Ferhan öğretmen, festivallerin devam etmesini ve kültürel etkinliklerin artırılmasından söz etti.
O önce bir öğreten, sonra yazar ve de ayrıca hukukçu. Yaşamını eğitim ve öğretime adayan sayısız kitapları bulunan ve de baroya kayıtlı bir avukat olan Ferhan Topçu, “Öğretmenim nasıl bir belediye yönetimi istiyorsunuz?” sorumuza duyarsız kalmayarak yanıt verdi. Avukat olmasına rağmen cüppesini asıp yazarlığa dalan ve ülkenin dört yanından söyleşi ve imza günleri daveti alan Ferhan Topçu ile yaptığımız söyleşinin vurgusu elbette kültür ve sanat.
Sayın Topçu ile söyleşimizin ayrıntılarında şu ifadeler yer aldı:
- Hocam merhabalar, Ereğli Belediyesi143 yaşında. 143 yaşındaki Ereğli Belediyesi 31 Mart’ta yeni bir seçim geçirecek artık göreve kim gelir eskisi mi kalır yenilenir mi meclis yenilenir mi ne olur bilmiyoruz. Biz sadece partileri ve kişileri geçtik istiyoruz ki 31 Mart’tan sonra Ereğli’de ne değişecek ve vatandaş ne bekliyor? Siz yeni yönetimden ne bekliyorsunuz?
Yeni yönetimden beklentilerimden önce sözlerime şöyle başlamak istiyorum: Anayasamızın ikinci maddesi diyor ki devletimiz demokratik laik ve sosyal hukuk devletidir. Buradan hareket ederek belediyeciliğin de sosyal belediyecilik olması gerekir. Bunu sanıyorum herkes biliyor.
Sosyal belediyecilikte ilgili birkaç örnek vereyim: İlk aklıma bölgemizde bulunan korumaya muhtaç kişilere, öğrencilere, gazilere yapılacak yardımlar geliyor. Bu insanlara toplu taşımacılıkta destek olunabilir. Dışarıdan gelen yoksul öğrencilere barınma desteği verilebilir. Mevzuat uygunsa bir yurt yapılabilir. Ayrıca yine öğrencilere, muhtaç insanlara yemek verilebilir. Bir ara belediyemizin böyle bir uygulaması olmuştu. Bunlar çok önemli şeyler. İnsanların ekmekle karınlarını doyurmaya çalıştığı bir zamanda bir kap sıcak yemek çok değerli. Bu tür uygulamaların İstanbul’da Ankara’da, birçok yerde örneği var. Maliyetine, cüzi bir ücretle yemek dağıtılabilir.
Çevredeki insanlara sosyal dokunuşların bir kısmı maddi, bir kısmı da kültüreldir. Sosyal belediyecilik dediğimiz zaman kültürel etkinlikleri ve çevre duyarlılığını da belirtmeliyiz. Bunların hepsi aslında bizim doğrudan sosyal hayatımızı ilgilendiren konular. Çevre konusunda belediyelerin de politikaları olmalı. Burada saydıklarım bilinen şeyler, belediye başkan adayları da biliyordur. En azından bu konuların uzmanlarıyla çalışabilirler.
Yukarıda söylediklerim genel şeyler, doğrudan beni ilgilendiren konuyu sona bıraktım. Ben bir yazarım, edebiyatla ilgiliyim. Kültürel konularda önerim ve beklentilerim var. Belediyeler geleceğe aktarılacak kültürel etkinlikleri kurumsallaştırmalı. Yöredeki kültürel geleneklere yenileri eklenmeli. Örneğin çoğunun eleştirdiği veya küçümsediği festivaller yapılıyor, bu festivallerin yapılması doğrudur. Halkın ihtiyacıdır eğlenmek. Festivallerin içeriği zenginleştirilbilinir. Her yıl kendini tekrar etmemelidir.
