24 Ocak 1993 yılında evinin önündeki otomobiline konulan bombanın patlaması sonucu katledilen gazeteci yazar Uğur Mumcu ülke çapındaki etkinliklerle anılıyor. Kdz. Ereğli’ de ise 30 yıldan bu yana saat 12.30’da yapılan anma töreni, geçen yıldan sonra bu yıl da saat 14.00’de yapıldı. Daha önce bir çok sivil toplum kuruluşunun (Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, CHP, DSP; Alevi Bektaşi Derneği, Lise Mezunları Derneği, Gazeteciler derneği, KERÇEP gibi) katılımı ile ve de öğle paydosu gözetilerek düzenlenen anma etkinliklerinin ADD Kdz. Ereğli Şubesi tarafından saat 14.00’de kaydırılması şaşkınlık yarattı.
Saat 12.30’da Atatürk Anıtına giderek Mumcu’yu anmak isteyenlerin “törenin 14.00’e kaydırılmasına anlam veremediği etkinliği ADD (Atatürkçü Düşünce Derneği) ile ERMED (Ereğli Dijital Medya ve Gazeteciler Derneği) şubesi ortaklaşa düzenledi.
Gazetecileri temsilen konuştuğu bildirilen Doğan Gönüllü şöyle dedi:
““onun fikri mücadelesinin önünü kesemedi” derken ADD adına ise Likoğlu, “laik Cumhuriyet için canlarını hiçe sayan aydınlarımızı unutturmayacağımızı haykırıyoruz.
‘Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz’ diyen Üstat Uğur Mumcu, yalnızca bir gazeteci, yazar ve araştırmacı değil, aynı zamanda keskin bir vatanseverdi. O, kalemiyle ve kelimeleriyle halkının özgürlüğünü savundu. Her yazısında, her haberinde, her araştırmasında gerçeği aradı ve halka doğruyu söylemek için hiçbir güçten korkmadı. Mumcu’nun yazıları, sadece haber/yorum değil, aynı zamanda birer devrim çağrısıydı. O, güçlülerin değil, halkın, haklının yanında durdu; halkın sesini duyurmak, demokrasiyi yaşatmak için savaş verdi. Uğur Mumcu’nun katledilmesi, Türkiye’nin demokratikleşme sürecine darbe vuran büyük bir kayıp oldu. Ancak, onun mücadelesi son bulmadı. Bugün onun izinden giden milyonlarca insan var. Mumcu, yalnızca bir gazeteci olarak değil, bir halk kahramanı olarak da hafızamızda yaşayacak. Onun öldürülmesi, karanlık güçlerin baskılarına karşı dimdik ayakta duran tüm vicdanların susturulmaya çalışılmasıydı. Ama unutmayalım ki; Uğur Mumcu’nun ölümü, onun fikri mücadelesinin önünü kesemedi. Bugün, burada onun düşüncelerini yaşatıyor, Türkiye toplumunun daha özgür, daha adil ve daha demokratik bir hale gelmesi için çaba sarf ediyoruz.”
ADD Şube Başkanı Uğur Likoğlu da “24 Ocak 1993’te bombalı suikast sonucu kaybettiğimiz Uğur Mumcu’nun katillerinin aradan geçen 32 yıla rağmen bulunamaması, cinayetin aydınlatılamaması ya da aydınlatılmak istenmemesi düşündürücü ve utanç vericidir. Ne yazık ki Uğur Mumcu ve diğer demokrasi şehitlerimize dil uzatan, onların aziz hatıralarını karalamaya çalışan siyasi bir zihniyet tarafından yönetilmekteyiz. Mücadelemiz işte bu zihniyete yöneliktir.” Dedi ve sözlerine şöyle devam etti.
“Ocak ayı, toplumsal hafızamızı yoklama zamanıdır. Adalet ve Demokrasi Haftası’nda; hak, hukuk, adalet, demokrasi, insan hakları, özgürlükler ve laik Cumhuriyet için canlarını hiçe sayan aydınlarımızı unutmadığımızı ve unutturmayacağımızı bir kez daha haykırıyoruz. Uğur Mumcu, Prof Dr. Muammer Aksoy, Doç. Dr. Bahriye Üçok ve Şehit Emniyet müdür Ali Gaffar Okkan’ın hain bir saldırıyla kaybedişimizin yıl dönümünde sarsılmaz bir inanç ve kararlılıkla, saygıyla anıyoruz.”
