konusunda eğitim verilmeli? Bu konuda da eğitim mi olur demeyin. Olur… Çünkü konteynırı kamyona boşaltıp yerdeki çöp poşetlerini konteynırın içine atan, dökülen çöpleri tekrar konteynırın yanına süpüren temizlik görevlileri gördü bu gözler…
Peki burada da her mahalleye zabıta mı koyalım?
Tabii hayır.
Yine geldik aynı noktaya…
Eğitim, bencillik ve görgüsüzlüğe…
Çöp konteynırlarının üzerinde;
“TEMİZLİK SAYGI İŞİDİR BAŞARAN ÇAĞDAŞ KİŞİDİR” yazılı.
Ne yazık ki saygıyı da çağdaş olmayı da beceremedik.
Yöneticiler kadar biz vatandaşlar da sorumluyuz bu durumdan…
Hani bir söz vardır “Her Şeyi Devletten Bekleme” diye. Ha işte tam burada kullanılması gereken bir söz bence.
HAVA KİRLİLİĞİ Mİ? BAŞLI BAŞINA SORUN…
GÜLER ÖNDER