Sahil şeridi de aynı şekilde bir ihtiyaçtır. Bunlara eleştiri getirenler bence bazı şeyleri eksik görüyorlar. Bunu tamamlayacak olan nedir, daha kalıcı daha köklü yeni atılımlar yapmak. Örneğin ben 10 yıl önce Bartın’a kitap fuarına gittim. Bartın biliyorsunuz Ereğli’den daha küçük bir yer. Orada yıllardır kitap fuarı düzenleniyor. Hatta dışarıdan gelenlere barınma yemek gibi konularda da destek olunuyordu. Bartın'da bu gelenek haline gelmiş. Sanırım DSP zamanında bu başlatılmış, daha sonra MHP'li belediye başkanı geldiğinde de devam ettirmiş. Benim katıldığım dönemde belediye başkanı MHP'liydi. Demek istediğim doğru ve yerinde bir kültürel etkinlik geleceğe kalır.
Gözlemlediğim bir şey var; kökleşmiş festivallerden ve kültürel etkinliklerden vazgeçilemez. Festival kaldırılırsa seçimlerde halktan tepki görülür. Biliyorsun, Ereğli'de yönetim değişikliği oldu, iktidardan yana bir belediye başkanı geldi ve festivalleri yapmadı. 5 yıl sonra öyle bir noktaya gelindi ki halk bunu onaylamadı, şikayetler başladı. Sokakta, pazarda ya da kapıma gelen köylü kadınlarla konuştuğumda, kime oy vereceksiniz dediğimde "Bunlar festivalleri kaldırdılar, bir tek eğlencemiz buydu, bunu bize çok gördüler..." Bu sözleri çok duydum. Ve sanıyorum ki o dönemde bu şikayetler onların da kulağına gittiği için biz de festival yapacağız diye programlarına koydular. Demek ki böyle kültürel etkinlikler kalıcı olabiliyor. Aynı şekilde Ereğli’de 10 gün kadar sürebilecek bir kitap fuarı düzenlense iyi olmaz mı? İllerde, ilçelerde, çoğu yerlerde yapılıyor, ben de gidiyorum bir yazar olarak.
- Hemen bir şey soracağım hocam Ereğli’de çok yazar arkadaşlarımız var ben özellikle yakından takip ediyorum yerel yönetim sizden kitap alıyor mu?
Hayır, bu söyleyeceklerim şikayet olarak algılanmasın, içimde kalan bir duygudur. Siz sorduğunuz için konuşuyorum, ÖĞRETMEN VE ÖĞRENCİLERİ kitabım çocuklara yöneliktir. Aynı zamanda yetişkinler de okuyabilirler. Bu kitabımın alınmasını bekledim. Oyuncak müzesine gelen çocuklara kitap dağıtıldığını biliyorum. Benden 100 veyahut 200 tane kitap alınsaydı çok memnun olurdum. Hem kitabım çocuklara ulaşırdı hem de bana destek olunurdu. Şu anda elimde basıma hazır dosyalar var ama bastıramıyorum, çünkü kağıt çok pahalı. ÖĞRETMEN VE ÖĞRENCİLERİ kırk yıllık mesleğimden süzülüp gelmiş bir kitaptır. Pedagojik anlamda çok doyurucu bir kitap. Kitabı okuyanlar öyle diyor, bunu çocuk da okuyacak öğretmen de okuyacak anne baba da okuyacak; yani 7'den 70'e herkesin okuyabileceği bir kitap.
Son iki yıldır festivalin bünyesinde yerel yazarlara yönelik stantlar açılıyor. Bu güzel bir gelişme, ben bunun daha kapsamlı daha geniş olmasını istiyorum. Fuara dönüştürülebilinir. Ereğli’ye 10 günlüğüne gelen bir kitap fuarı olursa ulusal yazarlar da katılır, önemli yazarlar da gelir, o zaman bunun sayesinde insanlar kitapla tanışır. Neden kültürel etkinlik diyorum, neden kültürel atılım diyorum, yenilikler diyorum; çünkü kalıcı olan onlar. Eğer yöredeki insanların değişim ve gelişimini istiyorsak, bu kültürel faktörlerle olur, kültürle olur. -
- Yerel kültür özellikle değil mi?-
- Yerel kültürü de koruyacaksın var olanı da koruyacaksın, üzerine yenileri ekleyeceksin. Kültürel değerlerimiz nedir? Örneğin Cehennemağzı Mağaraları bizim için çok değerli, dışarıdan gelen misafirimizi oraya götürüp gezdiriyoruz. Şimdi aklıma geldi; dramatik olaydır. Biliyorsunuz sahilde bir heykel var, Herkül Heykeli. Onu kaldırmışlardı götürüp mağaraların oraya koymuşlardı, bu tepki çekti. Yönetim değişince yeniden aynı yerine konuldu. Yaratılan kültürel değerleri yok etmek kolay değildir. Demek istediğim şu: Anlatmak istediğim herkesin bildiği belediye hizmetleri değil.-
- Hocam belediye başkanı olmasa da belediye kadrosu bunu yapıyor zaten. Yolu, suyu bunlar temel hizmetler.-
- Belediyecilik dediğinde herkesin aklına gelen bilindik hizmetleri söylemiyorum. Ha şunu da demek istemiyorum; Tunceli Belediyesindeki veya Ovacık Belediyesindeki gibi olsun. Her yörenin kendine göre koşulları vardır, o koşullar dahilinde yeni şeyler yaratılabilir. Çok değerli uzmanlar var. Bizi aşan konularda, alanında uzmanlaşmış insanlar var. Ereğli’ye geldikleri zaman başka neler yapılabilir, planlanır.
Ben bunları konuşurken amacım var olan yönetimi eleştirmek veya yermek değil. Seçimlerde destekledim. Siyasi konularda, siyasi partiler konusunda mesafeli dururum, gördüğüm doğruları söylerim, yanlışları söylerim, gerçekleri söylerim. Neden destekledim? iki yıl Bodrum’da öğretmenlik yaptık eşimle beraber orada çalıştık. Bodrum’dan geldiğimde yönetim değişmişti. Sembol haline gelmiş sahildeki heykel gitmişti. Sahilde dolaşan insanların yüzleri gülmüyor, neşelerini kaybetmişler gibi gelmişti bana. Sanki kentin ruhu çekilmiş, o eski cıvıl cıvıl, ne bileyim sokaklarında ki o hava bir değişik geldi bana. Bir kentin ruhu böyle çekilebilir mi bu kadar etkilenebilir mi? Ben o zaman dedim ki her ne koşulda olursa olsun ben destek olmak zorundayım. Burada siyasi bir şey değil beklediğim ve önceliğim. Sokağa çıktığım zaman insanların daha güler yüzlü ne bileyim gerginlikten uzak olmasını istiyorum. Biz sanatçıyız benim asıl beklentim bu konuda; yoksa diğerlerini siz de biliyorsunuz.
Yeri gelmişken söyleyeyim, biz yerel yazarların, sanatçıların da yüzü gülmeli. Şehirde okuma grupları var, her ay bir kitap okunup birlikte değerlendiriliyor. Ama toplanacakları, sakince konuşacakları mekan yok. Bir yazarımızın yeni çıkan kitabının tanıtımını yapacağı bir mekan yok. Ben, en son kitabımın imza gününü ve tanıtımını bir kafede yaptım.
Kente bir kütüphane, bir toplantı salonu kazandırılsa iyi olmaz mı? Örneğin yöresel evlerin bulunduğu alana yapılabilir. Hemen karşıda Cehennemağzı Mağaraları, orada da geleceğe ışık tutan kütüphane, toplantı salonu...-
- Teşekkür ederim hocam.
- Bu söyleşi için ben teşekkür ederim. Hatırlanmak, akla gelmek güzel.
Haber: Eyüp Bektaş